5.BÖLÜM

1445 Words
Multi medyada Cihangir Yıldırım ve eşi Ela Yıldırım var. Bölümün sonunda bu çiftin bir kaç fotosunu paylaşacağım. Böylelikle çiftler arasındaki bağı görün, simaları az çok belli olsun. Neyse ben çok konuştum, Keyifli okumalar canlarım ❣ Beyaz odasına çıkmış akan göz yaşlarını siliyordu. Kapı birden açıldı, karşısında Kara'yı görünce hemen yataktan kalkıp, banyoya gitmek için harekete geçmişti ama Kara Ağanın sözleriyle olduğu yerde kaldı. "Olduğun yerde dur !" Yüzü banyo kapısına bakarken sırtı Kara Ağaya dönük bir şekilde durdu.  Karşısına geçip sordu. "Anlatacak mısın?" Beyaz şaşkın gözlerle Kara'ya baktı. "Neyi?" Kara kaşlarını çatmıştı. "Bilmem gerekenleri." Beyaz, Kara'nın ne demek istediğini anlayınca başını yere eğdi. "Bilmen gereken bir şey yok." "Bak bir daha sormayacağım, Devrimle aranızda ne var !" Karanın yanlış anladığını düşünüp konuştu. "Hiç hiç bir şey yok!" Kara ellerini cebine koyarak sordu. "Sen anlat bakayım ben karar veririm bir şey olup, olmadığına. " Beyaz karşısında duran adama baktı. Düşündü.. Korktu. Duyduklarından sonra yanlış bir şey yapmasından. Ama ilk kez içinden geleni yapmak istedi ve ona güvenmeyi seçerek anlattı. "Şey dedi bana şey.." "Ne dedi ?!" "Kaç..Kaçalım..Seni burdan götüreyim dedi." Kara duyduklarına sinirlenip sesini yükselterek sordu. "NE ZAMAN DEDi BUNU !" "Düğün gecesi." "TEK DÜĞÜN GECESİ Mİ DEDİ!!" "E..Evet..ben yok diyince bir daha demedi. " "Niye kabul etmedin, onunla niye gitmedin?" "Eğer bana...kabul etmedim işte." Beyaz karşısındaki adamın yanından geçip banyoya girdi. Kapının arkasında ağlamaya devam etti.. Sessizce mırıldandı. "Devrim bana bir abi gibi el uzatmış olsaydı emin ol o eli her teklif ettiğinde geri çevirmezdim Kara.." Beyaz biraz sonra kendini toplayınca banyodan elini yüzünü yıkayıp geri çıktı. Kara pencerenin önünde zifiri karanlık gözlerini gökyüzüne dikmiş dışarıyı izliyordu. Beyaz bakışlarını Kara'nın üstünden çekip giysi odasına doğru yürüdü, odaya girip geceliğini giyip odaya geri döndü. Ama Kara odada yoktu, banyoda olabileceğini düşündü ama ses falan yoktu. En iyisi uyumak diyerek Beyaz örtülü yatağına geçti elini beyaz desenli örtüde gezdirdi, yatağa kıvrılıp geçmişi hatırladı. Kara yastığını yorganını alıp gitmişti. Kaynanası ona iki gün sonraya düğün olacağını söyleyip dinlenmesini söyleyerek gitmişti. Beyaz bulunduğu odaya baktı. Her şey siyahtı. Bu odayı hiç sevmemişti Beyaz. Kaynanasının eline verdiği pijama takımını banyo olduğunu düşündüğü yere gidip giydi. Tekrar odaya döndü, çekinerek etrafına baktı. Kendini buraya hiç ait hissetmiyordu. Camın kenarında duran siyah koltuğa oturdu. Napacağını düşündü ama kimsesiz bir kadın ne yapabilirdi ?.. Ailesini ona yaptığı vicdansızlığı düşünmek istemedi .. Koltuğun kenarına sindi dünkü uykusundan daha rahat bir uyku çekti. Odadan gelen seslerle gözlerini açtı. Kara Ağa arkası dönük bir şekilde takım elbisesini giymiş aynada saçına şekil veriyordu. Beyaz panikle kendini topladı koltuktan kalkacağı sıra yatakta olduğunu fark etti. Bu duruma daha çok panikleyip yataktan düştü. Kara arkasından gelen sesle bir kaç saniye durdu sonra işlerini bitirip kapıya doğru yürüdü. "Günaydın." Beyaz'ın sesiyle yoluna devam etti. "Beni buraya sen mi yatırdın ?" Kara durdu Beyaz'a doğru döndü. "Şey.. yani ben koltukta uyumuştum. Ondan soruyorum. " "Hayır ben odadayken, zaten yatakta yatıyordun. " "Tamam anladım. Sen niye ben uyurken odama giriyorsun ?" "Odan ?" "Evet bundan sonra bura benim odam. Annen öyle dedi." "Annem buranın benim odam olduğunuda söylemiştir sana." "Yoo, oda önceden bir öküze ait demedi. " "Sen bana öküz mü diyorsun?" "..." "Senin derdin karın ağrın ne söyle bakayım. " "Bırak beni demiyorum yardım et bana bu evlilik olmasın. Sende istemezsin değil mi benim gibi huysuz bir insanla hayatını sürdürmeyi. " "Sana bir şans tanıdım eğer o gün bana yardım et deseydin yardım ederdim her şey olmuş bitmiş. Allah katında karımsın sen, iki gün sonraya düğün var. Ve ben sana kaçman için yardım mı edeceğim ?" "Evet." "Bir de evet diyor ! Lan herkes arkamdan konuşsun birde ağa olacak karısına mukayyet olamıyor desinler diye mi sana yardım edeceğim !!..Bak kızım şu kapıdan bir çık git senin cesedini Mardin Meydanında sallandırmayan Kara Yıldırım değil !." "Bu kadar da kötü değilsin değil mi?..Eğer sen kötü olsaydın beni ilk gün babamın evine götürmezdin. " "Aklının hayalin almayacak kadar kötüyüm ben." Beyaz kafasını önüne eğdi, Kara odayı çoktan terk etmişti. Beyaz üzgün suratıyla yataktan kalkıp banyoya gitti. İşlerini halletti, odaya geri gelince yatağı topladı aklı hâlâ nasıl yatağa yattığındaydı. O en son koltuğa kıvrılmıştı. Üstünü değiştirdi ve camdan dışarıyı seyretmeye başladı. Bir şeyler bulup burdan kurtulması lâzımdı. Beyaz'ın yanına kaynanası geldi onu aşağı indirdi. Konaktaki bu koşturmanın sebebi neydi? Tabi ya iki gün sonra koskoca Kara Ağamızın düğünü var. Bahçede oturmuş sohbet eden kızların yanına doğru gittik. Nizo Aneyi görünce hepsi susup ayağa kalktı. Biran Nizo Anadan korktukları için böyle bir şey yaptıklarını düşünecektim ama bu yüzü ve kalbi tatlı insandan korkmak imkansızdı. Saygıdan ayağa kalkmışlardı azizim saygıdan. "Kolay gelsin kızlarım, sohbetiniz bol olsun işleri bitirdiniz mi ?" Ela konuştu. "Ana az kaldı biraz dinlenek dedik. " "İyi yapmışsınız, ben mutfağa gideyim Beyaz'a kahvaltı hazırlasınlar, ee sizede kahve yapsınlar yorgunluğunuzu alır." Kaynanasının bu sözlerine cevap Bora'nın eşi Burçinden gelmişti. "Cansın sen Anne." Nizo hanım gülerek kalktı mutfağa doğru gitti. Beyaz bakışlarını kaynanasından çekip ona bakan kızlara çevirdi. İçlerinden biri konuştu. Bu Cihangir'in eşi Elaydı. "Günaydın, hoş geldin bal kız. " "Hoş buldum." "Gelsene yanımıza niye öyle ayakta kaldın. " "Gel elticiğim sen yanıma otur." Burçin yanındaki boş yeri gösterip Beyaz'ı yanına çağırdı. "Elti mi?.." "Evet." "Ben Kara Ağanın kız kardeşi sanmıştım sizi." "Bak görümcelerimiz bu üç can, aha bunlarda eltin." Beyaz bakışlarını ona gülerek bakan kızlara baktı üçüde tatlı kızlara benziyordu. Eltilerine baktı onlarda öyleydi. Şimdi Nizo Ana gelinleriyle sohbetini hatırlayınca daha çok şaşırmıştı. "Gel gel elticiğim zamanla sende alışırsın, bu konak ve yaşayanları garip bir şekilde garipler. " Burçin'in sözlerine Ela cevap verdi. "Ama kocan tam bir Mardin adamı." Burçin konuştu. "Ağa olduğu için olabilir mi?" Ela kafasını sallayarak Burçin'i onayladı. "Evet kesinlikle kaç senelik evliyim hâlâ aynı vicdansız adam olur kendileri. " Beyaz üzülmüştü, sabahki konuşmalarını hatırlayınca herkes bu konuda emindi. Kara Ağa eşittir Zalimlik.. Beyaz bunu zamanla yaşayarak anlayacaktı. ********** Yatakdaki hareketlilikle gözlerini açtı, sabah olmuş güneşin huzmeleri odalarına sızıyordu. Yan tarafına dönüp baktı. Kara ona hafif dönmüş uyuyordu. Elini Kara'nın yüzünde hafif gezdirip geri çekti. "Seninle evleneli bir sene oldu ama biliyor musun, seni değiştireceğimi falan düşünüyordum. Ne kadar hayalperestmişim.. Olur bizden dedim, niye olmasın ki dedim..Tamam evliliğimiz ikimizinde isteğiyle olmadı ama ben kimsesiz kalmışken bu şehirde bana liman olursa da bu adam olur dedim ama seni tanıdıkça, kalbinin karanlığını, her gün şu avluda sayısını unuttuğum kadar insanların, senin tetiğinden yada senin kararların yüzünden kanları senin yüzüne değdiği her gün ben senden bu şehirden gitmeyi daha çok istedim, istiyorumda... Bugün bütün kadınlar gidecek gene ben şahit olacağım senin zalimliğine bunları..artık kaldıramıyorum..." Göz yaşları yastığa süzülüyordu. Daha fazla konuşamadı, Kara Ağa gözlerini açınca hemen sırtını ona döndü. Hıçkırık seslerini kesmek için eliyle ağzını kapatıyordu, ama boşunaydı. Odadaki duvarlar ve Zalim adam bir senedir bu seslere şahit oluyordu. Beyaz bu sefer ince örtüyü kafasına kadar çekti. Arkasında bir hareketlilik oldu ardından banyo kapısının sesi geldi. Beyaz alışmıştı buna o ağlardı. Yaralarını gördükçe ağlardı. Ama hiç Kara sormazdı nedendir sendeki bu hüzün diye... Ne çok ihtiyacı vardı ailesinin onu bırakıp gittiği günden beri, bir omuza, bir şefkat kırıntısına.. Kafasındaki çarşafı çekti yatakta toplandı . Ağlaması bitince buğulu gözlerle tavana baktı. Kendini toplayıp giyinme odasına gitti, dalgın dalgın eline gelen ilk elbiseyi aldı odaya geri döndü. Banyodan gelen su sesini duyunca yatağın kenarına geçip oturdu mahzun ve garip bir şekilde bekledi. Kara banyodan çıkınca giyinme odasına gitti. Beyazda banyoya doğru yürüdü. İşte bir senedir onların arasındaki bağ böyleydi . ******* Beyaz konağın kapısından çıkan ailesine baktı. Onlar gidiyordu biraz sonra toplanacak Ağalar için evi terk ediyordu. Herkes Beyaz'a acıyarak bakıyordu , eltileri Kara'ya bir şey diyemezdi ama kayınları abileriyle bu konuyu konuşmuşlardı aldıkları cevaptan sonra bu konuyu bir daha konuşmamışlardı abilerini Kara Yıldırım'ı çok iyi tanıyorlardı. Evliliğin ilk aylarında o da diğerleriyle konağı terk ediyordu ama bir gün kaçmak için yaptığı plan yüzünden Kara Ağa ona bu cezayı vermişti. O konağın kapısı Beyaz'a tamamen kapanmıştı. Peki Beyaz napıyordu, o kapıya bakmakla yetiniyordu. Arkasını dönüp mutfağa girdi. Masaya oturdu. Çalışanlar bile evlerine giderdi. Toplantı bitene kadarda ortaya çıkmak yasaktı. Bir tek Beyaz hariç. Yarım Saat sonra dışardan sesler gelmeye başladı, Aşiret büyükleri gelmişti. Mutfağın kapısından Kara'nın sağ kolu Cenk konuştu. "Yenge Çaylar hazır mı?" "Hazır masanın üstünde. " Cenk yanındaki iki adamla masanın üstündeki çay tepsilerini alarak mutfakdan çıktılar. Beyaz mutfağın penceresinin önüne geçip perdenin arkasından onlara baktı. Ne karar çıkacaktı ? Gene silahlar ortaya çıkar mıydı?.. Dolan gözlerini kırpıştırıp tekrar masaya geçip oturdu. Kulakları olaylara şahit oluyordu, gözlerinide bu olaya dahil etmeye artık vicdanı el vermiyordu. . . . . . Cihangir Yıldırım ve eşi Ela Yıldırım. (Yani Kara'nın bir küçük kardeşi ve yengesi)     . . . Inşallah bölümü begenmişsinizdir. Oy sınırı 28 Yorum sınırı herkes 10'ar 10'ar yorum yapsa Allah'a emanet olun
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD