TEHDİT

1195 Words
Mahir’ in telefonu çaldı. Ekrana baktı; arayan Alper ’di. Mahir açtı. Atahan, elindeki telefona gelen fotoğraflara baktığında kaşları çatıldı. Gözleri bir anda ciddileşti. Derin bir nefes aldıktan sonra başını kaldırdı ve masanın karşısında oturan Caner’ e baktı. “Ne bu? Beni tehdit mi ediyorsun?’” Caner, sinsice gülümsedi. Bu sorunun gelmesini bekliyordu sanki. Sırtını sandalyeye yasladı ve umursamaz bir tavırla omuz silkti. “Nasıl anlamak istiyorsan öyle anla. Ben doğru olanı yapıyorum. Bu davadan çekilmek zorundasın.” Atahan, elindeki telefonu yavaşça masaya bıraktı. İçindeki öfkeyi kontrol altına almaya çalışsa da ses tonunda kararlılık vardı. “Zorunda değilim. Çekilmeyeceğim de. Bu fotoğraflarla hiçbir şeyi kanıtlayamazsın. Zaten ortada kanıtlanacak bir durum da yok. Arkadaşımın evine gitmem gayet normal.’” Caner, Atahan’ ın sözlerine dikkatle kulak kesilmişti. Fakat beklediği tepkiyi alamamanın verdiği bir hırsla, elindeki başka bir kozu masaya sürme kararı aldı. “Hale ’nin haberi var mı bu durumdan?Mesela arkadaşının bir suçlu olduğunu ve senin onu kurtardığını da biliyor mu? Bir avukatın böyle bir arkadaşı olması, son derece ilgi çekici bir durum.” Atahan, gözlerini Caner’ in üzerine dikti. Yüzündeki ifadede ne bir korku vardı ne de bir çekinme. Sözleri ise bir savunmadan çok, bir meydan okumaydı. “İstersen Hale ’ye söyleyebilirsin. Sana değil bana inanacaktır. Gözde benim eski bir dostum. Zor zamanlar yaşıyor. Ben de dostumun yanındayım. Ayrıca ceza almamış birine suçlu diyerek mi avukatlık yapıyorsun?” Caner 'in keyfi kaçtı. Atahan ’ın kolay lokma olmadığını biliyordu ama bu kadar direneceğini tahmin etmemişti. Korkut’ un verdiği süre azalıyordu. Göz ucuyla saate baktı; sadece 24 dakika kalmıştı. “Sen gerçekten aptalın tekisin! Nasıl bir belaya bulaştığının farkında bile değilsin! ” Bu noktada Atahan yerinden hafifçe doğruldu. Tonu daha da sertleşmişti. “Bağırmayı bırak. Biz avukatız. Herkesten korkacak olsak mesleğimizi yapamazdık. Böyle saçma sapan şeylerle gelme bir daha bana. Çok korkuyorsan, davayı kaybetmeden sen çekil. Uğrayacağın hezimetten sonra Korkut Hanzade ’nin seninle ilgili iyi planları olacağını sanmıyorum. Hakan, kasten ve planlayarak, taammüden adam öldürmekten ceza alacak. Bundan kurtulma şansı yok. Hiçbir tahrik unsuru da yok.” Caner ’in dişleri birbirine kenetlendi. Dudaklarını büzdü ve gözleri kısıldı. “Bana başka seçenek bırakmadın. Ya ailen? Aileni hiç mi düşünmüyorsun? Eğer aklını başına almazsan, bedeli çok ağır olur.’” Atahan ’ın aklının diğer yarısı Hale ’deydi. Elbette düşünüyordu Hale' yi ama geri çekilirse hayatı boyunca kaybetmeye mahkum olacağını da düşünüyordu. Bu sırada Suat mangalın başında, sabırsızca etleri çeviriyordu. Havanın sıcağı ve mangalın dumanı yüzünü ter içinde bırakmıştı. Bir yandan da şakalaşmadan geri durmuyordu. “Nerede kaldı Atahan? Eriyip yok olacağım birazdan. ” Hale gözlerini kısıp uzaklara baktı. İçinde hafif bir huzursuzluk vardı ama belli etmemeye çalıştı. “Gelir birazdan.” Suat, bu cevabı yeterli bulmamıştı. Espri yapma fırsatını kaçırmadı. “Gelse iyi olur. Kömür olacak bunlar. Kayıp mı oldu kocan? Yoksa baba olmak zor geldi de, korkup kaçtı mı?” Emine hemen araya girdi. Gülümseyerek ama sert bir tonla yanıtladı. “Zevzeklik etme. Herkes senin gibi değil. Yürüyüşe çıktı işte, birazdan gelir. Sen anca ye, iç, yat, çalış. Göbeğine kaçak kat çıktın, maşallah!’” Suat kahkahayı patlattı, ama hemen ardından yakınmaya başladı. “Çok lezzetli yemek yapıyorsun, ben ne yapayım? Mangalı bana yıktınız, en azından salatayı mı yapsanız? Bunlar olmak üzere..’” Hale ayağa kalktı. Yardım etmek istiyordu ama Emine onu hemen durdurdu. “Sen otur. Hamilesin. Ben hazırlarım.’” Atahan, aile konusunu duyunca gerildi. “Sakın! Ailemin adını sakın ağzına alma. Şimdi de beni onlarla mı tehdit ediyorsun? ” Caner, onun hassas noktasını bulduğunu fark etti. Keyiflendi. “Eğer sen bu davadan çekilmezsen, ailenin başı belaya girer. ” Atahan sinirlendi. Ama Caner devam etti: "Hiç bana öyle bakma Atahan! Olacakları söylüyorum sana! Ne bekliyordun ki? Bu dava sizin için iyi olmayacak. Değer mi? Değer mi aileni tehlikeye atmaya? Duyduğuma göre baba oluyormuşsun. Al eşini, bu şehri hatta ülkeyi terk et. Herkesin sağlığı için…” Atahan öfkelendi, üzerine yürüdü. “Hale 'nin kılına bir zarar gelirse, asıl sen benim yapacaklarımdan kork. Sen adam mısın lan?! Beni karımla mı tehdit ediyorsun?! Bu mu senin insanlığın, iş ahlakın!” Caner geri geri gitti. “Ben sana sadece olacakları söylüyorum. Şu an duydukların bile seni bu hale getiriyorsa, eğer olursa…’ dedi. Ama cümlesine devam edemedi. Atahan sinirden deliye döndü, onu itti. “Caner seni mahvederim! Seni bitiririm!’ diye bağırdı Atahan. Gözü dönmüş gibiydi. O esnada, bir gölge sessizce yaklaşmaktaydı. Mahir, elinde tabancasıyla ağacın arkasından sessizce çıktı ve Hale ’nin yanına geldi. Gözleri etrafı taradı. Suat mangalın başında, Emine ise yeşillikleri doğrarken sırtı dönüktü. Hale' den biraz ilerideydi. Kimse onları görmüyordu. Ama Mahir görülme ihtimali nedeniyle gergindi. Neden Alper yanında kimse olmayan Atahan yerine insanların yakınında olan Hale' yi istedi diye sinir oluyordu. Biri görürse teşhis edebilirdi. Her şeyi çok hızlı halletmek zorundaydı. Mahir, Hale ’ye yaklaştı ve tehditkar bir sesle konuştu. “Sakın sesini yükseltme. Senin için hiç iyi olmaz.” Ceketinin iç cebinden silahını gösterdi. Hale ’nin gözleri büyüdü. Nefesi kesildi. Korkudan sesi titredi. “Benden ne istiyorsun?” diye sordu. Mahir, kararlı ve duygusuz bir tavırla devam etti. “Herhangi bir hata yapmazsan kısa bir süre misafir edeceğiz sadece. Sessiz ol ki buradaki dostların ile vedalaşmak zorunda kalma. ” Hale ’nin elleri titriyordu. Eli karnına gitti. Gözleri yaşardı. “Lütfen. Ben hamileyim.” Mahir, bu bilgiye rağmen ses tonunu değiştirmedi. Belki biraz daha yavaş, ama aynı soğuklukla konuştu. “Eğer uslu uslu gelirsen ne sana ne de bebeğine zarar gelmez.” Hale, Emine ve Suat’ a umutsuzca baktı. Gözleri, bir mucize olur da biri durumu fark eder diye dolaştı. Yavaşça ayağa kalktı, ama Mahir sabırsızdı. Kolundan sertçe tutup kaldırdı. Kimse görmesin diye silahı ceketinin altında Hale ’ye doğrulttu. Göz göze geldiklerinde Hale, Mahir’ in ne kadar ciddi olduğunu anladı. “Mahir, ‘Yürü!’ dedi.” Hale, karnını koruyarak ve gözleri dolu dolu, korku ve çaresizlik içinde yürümeye başladı. Tanem pencerenin önünde durmuş, dışarıdaki aydınlık gökyüzüne bakıyordu. İçinde garip bir sıkışma vardı. Günlerdir evden çıkmamıştı, zaten çıkmak gibi bir şansı da kalmamış gibiydi. Zeki ortalıkta yoktu. Babası kapıya Alper' i dikmişti. Duvarlar üzerine geliyor, nefesi daralıyordu. Birkaç dakika durduktan sonra kararlı bir şekilde döndü ve salonun yolunu tuttu. Korkut geniş koltuğa yayılmış, önündeki dosyalara göz gezdiriyordu. Elindeki kalemi tıklatmayı bırakmadan Tanem ’in yaklaştığını fark etti ama gözlerini kaldırmadı. Tanem ise kararsız bir anın ardından cesaretini toplayıp konuştu. “Baba… Biraz dışarı çıkabilir miyim?” Korkut, o an dondu. Yavaşça başını kaldırdı. Bakışları bir anlığına boşluğa daldı, sonra dosyayı kapattı ve kızına döndü. Sesi her zamanki gibi kararlıydı. “Hayır Tanem. Ortalık zaten çok karışık.” Tanem ’in yüzü düştü. İçinde biriken bunalmışlık kelimelere dökülmeden duramadı. “Ama baba… Bunaldım.” Korkut, kızının gözlerinde beliren o sıkışmışlığı gördü. Ama taviz veremeyeceğini de biliyordu. Her şey pamuk ipliğine bağlıydı. Son olaylardan sonra hiçbir şeyin garantisi kalmamıştı. Sesi daha da sertleşti. “Dışarıda olman ne işler açıyor, biliyorsun.” Kelimeler netti, kesindi. Tanem bu cümleyi duyduğunda başını hafifçe eğdi. Gözleri buğulandı ama göstermek istemedi. Korkut ’un onun güvenliğini korumak adına aldığı bu sert tavır, Tanem ’i daha da çaresiz hissettiriyordu. Bir şey söylemeden odasına döndü. Kapıyı kapattığında sırtını dayadı ve derin bir nefes aldı. Özgürlük, birkaç adım ötesinde ama ulaşılmazdı. Böyle olsun istememişti ama zaten yaşananlar üzerinde yüktü. Daha ağır yükler altına gireceğini henüz bilmiyordu. Aklında dışarı çıkmak vardı. Şansını bir daha deneyecekti. Ama daha sonra...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD