Kısa süre sonra Anna kendisine verilen bir atla,Lord John un hemen ardında yola çıktı.Buraya gelirken başına böyle bir şeyin geleceğini asla tahmin etmemişti.Zaten hayatı da tahmin edemeyeceği bir şekilde yürümüyor muydu?Manastırdan ayrıldığı günden beri yaşadıkları gerçekten inanılmazdı.Çok iyi şeyler yaşamasa da,sağlıklı olup,hayatta kaldığı için Tanrı ya şükretti.John un karşısına çıkması kesinlikle iyi bir şeydi.Onunla pek anlaşamasa da söz verdiği gibi kendisini korumuştu.Belki de şuan da aynı şeyi yapıyordu.Acaba yanılıyor muydu?Sonuçta bu adamı henüz tanımıyordu.Kendisini nasıl bir yere götürdüğünü bilmiyordu.Yanlız bir kadın olarak,hiç bilmediği bir ülke de,sadece kısa bir süre tanıdığı bir adamın peşinden gitmek delilikten başka bir şey değildi.Bir an aklına gördüğü rüyası geldi.
