Senin Baban Benim!

1105 Words
2024 İstanbul Yavuz Bu alemdeki en kötü şeylerden biri çocukların sürekli arada kaynıyor olmalarıydı. Çocuk, eğer bir mafyanın oğluysa mutlaka silahların içinde büyüyordu ve bir gün babasının eve dönememe ihtimali hep vardı. Bu dünyaya çocuk getirmek muhtemelen saçmalıktı ama.. hepimiz de yapıyorduk işte. Gözlerim Mert'e kaydı. Çocuk iki gündür perişan haldeydi. Yemek yedikleri yer basılmış, anne babası alınmıştı. Kucağımda ağlayan Mert'le koltuğa oturdum. "Şş, ağlama tamam. Gelecek annen birazdan." Yani, umarım gelirdi. Yoksa bu çocuğu nasıl avutacaktık bilmiyorum. "Seni oğlumla tanıştırayım ister misin?" Mert hıçkırıklarının arasından başını sallayınca onu kucağımdan indirip yere basmasını sağladım. Ondan sonra ben de ayaklanıp minik elini tuttum. Bahçeye çıkarken sessiz sessiz benimle gelen Mert'e baktım. Bir yandan da gözyaşlarını siliyordu. "Oğluna ağladığımı söyleme, tamam mı?" Güldüm. "Tamam, söylemem." Bizim bölümümüzün bahçeye açılan tarafı arkada olduğu için oraya doğru yürüdük. Biraz sonra karşımızda Meva ve Mehmet göründü. Hava hafif serin olduğundan arka taraftaki kış bahçesine girmişlerdi. Meva kitap okuyor, Mehmet de ortaya kurduğu treniyle oynuyordu. Kapıyı açıp içeriye girdik. İkisinin de bakışları bize çevrildiğinde elimi Mert'in omzuna attım. "Mert bak; bu karım Meva, bu da oğlum Mehmet." Sonra Meva'yla Mehmet'e dönüp devam ettim. "Bu da misafirimiz Mert." Meva durumdan çok da haberdar olmadığı için şaşırsa da belli etmedi. Elindeki kitabı sehpanın üzerine bırakıp yanımıza geldi. "Merhaba küçük adam, evimize hoş geldin." Mert kırmızılaşan yanaklarıyla utangaçca gülümseyip Meva'nın uzattığı eli sıktı. "Ho..hoş buldum." Meva gülümseyerek Mehmet'e döndü. "Bak bu da oğlum Mehmet. Buraya gel canım." Mehmet, annesinin komutuyla yanımıza yaklaştı. Zaten Mert'ten sadece bir yaş küçüktü, iyi anlaşacaklarını düşünüyordum. "Hoş geldin." Mehmet, annesini taklit ederek elini uzatınca Mert onu da sıktı. Meva'yla birbirimize bakıp bu iki küçük adamın tatlı haline gülümsedik. "Mert'in annesinin biraz işi var, bitirince gelecek. O zamana kadar oynayın olur mu?" Mehmet, kendisine yeni bir oyun arkadaşı bulmuş olmanın heyecanıyla hemen başını sallayıp Mert'i treninin yanına çekti. Çocukların ilgisi üzerimizden gidince Meva beni dışarıya doğru çıkardı. Ne olup bittiğini merak ettiğini biliyordum. "Bu çocuk kimin çocuğu Yavuz?" Sıkıntılı bir nefes verdim. "Arslan abinin." Meva'nın gözleri kocaman açıldı. "Nasıl yani?" "Basbayağı işte sevgilim, Arslan abinin oğlu." Meva yeniden içeriye baktı. "Arslan Arslanlı olan Arslan abinden mi bahsediyorsun sen?" Başımı sallayınca Meva güldü. "Bir yanlışlık vardır kesin, hiç onun çocuğuna falan benzemiyor yani." Herkesin duyunca ilk tepkisi buydu. Tabii Arslan abi lanet bir adam olduğu için hiç kimse genlerinden böyle bir çocuk çıkacağını düşünmüyordu. Sadece yüzünün tatlılığı da değil, Mert karakter olarak da çok yumuşak huylu bir çocuğa benziyordu. Yani kısaca Arslan abinin zıttı diyebilirdik. "Annesi kim peki çocuğun?" Sıkıntıyla başımı kaşıdım. "Arslan abinin düşmanının karısı." Meva'nın ağzı şaşkınlıkla açık kaldı. "Ne?! Yok artık!" Sonra aklına gelmiş gibi buruşturduğu yüzüyle konuştu. "Iyy, iğrenç biri olduğunu biliyordum ama... milletin karısıyla mı yatıyormuş?" Aslında durum tam olarak öyle değildi. "Hayır, Arslan abiyle birlikteyken kadın kaçıp diğer adamla evlenmiş. Hamileymiş işte gittiğinde. Çocuk, kocasını babası biliyor." Meva şaşkınlığını sürdürürken yanımıza adamlardan biri geldi. "Abi, Arslan abi Yavuz'a söyle çocuğu getirsin dedi." Başımı salladım. "Tamam, getiriyorum birazdan." Adam gidince Meva'ya döndüm. "Sonra yine getiririm Mehmet'in yanına. Sanırım artık burada yaşayacak." Meva başını salladı. "Tamam, getir. Hem iyi anlaştılar gibi zaten." İçeriye baktığımda ikisinin de trenle oynadığını gördüm. "Mert, hadi gidiyoruz." Mert yerinden doğrulurken Mehmet suratını buruşturdu. "Ama baba, daha yeni geldi!" "Yine gelir oğlum." Mehmet'i güçlükle ikna edip Mert'i aldım. Eve yürürken Mert merakla sordu. "Yavuz abi, annemin yanına mı gidiyoruz?" Başımı salladım. "Evet ufaklık." Mert'in keyfi anında yerine gelmişti ama ben Arslan abinin onu neden çağırdığını da, o kadına ne yaptığını da bilmediğimden pek de rahat değildim. Çocuğu kötü etkileyecek bir şey görmemek için dua ederek kapıyı tıklatıp açtım. "Anne!" Neyse ki kadın da buradaydı ve sağdı. Kendisine doğru koşan Mert'i kucakladığında ben de kapıyı kapatıp kenarda durdum. Vera Oğluma sıkı sıkı sarıldım. Şimdi ondan ayrılmamak için hamlelerimin hepsini dikkatli yapmalıydım. Arslan'ın bu konuda az da olsa yumuşadığını görmüştüm ve kendim için bu durumu fırsata çevirecektim. "Annecim?" "Efendim annecim?" Mert'in soru dolu gözlerine bakıp gülümsedim. "Seni Arslan'la tanıştırmak istiyorum." Mert, Arslan'ın kim olduğunu biliyordu ve eminim ki onunla asla tanışmak istemiyordu. "Ben istemiyorum!" Öfkeyle yüzüme baktı. "Ne zaman gideceğiz? Babam-" "VERA!" Arslan beni Mert'in başkasına baba dememesi konusunda uyarıyordu ama dört yaşındaki bir çocuğu buna nasıl ikna edebilirim bilmiyordum. Ona biraz anlayış bekleyen bakışlarımı göndersem de gözlerindeki öfke sönmedi. Mert ise bana sıkıca sarılmış başınıysa Arslan'a çevirmişti. Korktuğunu biliyordum. Kendince beni korumaya çalışsa da o henüz anne babasının korumasına muhtaç bir çocuktu. Dudaklarımı oynatarak korkuyor dedim. Arslan dediğimi anlamış olacak ki gelip sakince karşımıza oturdu. "O adam senin baban değil!" Arslan'ın sakinliği de anca bu kadar olurdu zaten. Mert hınçla ona döndü. "Hayır babam!" "Değil!" Arslan kadar Mert de sinirliydi. Ve Arslan karşısında dört yaşında bir çocuk olduğunu unutmuş gibi onunla inatlaşıyordu. Mert hızla bana döndü. "Anne!" Ağladı ağlayacaktı. Arslan babasına bu kadar düşkün bir çocuğa asla söylememesi gereken şeyler söylüyordu. Tam araya girip müdahale edecektim ki Mert bir kez daha Arslan'a döndü. "Sen nereden bileceksin? Babam o benim!" Mert'in haklı isyanını Arslan'ın sert sesi bastırdı. "Senin baban benim!" Gözlerimi sıkıca kapattım. Bu yaştaki bir çocuğa öyle denmezdi. Mert kucağımdan kalkıp Arslan'ın karşısına dikildi. "YALAN SÖYLEME!" Arslan da ayağa kalkınca korktum. Ama Mert'e dokunmadan masanın diğer tarafına geçip DNA testi sonucu olduğunu tahmin ettiğim kağıdı çekmeceden çıkardı. Geri dönüp kağıdı Mert'in eline tutuştururken ona hayretle baktım. "Al, al kendi gözlerinle gör!" Mert kağıdı eline aldı. Dolu dolu gözleriyle bana döndü. "Anne, burada ne yazıyor?" Onu tutup kendime çektim. Kucağıma alıp sıkı sıkıya sarmaladım. Küçük oğlum da hüngür hüngür ağlamaya başladı. "Şş, tamam annecim ağlama." Ne yapacağımı bilemezken beğendin mi marifetini der gibi Arslan'a baktım. Küçücük çocuğun eline DNA testi verip al kendin gör demek de zaten anca ona yakışırdı. "Bana bak çocuk-" "Arslan!" Hala ne diyordu?! "Sen karışma!" Yerinden kalkıp yanıma oturduğunda kucağımdaki Mert ayaklarıyla onu tekmelemeye başladı. Arslan'sa kendisine vuran ayakları tutup eliyle zaptetti. "Beni dinle çocuk!" Arslan çocuklardan zerre anlamıyordu! "Ayağımı bırak!" Mert'in bağırışıyla elimi Arslan'ın elinin üzerine koyup ayırmaya çalıştım. "Yapma, korkutuyorsun." "Sıkmıyorum ki!" Gözlerimi devirdim. "Yok bir de sıksaydın!" Arslan, ayaklarını serbest bıraktığında Mert hemen onları da kucağıma kadar çekti. Ayakkabılarını çıkarıp oğlumu tamamen kucağıma hapsettim. Arslan bize çatık kaşlarıyla baktı. "Beni neden sevmiyorsun çocuk?" Mert şu an onunla muhatap olmuyordu. Sanırım Arslan'a gücünün yetmeyeceğini anlamıştı ki başını tamamen boynuma gömmüştü. Başını okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştım. "Korkma annecim, ben buradayım. Hem Arslan sana zarar vermek istemiyor, yanlış anlıyorsun." Arslan'ın Mert'e zarar vermek istemediğini biliyordum. O sadece.. Dört yaşındaki bir çocuğa nasıl davranmaması gerektiğini bilmiyordu. "Ama anne.. ba..banım diyor." Mert'in büyük bir şikayetle söylediği cümleye ne desem bilemedim. Arslan sonunda durumu bana bırakmış olacak ki tekrar çıkıp bir şey söylemedi. "Baş başa konuşabilir miyiz?" Arslan üstüne alınıp hemen cevap verdi. "Konuştuk ya." Arslan'ın yanlış anlamasıyla Mert'i işaret ettim. "Oğlumla baş başa."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD