Kollarının arasında uyuyan karısını izleyen genç adam, parmak uçlarını saçlarının üzerinde gezdirirken mümkün oldukça kıpırdamamaya çalışıyordu.
Bu inatçı, huysuz kızı ilk gördüğü anı hatırladığında dudakları hafifçe kıvrıldı. Annesini hastaneye götürdüğünde görmüştü onu. Yine inatçı bir şekilde bağırıp çağırıyordu. Normalde tanımadığı bir kıza asla bakan bir adam değildi ama onu gördüğünde gözlerini onun üzerinden çekememişti. Hırçınlığı, güzelliği, öfkesi tamamen onu kendine çekmişti.
Buz gibi olan kalbini ısıtan bu kızı araştırdığında onun düşmanının kızı olması bile umurunda olmamıştı.
İstiyordu ve alacaktı ki almıştı da.
Dilan ona mesaj atmasaydı onu kaçıracaktı. Sonrasında oluşacak sonuçları düşünmüş, her şeyi planlamıştı. Kader onun için başka ilerlemişti ama…
Bir anda bacağı
