Sabah telefonun zil sesiyle gözlerimi zar zor açtım. Üzerimdeki tişört ne ara çıkmıştı farkında değildim, Ateş ile sarmaş dolaştık. Ateş gözlerini açmadan telefonunu açıp kulağına götürdü. "Ne var?" "Tamam geliyoruz." Telefonu kapatıp kenara fırlattı ve beni daha çok kendine çekti. Saate baktım, geç kalıyorduk. "Ateş?" "Hı?" "Geç kalıyoruz gitmemiz gerek" "I ıı" Beni daha çok kendine çekti. "Ateş gitmeliyiz" "1 saat daha" "Ateş geç kalırız." "Kalmicaz söz, onlardan önce gidicez hatta." "Ateş ol..." Eliyle ağzımı kapattı. "Söz, birazcık daha uyumak istiyorum, çok uykum var." Bir şey demeden onun gibi gözlerimi kapatıp uyudum. 1 saat sonra ikimizde uyanıp hazırlandık ve hızlıca kahvaltımızı edip yola çıktık. Ateş o kadar hızlı gidiyordu ki bütün cezaları yemiştik. Gerçektende ded

