İrem, kapının kenarından sessizce içeri süzüldü. Tanem’ in titreyen sesiyle yaptığı konuşmayı baştan sona duymuştu. Yatağın kenarına yaklaştı, kardeşinin önünde çömeldi. “Bu saatte… bu halde gitmesen daha iyi olur.” dedi, sesi yumuşak ama endişeyle doluydu. “Sen böyleyken… o da sarhoşken... iyi bir konuşma olmayabilir.” Tanem gözlerini kaçırmadı bu kez. Yüzü sanki yıllarca taşınmış bir yükün sonunda serbest kalmaya hazır haliyle donuktu ama içinde bir yanıp tutuş vardı. Dudaklarını ıslattı, sonra konuştu: “Aşık oldum, İrem.” Bu söz, odada soğuk bir rüzgar gibi dolaştı. İrem’ in gözleri büyüdü. “Ne?” Tanem başını öne eğdi. Sesini alçalttı ama titrekliğini bastıramadı: “Onu ilk gördüğümde... bana bir şey oldu. Defalarca kendime söyledim: Bu bir hata. Bu yanlış. Ama… o bana baktığında..

