Keyifli okumalar
Aradan iki hafta geçmişti. Üç gün sonra düğünü vardı. Gülşah bütün operasyonlara katılmış düğünü için izin almıştı. Yavuz'un ailesi haber göndermişti. Alışveriş yapmak için akşama kadar dükkandan, dükkana gezmiş ne isterse Havva hanım ona almıştı. Gülşah aldığı mesajla sinir krizine girdi. "Kırmızı jartiyer takımı al sana yakışır." dediğinde sabır çekiyordu. Bu adam canına susamış olmalıydı.
"Bir tarafına sıkarım görürsün takımı." diyerek yazarken annesi ona bakıyordu. "Kızım hayırdır ne oldu?" diyerek sordu. "Yok bir şey anne klasik damadın işte" demişti. Yavuz yine sinirleriyle oynamayı başardı. "Havva anne" diyerek seslenen kadına baktı. "Anne düğünden sonra operasyon var çok önemli." dediğinde genç kadına baktı. "Kızım sen Ağa'nın karısısın hemde vatanın askerisin işin olursa gidebilirsin." dediğinde gözleri doldu. "Kendine dikkat et." dedi.
Havva hanım gelinine en güzelini almak için elinden geleni yapmıştı. Oğlunu dize getirecek tek kadındı. Kendisine seslenen kadına baktı. "Hayırlı olsun Havva oğlun evleniyor sonunda." dediğinde, "Sağol darısı başına." dedi. Gülşah yanına geldiğinde ona döndü. "Gülşah evleniyorsun hayırlı olsun mesleğini bırakıp kadınlık edersin kocana." dediğinde genç kızın bakışları ona dönerken anlamazca bakmıştı.
"Mesleğimi bırakacağımı kim söyledi sana hem sanane bundan." diyerek tersledi. "Kocanı bırakıp gidecek misin? Başkasına giderse ne yapacaksın?" diyerek sorduğunda, "Aynur abla sanane diyorum anlamıyor musun? Hem Yavuz bana karışmıyor ki beni aldatacak adam da değildir." diyerek cevap verdi. "Senin için zor olmaz mı? Yoksa çocuğun olmazsa üstüne." dediğinde Gülşah'ın sesiyle olduğu yerde sıçradı. "Ne yapacaksın benim hayatımı kızını kuma olarak mı, yollayacaksın ona bunu reva mı görüyorsun." diyerek bağırdığında herkes onlara bakıyordu.
Yavuz şaşkınca kadına bakmıştı. Genç kadının sesini duydu. "Kim bilir belkide olur." dediğinde gözleri karardı. "Hele öyle bir şey olsun kimsenin gözünün yaşına bakmam çeker vururum sende diline sahip çık yoksa ben yapacağımı biliyorum." dediğinde öfkeyle çıkmıştı. Derin bir nefes almaya çalıştığında Yavuz'un yanına gelmesiyle ona döndü.
"Biraz daha adaplı olamaz mısın? Üstüne dikkat et pantolon giymişsin." dediğinde gözleri ona öfkeyle bakmıştı. "Sevgilin de mini etek giymişti ona lafın yok hem ben ne istersem onu giyerim haddin değil karışmak" dediğinde Yavuz kolundan tutup çekti. "Bana bak lan söz dinle kırarım bacaklarını mesleğini yapamazsın." dedi. Gülşah kahkahayı atmıştı. "Götün yiyorsa yapsana bak bakalım senin başına neler geliyor." dedi.
"Anlaşıldı seninle bayağı işimiz var." dediğinde gözlerini kapatıp, "Ha düğünden sonra operasyona çıkıyorum uzun sürme ihtimali var." dediğinde gözleri öfkeden deliye döndü. "Yok öyle bir şey hiç bir yere gidemezsin." dediğinde, "Bana bak dağ ayısı senin gibisini dağlarda çok var. Hepsini diri diri gömmüşlüğüm de sende girmek istemiyorsan o çeneni kes." diyerek bağırdı. Saçlarını savurup giderken Yavuz şaşkınlık içinde kalmıştı.
Gülşah araca binerken konağın önünde inmişti. Odasına öfkeyle çıkarken Bekir onun arkasından öyle bakmıştı." Ana hayırdır ne oldu? "diyerek sorduğunda olayları anlatırken gülme krizine girdi. Ayşenur hanım gülen oğluna bakıp," Sen niye güldün? "diyerek sordu." Ana bırak onun canını okusun haketti. "dedi.
Genç kadın öfkeyle odasına girdiğinde sinir patlaması yaşıyordu. Haddini bilmez insanların hayatına karışması onu çileden çıkardı. Üstünü değiştirip çıkarken ona bakan ailesine dmndü." Ata bineceğim akşama gelirim. "dediğinde abisi başını salladı." kahya atı getir. "diyerek bağırdı. Siyah atını getiren kahya baktığında," Bu aralar huzursuz hanımım dikkatli olun. " dedi.
Genç kadın atına bindiğinde siyah atı şahlandı. Kapının açılmasıyla çıkarken kapıda nöbet tutan Yavuz'un bakışları ona dönmüştü." Yine nereye gidersin." diyerek peşine düşerken aracıyla yetişmeye çalışıyordu. Atı öyle bir koşuyordu ki adam şaşkınca bakmıştı. En sonunda dayanamayıp önünü keserken at şaha kalktı. Araçtan inen ada ona öfkeyle bağırmıştı. "Nereye gittiğini sanıyorsun? başka heriflere mi, gidersin belki de" dediğinde, "Sakın ha sakın o cümleyi tamamlama." diye bağıran kadın attan inip karşısına geçip, " Beni sakın altına aldığın kadınlara benzetme." dedi.
Derin bir nefes alırken, "Çok şükür Ben kendimden eminim bir gün olsun babamın başını yere eğmedim." dediğinde Yavuz o anda kurduğu cümle için pişman olmuştu. Ama bunu ona belli etmedi. "Ne malum bozuk olmadığın kendi kafana göre geziyorsun." dediğinde yüzüne yediği tokatla susmak zorunda kalmıştı. " Yeter bu kadarı da fazla ben evlenmekten vazgeçtim." dediğinde gözyaşları akmıştı.
"Bugün benim için bittin tam bir hayal kırıklığısın andım olsun ki seninle tek bir muhatap olmam sesime hasret kalacaksın Yavuz Ağa" diyerek atına bindiği gibi gitmişti. Konağın önünde durunca atından inerken babası ona bakıyordu. Gülşah gözyaşları içinde ağlarken odasına koştuğunda Ayşenur hanım ona endişeyle bakıyordu. "Kızım sakin ol yapma dur." dediğinde bağırdığında genç kız sinir krizine girdi.
Kazım ağa kızına koşarak bakarken, "Babam artık dayanamıyorum ne ettim senin başını eğmedim. Ama içim yanıyor baba neler neler söyledi bana kaldıramıyorum." dediğinde gözleri doldu. "Gülşah kızım ne olduğunu söyle bana kim ne söyledi." dediğinde gözleri ona bakarken, "Yavuz bana ağır cümle kurdu başka herife gidiyorsun kafana göre takılıyorsun belkide bozuksun." diyerek bağırdı.
Kazım Ağa duyduklarına inanmak istemedi. Onun haddine değildi. Hiç kimse kızına laf edemezdi. Gözyaşları sicim sicim akarken, "Ben sadece mesleğimi yapmak istedim. Ben artık yoruldum bu çok ağır sözler." dedi. Yaşlı adam bir anda ayağa kalktığında konaktan çıkmıştı. Derin bir nefes çekti. Demir konağına geldiğinde Asuman'ın orada olduğunu gördü.
