Asil’in dedesine o keskin çıkışının ardından masaya döndük. Nihal Hanım’ın Asil’e eğilip “Hiç böyle bir karardan bahsetmemişti deden, Asil,” diye fısıldadığını duydum. Asil omuz silkti. “Ne zaman bir şeyleri danışıp da yaptı ki? Tek düşündüğü hayatına heyecan verecek olaylar!” dediğinde annesi güldü ama Nihal hanımın gözleri etrafta birini arıyordu. “Asil, Anıl’ı gördün mü hiç? Bugün erken geleceğini söylemişti ama neredeyse bir saat oldu, hala yok.” “Bilmiyorum,” dedi Asil sesinde belli belirsiz bir sıkılma vardı. “Muhtemelen kıyıda köşede bir kız sıkıştırmış, çapkınlık yapıyordur.” Nihal Hanım gözlerini devirdi, ama gülümsüyordu. “Çok doğru bir noktaya değindin. Kesin kız peşinde bu oğlan yine. İnsan önce gelir annesine, abisine selam verir ama nerede!” İçimden bir ah çektim. Nihal

