Kapı kapandıktan sonra odada yalnız kaldığımda, vücudum hâlâ titriyordu. Asil’in dokunuşları tenimde sanki izler bırakmıştı boynumda dudaklarının sıcaklığı, göğüslerinde parmaklarının baskısı, dudaklarımdaki o son, yumuşak öpücüğün hatırası... Hızlıca giyindim, her bir kumaş parçası üzerime geçerken biraz daha güvende hissediyordum. Ama bu güvenlik hissi aldatıcıydı. Asil’in sözleri kulaklarımda çınlıyordu. “Zamanı gelince sen ödeyeceksin.” Tam giyinmemi bitirmiştim ki kapı yeniden açıldı. İçeri, daha önce koridorda gördüğüm iki adam girdi. Yüz ifadeleri donuktu, profesyoneldiler belli ki. “Patron sizi dışarı çıkarmamızı emretti,” dedi daha uzun olanı sesinde nezaket yoktu ama kabalık da yoktu. Peşlerinden yürüdüm, bacaklarım hâlâ güçsüz hissediyordu. Kumarhanenin lüks koridorlarından