"Hakkı Ağa aşireti topla" dediğinde derin bir nefes almıştı. "Hayırdır ne oldu?" diyerek sordu. Bu adamda bir hal vardı. "Berdeli bozmak için ağa" dediğinde şaşkınlık içinde kalmıştı. "Ne dersin sen." diyerek bağırdı. "Sen önce oğluna söyle benim kızımdan bir şüphe yoktur. Kızıma ağır sözler etmiştir yanındaki kız kim olduğunu biliyor musun? Oğluna kıyanın kızıdır." dediğinde Asuman'ın gözleri doldu. Yavuz'un öfkeyle masaya vurmasıyla herkes ona bakıyordu.
"Hayır ben hata yaptım öyle demem suçtur. Berdeli bozmayın eğer bozulursa kan çıkar." dediğinde Asuman'ın gözleri dolarken, "Bu kadınla işim bitti." dedi. Yavuz'un söylediğine inanmak istedi. Gülşah'ın gelmesiyle bakışları ona dönerken anlamazca kadına bakmıştı. "Beni çağırdın geldim." dedi. Söze nasıl gireceğini bilemedi." Özür dilerim gerçekten nasıl bu kadar kötü adam oldum. Ben böyle değildim ki nasıl bu hale getirdiler." dedi.
"Affet beni haklısın." dediğinde gözleri kadına bakmıştı. Genç kadın ona baktığında gözyaşları akıyordu. "Ben sadece mesleğimi yapmak istiyorum çocukluktan beri tek hayalimdi. Babama yalvar yakar zor aldım." dediğinde Kazım ağa kızına baktığında, "Doğru söyler müsaade etmedim. Sanmayın ki okumamak için ona değer verdiğim için kıyamadığımdan. Sonra benim kız kendini yerden yere vurdu o meslek sahibi olmak için." dedi.
Yavuz'un bakışlarını fark ettiğinde, "Sana sözüm olsun destek olmak için elimden geleni yaparım. Kimse tek laf edemez gözünden akan her yaş için hesabını sorarım. Affet beni Gülşah" dediğinde gözleri dolarken derin bir nefes almıştı. "Söz veriyor musun? Gerçekten inanayım mı? Arkamda dağ gibi duracak mısın? Bu kadını tamamen bitirip hayatından çıkaracak mısın?" diyerek sordu. "Sana söz veriyorum yeter ki Affet." dediğinde başını salladı. "Affettim ama sakın beni pişman etme beni." dedi. Asuman'ın gözleri şaşkınca bakıyordu. Evleneceği adam onu hayatından çıkardı. "Üstüme kuma olarak gelmesin sakın." dediğinde genç adam kahkahayı atmıştı. "Asla öyle bir şey yok" dedi.
"Yavuz bu kadın için beni hayatından çıkardın mı? Senin gözünde değerim yokmuş bunu anlamış oldum." dediğinde gözleri kadına bakmıştı. "Senin yüzünden değil mi? Geldin hayatımı mahvettin mutlu musun?" diyerek bağırdığında Yavuz kolundan tutup çekti. "Sen bunca zaman bana yalan söyledin abime attığın mesajları gördüm. Önce inanmak istemedim belkide oyundur dedim. Ama öyle değilmiş sen abimi tuzağa düşürerek onun ölümüne sebep oldun. Seni öldürmedim çünkü karıma sözüm var." dediğinde gözleri hayal kırıklığına uğramıştı." Gülşah ona dokunma bırak gitsin" dedi. Yavuz'un kurduğu cümle Asuman'ın kulağında tekrar etti. "Karım." demişti.
Havva hanım bütün olanlara şaşkınca bakıyordu. Tek kelime bile etmeden durdu. Çünkü genç kadın karışmasını istemedi. Yavuz'un öfkeyle Asuman'ın kolundan tutup kapıya koymasıyla derin bir nefes almıştı. Oğlu nihayet onun gerçek yüzünü görmüştü. Kazım Ağa'nın girmesiyle genç kadının bakışı ona döndü. "Yanımda durursan bende her zaman destekçin olurum." dedi. Yavuz giden kadının arkasından bakarken derin bir nefes almıştı. "Sırma saçlı kadın." diyerek fısıldadı...
Bölüm sonu