| 12 | YENİ İNSANLAR

1552 Words
Kadın yemeklerden önce bizi tatlı servisine boğduğunda çıldırmak üzereydim. Masada çeşit çeşit, tatlı vardı ve hepsi de parıldıyor, göz kırpıyor, ye beni diye bağırıyordu. Akışkan çikolatalar, vişne soslu kekler ve of…Bunlar uzun zamandır yiyemediğim o pahalı tatlılardı! Ben nasıl aşkla bakıyorsam Coren’da aynı dehşet ve şokla masaya bakıyordu. “Kurumuş kan.” Dedi vişneli keke bakarak. “Çamur…” “Hayır Cor-“ “KAKA.” Derken gözleri cinayet işler gibiydi bu yüzden hemen müdahale ettim. “Daha önce yemediğin için öyle geliyor. Tadına baksana.” Benim hevesli bakışlarıma yenildikten sonra “Tamam.” Dedi ve elini çikolatalı ıslak keke geçirdi. Sonra huylanarak geri kaldırdığında kekin çikolatası kek ve onun eli arasında sünmeye başlamıştı. Yüzündeki ifade muazzamdı. Şaşkınlıkla elini silkeliyor ve ondan kurtulmaya çalışıyordu. Aynı anda da bana bakan gözlerinde sessiz yardım çığlıkları vardı. “Çatalla yersen daha rahat edersin.” Adam bilmediği için böyle yapıyordu tabi. Uzanıp çatalla bir parça kopardım ve ağzına uzattım. “Al bakalım.” Ama ağzını açmadı. Hiç yemediği için tadı hakkında endişeleniyordu. “Aç be ağzını çok güzel.” O şaşkın ve endişeli suratı öyle tatlıydı ki masanın üzerinden atlayıp yanaklarını sömürmeme çok az kalmıştı ama pek sabırlı birisi değildim. Bu yüzden onun nazıyla uğraşamadan çatalı ağzının içine sokuşturdum. Yanağının kenarında sakladığı kek parçasını öylece tutmaya devam ederken gülümsedim. “Çiğne şunu.” Sonunda başardık. Çiğnedi ve kaşları çatıldı. “Beğenmedin mi?” Derken şaşkındım. “Tadı garip.” Diye mırıldandı. “Beğenmediysen tükür-“ Diyordum ki yedi. “Diğerlerine de bak!” Her bir tatlıdan parçalar kopartıp ona yedirdim. O yerinde sabit dururken dört dönüyordum. Tüm tatlıları denemesini izledikten sonra eli yanağına gitti ve o… GÜLÜMSEDİ. “Coren?! Sen gülümsedin mi!” KALBİM. YARDIM EDİN. ÖMRÜ HAYATIMDA BÖYLE GÜZEL BİR GÖRÜNTÜ GÖRMEDİM! O gülümsediği için ben de üzerine eğilerek kocaman gülümsedim çünkü artık kendimi tutamıyordum. “Gördün mü? Tatlı insana bunu yapıyor işte.” Yanaklarındaki hafif kızarıklıkla parmağındaki çikolataları yaladı. O da bundan zevk almıştı! Ve sikeyim. Keşke parmaklarını yalayışını izlemeseydim. Şeytan: (Aklındaki şeylerin hiçbirini ben söylemiyorum.) 🐶 Birkaç gün sonra aşçı bize, biz aşçıya oldukça alışmıştık. Yaptığı yemekler akıl almaz derecede iyi olduğu gibi yanında hazırladığı mezeler yüzünden Coren’la ağzımızın suyu akıyordu. Yemek saatini heyecanla beklediğimiz günlerden bir gün masaya konanlarla nefesim kesildi. Mükemmel. Ama neden bir tabak fazla? “Bu ne içi-“ Diyerek tabağı gösterirken sandalyeye oturan Lucen’ı görüp irkildim. “Selamlar Irena!” “Ah! Ne ara geldin?!” “Yemeğe bakmaktan beni gördüğün yok.” Dedi sırıtarak. “Coren! Geldiğini neden söylemedin?” Cevap olarak başını yana çevirdi ve öfkeyle iç çekti. “Aşçıya alışmanıza sevindim! Birkaç personel daha ekleyeceğim.” Dedi Lucen neşeyle. Cevap Coren’dan geldi. “Hayır.” Diğer tuhaf cevap de Lucen’dan. “İnanamıyorum Coren! Masayı kafama fırlatmadan sadece hayır dedin!” Ona resmen aşkla bakıyordu. Eh, haklı. Coren insan olamayacak kadar yakışıklı. “Başkalarını istemiyorum.” Lucen’a öldürecek gibi bakıyordu. “Sen de git.” O sırada Lucen hala aşk doluydu. “Kafamda kırmadan sakince git dedi…” Hay anasını ortama gel ya. Aşçı konusunda kafam rahattı çünkü yemek dışında odasından çıkmıyordu. Yani bu ev için idealdi. Ama güzellik uzmanları çok konuşup Coren’ı da beni de geriyordu. “Lord Lucen, aşçımız gibi insanları seçtiniz. Değil mi?” Yalvarırım öyle olsun çünkü bir sonraki kişiyi tahmin ediyordum ve bu konuda acayip endişeliydim. “Elbette hayır.” Yüzünde gülümseme vardı ama bu ne gözlerine ulaştı ne de dudaklarına. “Onları çoktan tuttuk. Yani kimse o olacak… Endişe etmek durumu değiştirmeyecek o yüzden en iyisi yemeğini ye.” Ve yarın sabah, en büyük korkum köşke giriş yaptı. Kuaför. 🐶 COREN Irena bana çikolatayı verdiği zaman tadı garip gelmedi. Hissettirdikleri garip geldi. Dişlerim kamaşıyordu, ellerim ve ayaklarım karıncalanıyordu. Tatlının hissettirdiği buydu. Tıpkı Irena bana dokunduğu zaman hissettiğim şeyleri hissettirmişti. Ufak elleri genelde garip şeyleri tutuyordu. Tanımadığım eşyalar, tuhaf ışıklar ve aletler… Kısacası alışık olmadığım bir ton yabancı şey. “Bunun içeriği farklı!” Yerinden fırlayarak çileği çikolataya batırıp ağzıma sokuyor, her verdiği tatlıda bana beklentiyle bakan gözlerini kırpıştırıyor ve dişlerini göstererek gülümsüyordu. Güzel ve lezzetli dediği şey bu mu? “Bunu da dene!” Masada fırtına gibi dolaşmasını izlerken ağzımdaki ne olduğunu bilmediğim şeyi çiğnemeye devam ettim. Bu kadın bana bir şeyler uzatıyor ve ben de alıyorum. Sonra da gülümsüyor. En güzel kısmı bu. Çünkü mutlu bir şekilde gülümsemesi, güzel. O böyle gülümsediğinde gözlerim ve dudaklarım seğiriyor, nefesim dengesizleşiyor. Anlamadığım bu fiziksel durum karşısında elimi kaldırıp yanağıma dokundum ve anormalliği algılamaya çalıştım. Ama Irena bana şaşkınlıkla bakıp daha da büyük gülümsedi. “Coren? Sen gülümsedin mi?!” Gülümsedim mi? “İşte tatlı insana böyle yapıyor!” Neşeyle şakıyarak bir şeyler daha uzatırken gülümseme dediği şeye devam ettim. İster istemez… Tatlı… Yani, Irena? 🐶 IRENA “İstediğiniz bir model var mı?!” Kadın elindeki MAKASI, Coren’ın yüzünün yanında açıp kapatırken onu zar zor oturttuğum sandalyede kızıl büyüsünü yaymaya başlarken gördüm. Kaşları iyice çatıldı, solukları hızlandı ve kendini bu ‘Saldırı’ karşısında tutmaya çalıştı ama güvende hissetmiyordu. Şu an savaş alanında eli kolu bağlı halde oturuyor olarak görüyordu. Isırdığı dudaklarından bunu açıkça anlıyordum. “Amanın!” Kadına fırladım ve elindeki makasa yapıştım. Şok içinde bana bakıyordu. “Kesici aletler YASAK demiştim.” Gülümsedim ama gülümseyerek ilk defa birini öldürmüş olabilirdim. “Lord Coren’ın kesici aletlere HASSASİYETİ VAR.” “Ay kusura bakmayın!” Hemen çantasına döndü ve pembe ayıcıklı, keskin kısımları gizlenmiş bir çocuk makası çıkarttı. “İşte bu, küçük leydiler için kullandığım bir makas.” Sonra döndü ve Coren’a gösterdi. “Bunu kullanabilir miyim Lordum?” Coren eğdiği başıyla hırıltısını zor tutuyordu ama makastaki ayıcığı falan görünce bir sakinledi. Kuaför kesime başladığında nasıl olacağını merak ederek her hareketini izledim. Zaten inanılmaz yakışıklıydı, bir de saçı şekillenince nasıl olacaktı kim bilir? Yarım saat sonra, gördüğüm şey hayal gücümün dahi ötesindeydi. Ona açık gözlerle bakamıyordum. Resmen gözlerimi kıstım ve ondan yayılan o mükemmel ışıltıdan dolayı kör oldum. Bu ne amına koyim yaa! BU NE YA! Coren’ın yakışıklılığına alıştığımı düşünüyordum ama bu BAMBAŞKA bir seviyeydi. Siyah saçları düzgün bir biçimde kısaltılmıştı ve artık önüne dökülen kısımlar daha düzgün görünüyordu. Koyu gözleri, sürme gibi duran kirpikleri ve soğuk bakışlarıyla beraber saçı, kıyafeti ve enfes fiziğiyle o duruşu… Kuaför kadın nefes alamıyordu. Hepimiz öleceğiz. O çok yakışıklı. “Yalvarırım gelecek sefer de beni çağırın.” Dedi kadın kollarımdan tutup beni sarsarken. “Size yalvarıyorum Irena Hanım. Ona BAŞKASI DOKUNURSA GEBERTİ-“ “Sakinleşin!” Dedim çıldıran kadına bakıp. Çünkü Coren onun hemen ensesinde bitmişti ve bana olan hareketini düşmancıl bulup katil moduna geçmişti. “Düşündüğün gibi değil.” Dedim Coren’a. Gözleri kırmızıya dönerken ekledim. “Sakin ol.” “Tamam.” Gözleri hızla normale dönse de kadına tip tip bakıyordu. “Beğendiniz mi? Değiştirmek istediğiniz bir yer var?” Coren boy aynasına dönüp baktı. Yukarıdan bakışı, beyaz gömleği, kumaş pantolonu ve botlarıyla… Kalbim sıkışıyor. Gerçekten bu iş işkenceye dönmeye başladı. “Bıktım. Daha fazla istemiyorum.” Dedi kadına cevap olarak. “Daha önce tıraş olduğu için yüzü zaten temiz.” Dedi kadın bana dönerek. “Saçı da boyanmış. Bu yüzden parlak duruyor.” Bir dakika ne? Saçı mı boyanmış? “Nasıl yani?” “Aa, fark etmediniz mi?” Coren’a döndüm. “Saçını mı boyadın?” “Hijyen için tıraşlardık ama boyayı hatırlamıyorum.” “Ordu da falan mıydınız?” Dedi kadın. SİKTİR. ÜÇÜNCÜ BİRLİK ÜYESİ OLDUĞUNU KİMSE BİLMEMELİYDİ. YOKSA LUCEN DA BEN DE GEBERİRDİK. ANLAŞMANIN BAŞINDA VARDI BU. “Yok canım ne alakası var!” Dedim gülerek. “Bu arada saçının boyandığını nereden anladınız?” “Çünkü tamamen siyah. Doğal siyah olsaydı ışığın altında tonları değişirdi ama boyalı saçta ton sabit kalır.” Dönüp tekrar baktığımda saçları da gözleri de simsiyahtı. “Bir süre önce onun yaşındaki genç lordlar arasında bu modaydı.” “Anladım…” Bunun başka bir kapıya çıktığından eminim. Coren’ın zihnine uygulanan büyüyü öğrenmek için birkaç araştırma yaparken kafanın büyü için çok hassas olduğunu ve kişiyi tamamen delirtebileceğini öğrenmiştim. Ya bu büyüyü zihnine değil de saçına uyguladılarsa? Ya da bir yan etkiyse? Bilmiyorum ki. Daha fazla araştırma yapmam lazım çünkü bu konuda aşırı cahilim. “Saçları çok gür olduğu için her hafta gelmem gerekecek. Ah bir de size uygunsa haftaya izin kullanabilir miyim?” “Tabii ki. Planınız mı vardı?” “İkinci prensin doğum günü kutlamalarına katılmak istiyorum da. Geçit töreni ve bedava tatlılar olacak! Hem de bir hafta sürecekmiş. Yıllardır yapılmıyordu o yüzden herkes orada olacak.” Ailem beni hiçbir zaman festivale götürmemişti. Zaten babamın ölümü ve annemin… Neyse. Hayatımda kendime dair eğlendiğim bir an olmamıştı sanırım. Birilerinin yaşadığını görmek güzeldi. “Keyfinize bakın!” “Teşekkür ederim. Şimdi odama geçiyorum.” “Yemek hazır olunca haber veririm.” Dedim arkasından. Uzun süren savaşlardan dolayı kutlamalar ertelenmişti ama kuruluş gününü kutlamayıp ikinci prensin doğum gününü kutlamak…Biraz garip. Belli ki kutlamalar için herkes izin kullanacaktı. Bunu Lucen’a aktarmalıydım. Zaten hafta içi Coren bir sürü yeni insanla tanışacak ve iyice zorlanacak. O yüzden herkesin bir haftalığına gitmesi ona da bana da iyi gelecektir. “Bugün çok iyiydin.” Hemen dibimde beklentiyle beni izlerken ona uzandım. Akıllı bir köpüş olarak hemen başını eğdi ve saçlarını okşamama izin verdi. “Saçların harika görünüyor. Yarın da cilt bakımını yapacağız tamam mı?” Uysal yüzü, başını okşayışımla köpekten kediye döndü. “Görevimi her zaman tamamlarım.” Saç kesimi beni çok endişelendirmişti ama neyse ki kolayca halledebildik. Cilt bakım daha kolay olacaktır. Ertesi gün olduğunda şunu anladım ki; ben çok saftım. Ve hep bir şeylere inanırdım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD