Lütfen elimi bırak amca.Canımı acıtıyorsun." "Bana amca deme dedim kaç kez seni piç!Annen kimbilir seni,hangi şerefsizden peydahladı?" "Parmaklarım!" Henry hiç bir zaman sevemediği John'un parmaklarını tek elinin avucunun arasına sıkıştırmış,bir mengene gibi sıkarken,onu aşağılayan bakışlarını yüzüne dikmiş,alaycı bir tavırla gülümsüyordu. "Kardeşim karısının basit bir kadın olduğunu bile bile,ona soyadını verdi.Sen ve annen utanç kaynağından başka bir şey değilsiniz.İkinizi de öldürmemek için kendimi zor tutuyorum.Ama az kaldı seni velet!Çok yakında buradan defolup gideceksiniz." John yanan canının acısı ile gözyaşı dökerken,adamın karşısında dik durmak için elinden geleni yapmaya çalışsa da,dokuz yaşında bir çocuk için,kendinden çok büyük ve güçlü bir adama karşı koymak çok zor hatt

