John öğle yemeğini,Lord Mateo'nun çadırında yerken,sürekli konuşup savaş hakkında kendince yorumlar yapan adamı aslında duymuyordu.Lord un sohbetine başını onaylar anlamda sallarken,aklını kurcalayan düşüncelerine dalmıştı.Elindeki çatalı tabağında gezdirip,sandalyenin arka kısmına yaslandı.Gözlerinin önünden bir türlü gitmeyen genç kızın yüzü ve gözleri masadaki sohbete yoğunlaşmasına kesinlikle tek engeldi.Biraz önce rahibeyi kollarının arasında tutarken hissettiği duygunun ne olduğuna karar veremedi.Onu öpmek için nasıl bir istek duymuştu böyle?Eğer Anna da kendisine karşılık verseydi,hiç tereddüt etmeden,aklını başından alan dudaklarına yapışır,nerede olduklarını asla umursamazdı.Genç kızı ilk gördüğü an oldukça itici bulurken,şimdi ona hayran olmaktan kendini alamıyordu.Bu kadar güzel

