Aşk

2449 Words
Masal yaşı tutmayan Atakan ve Alper'in de gelmesi için ikna çabalarına uğraşırken biri ortalıktan kaybolmuştu. Başak'a dönüp "Abin nerede?" diye sordu. Uğur bu sırada kafeden çıkmak üzereydi ki Eda yakaladı. Kolunu kurtarmaya çalışsa da pek mümkün görünmüyordu. -Nereye Abi? -Siz bensiz devam edin. Ben eve geçiyorum. -Gidersen Masal bizi mahveder. Bu gece birlikteyiz. -Sen yapma bari Eda. Başımıza neler gelebileceğini bilmiyor musun? Akıllı tarafından medet umsa da gülerek "Biliyorum, ama gitmezsek neler yapar onu da biliyorum." cevabı aldı. Sıkıntıyla nefes aldığında "Vay kaçak buradaymış!" diye Masal yaklaştı. Omzuna kolunu atıp kendine çektiğinde bakmamaya çalışsa da yine yaklaşmış öpmeye çalışıyordu. Kafasını kaçırıp bakmak zorunda kaldı. "Ne yapıyorsun?" Kız bir saniye bile durmuyordu. -Doğum günü çocuğunu öpüyorum. -Çocuk! Masal kolunu tutmaya çalıştığında Uğur kaçtığı gibi üstünü düzelti ve yaşadığı duygu değişimini bastırdı. İçinden defalarca olmaz diye tekrar ediyordu. O seni üzer dese de her baktığında daha çok sevmesi şaka gibiydi. Tabi buna izin vermeyecekti. Bir an önce bu geceyi atlatıp düzenine dönecekti. Zaten Masal da pistlerden çıkmayacağına göre aklını toplardı. -O zaman yaşına göre davran. Bu geceyi ne kadar zor ayarladım biliyor musun? Canımı bile ikna ettim. Bu sırdan Atakan ve Alper yanlarına geldiler. "Gidiyoruz mu abla?" Canım; Ali oluyordu ve hala amca demiyordu. En azından isimle hitap etmeyi bıraktığı için herkes alışmıştı. -Gideceğiz, ama yanımızdan ayrılmak yok. Uğur araya girdi. "On sekiz yaşından küçükler sıkıntı çıkmasın." -Mekan sahibi tanıdık. Halledeceğiz.. Masal bende dese de Uğur emin olamıyordu. Eda da şüpheyle baksa da Masal'a hayır demek mümkün değildi. -Millet biz çıkıyoruz gelmek isteyen peşimize takılsın. Masal'ın seslenmesi ile bağışlar yükseldi. Uğur arkadaşlarının sevinçle kapıdan çıkışını izlerken artık kaçamayacağını biliyordu. Kardeşi, Kartal,Sarp ve ikizler de çıkmıştı. Kolunu tutan el ile dönünce Masal yine dibindeydi. -Sen benimle geliyorsun. -Olmaz... Eda'nın yanına geçmeye çalışsa da kolunu tutan el bırakmadığı gibi dışarı sürükledi. Kırmızı arabaya baktığında "Ölmeye niyetim yok." diye tepki verdi. Hız yapmadan durmayacağını biliyordu. Kendi arabasını gösterip "Takip edebilirim."dedi. Masal elinde tuttuğu anahtarı alıp Başak'a attı. "Bizi takip edin." Uğur şaşkınlıkla izlerken de kolundan tutup arabaya sürükledi. Bu günden itibaren büyük yarış için hazırlık yapması lazımdı. Daha babası bilmiyordu,ama çoktan çalışmaya başlamıştı. İkna ettikten sonra da iki ay boyunca pistlerden çıkmayacaktı. Onun içinde bu akşam doyasıya eğlenmek istiyordu. Öne oturtulması yetmemiş gibi bir de Masal üstüne eğilmiş kemerini bağlamaya çalışıyordu. Sarı saçları üstüne dökülürken 'şunları neden toplamıyorsun' dememek için kendini zor tuttu. Başka yöne bakarken "Ben yaparım." dedi. Sesi fazla heyecanlı çıkınca telaş yapınca buna canı daha çok sıkıldı. Onun yanında böyle olmaktan nefret ediyordu. -Düzgün dur beni uğraştırma. Fırça gecikmeyince Masal'ın yaşadıklarını hiç fark etmediğini anladı. Aslında boşuna geriliyordu, çünkü böyle şeyleri anlamaz hatta umursamazdı. Kıpırdamadan durunca saniyeler sonra işi bitince rahat bir nefes aldı. Geri çekileceğini sansa da yüzünün izasına gelince durmuştu. Nefesini tuttuğunda gözlerini de sabit tutmaya çalıştı. Bu yakınlıkta hiç kolay olmasa da normal davranmalıydı. Sonuçta onun Uğur'u, kuzeni ya da kardeşi gibiydi. Bundan fazlası olması mümkün bile değildi. -Benim hediyem nerede diye hiç sormuyorsun.. Dudaklarında oluşan gülümsemeyi izlerken yumruğunu sıktı. Sitemli bakmaya çalışırken "Yine ne aldın acaba?" dedi. Her doğum gününde en ilginç hediyeyi bulup getiriyordu. Herkesin aksine değişik şeyler vermesi hoşuna da gidiyordu. Masalar arka koltuğu gösterip "Orada." dedi. Çekilip direksiyon başına geçtiğinde Uğur eline almış içinde ne olduğunu tahmin etmeye çalışıyordu. Kutu güzel gözükse de karşısına çıkabilecek şeyi kestiremiyordu. Bekleyen arabalar korna çalmaya başlayınca, Masal "Hadi açsana bizi bekliyorlar." dedi. Kafasını kaldırdığında merakla bakmasını beklediğini gördü. İstediğini yapıp kutunun kapağını açtığında tişört görünce şaşırdı. Eline alıp kaldırdığında üstünde gördüğü çizim güldürdü. -Nasıl, sana benzemiş mi? Gülerek onayladığında Masal arabayı çalıştırdı ve yola çıktı. Uğur uzun uzun bakmak istese de hızlanacağını bildiği için tekrar kutuya koydu. Arka koltuğa koyduktan sonra da "Yavaş gidiyorsun. Yoksa millet bizi bulamaz."diye uyarısını yaptı. Masal telefonu gösterip "Gerekli kişilere konum atıldı. Başak önderlik edeceğine göre..."dedi ve gaza yüklendi. Uğur kapı kolunu tuttuğunda "Biraz yavaş" dese de duyduğunu bile sanmıyordum. Araba kullanmaya başladığı anda dünya ile iletişimi kesiyordu. Hayatında aşık olduğu tek şey hız yapmak olabilirdi. İstanbul'un akşam trafiğinde dakikalar sonra gece kulübüne vardılar. Uğur sarsıldığı için başının döndüğünü hissediyordu. Sinirle Masal'a baksa da çoktan inmişti. Kendi kapısını açıp indiğinde hiç bir şey yokmuş gibi etrafa bakıyordu. Bu kız deliydi ve daha kötüsü onu aşıktı. Yine takıldığı yerden çıkıp kapısında bir sürü insan olan kulübe baktı. İsmi 'Rain' olduğunu gördü. Masal yanına gelince "Sahibini nereden tanıyorsun?" dedi. Ya birkaç gün takıldığı biriydi ya da arkadaş dediği tiplerden. -Her gece burada olunca arkadaş olduk. Edric müthiş biri. Duyduğu isimle baktığında "Yabancı mı?" dedi. -Evet buraya okumaya gelmiş sonra da ayrılmak istememiş. Tanımadığı ve bahsettiği bir sürü erkeklerden birinden daha kıskanmak istemese de olmuyordu. Her gün etrafında sayısız erkek vardı. Bir de sevgili değiliz, ama takılıyoruz dedikleri vardı ki onlara deli oluyordu. Artık kimle olduğunu bile sormuyordu. Konuşma yaklaşan arabalar ile bölündü. Herkes indiği gibi ikisinin yanına gelmişti. Masal önderlik yapmak için "Beni takip edin." dedi. Tabi yanında Uğur'u da çekiştirmeyi unutmamıştı. Kapıya yaklaştıklarında korumalar gördükleri kişiyle gülümsediler. -Hoş geldiniz Masal Hanım. Patron da sizi bekliyordu. Önlerinden çekildiklerinde içeri giriş yaptılar. Uğur ilk andan itibaren yüksek müzikten rahatsız olmuştu. Kardeşlerine baktığında çoktan ortamın havasına kapıldıklarını gördü. Atakan ve Alper'e el işareti yapıp yanımda durun dedi. Hangi akılla bu ikisini getirdiklerini hiç anlamıyordu. Bağrışlar arasında Masal'a döndüğünde birine el saldığını gördü. Karşıya baktığında kalabalığı yararak gelen adam şaşırtmadı derse yalan olurdu. Bir doksanı aşan boy ve yapılı vücudu ile bu ne be kardeşim dedirtiyordu. Atakan da dikkatle izlerken abisine yaklaştı "Bu adamın kasları gerçek mi acaba?" Kendi de sporcuydu, ama böyle bir vücudu yoktu. Uğur kolundan çıkan Masal'ı yanağından öpen adamı izliyordu. Denizi andıran mavi gözleri vardı. O da yetmezmiş gibi sarı saçları da fazla dikkat çekiyordu. Gelip geçici biri dese de adam kıskanılmayacak gibi değildi. Resmen manken gibiydi. -Önce yerleşin sonra konuşalım. Düzgün olmayan konuşmasını duyunca Masal'ın kapıda söylediklerini hatırladı. Mekanın sahibi olan yabancı kişiydi. Daha fazla kalmak istemediği için devam edeceği anda Masal tutunca durmak zorunda kaldı. Kolunu kavrayan parmakları düşünmemeye çalışarak baktı. -Sakın kaybolma geliyorum. Cevap vermeden devam etti. Bu kalabalık içinde zaten kaybolacaktı. Hem Masal birazdan dağıtmaya başlayacağına göre çokta umurunda olacağını sanmıyordu. Tam çekip gitme zamanıydı, ama böyle bir yeri gördükten sonra da kolay olmuyordu. Ecrid çalışanlara yardım edin dedikten sonra kalabalığa baktığında bir kıza gözü takıldı. İlk andan itibaren duru güzelliğinden etkilenirken gülüşünde takılmıştı. Mekan sahibi olunca bir çok kızla arkadaşlık yapıyordu, ama hiçbir zaman ciddi bir ilişkiye girmemişti. Sadece işini yapmayı seviyordu. Her gece birkaç teklif alsa da kibarca geri çeviriyordu. Bu ülkeyi sevse de farklı olduklarını kanısındaydı. Bir Türk kızıyla ilişki yürütmek kolay olmayacağını düşünüyordu ki hepsini yıkacak birini gördüğünü hissediyordu. Masal ile geldiği için yanından ayrılmadan "Şu kim?"diye sordu. Masal misafirlerinin bittiğini görünce devam edeceği anda gelen soru ile durdu. Edric'in birine ayıla bayıla baktığını görünce "Sen hayrola?"dedi. Kaç yıl geçse de bazı kelimeleri ilk anda anlaması güldürüyordu. -Aşık mı oldun diyorum. Edric gülerken kalabalıkta kaybolan kızın bıraktığı heyecanı düşündü. İlk anda büyük şeylere inanmasa da etkilendiği kesindi. Tanışırsa biraz daha emin olabilirdi. -Sen önce bizi tanıştır. Masal kimi dediğini anlamasa da "Olur tabi. Yanlarına gidince bana göster."dedi. Birlikte devam ettiklerinde özel ayrılan alana giriş yaptılar. Garsonlar herkesin içeceğini dağıtırken Masal da arkadaşının işaretini bekliyordu. Uğur ise oturduğu yerden ikisini izliyordu. Ona attığı her bakış canını sıktığı için önüne koyulan bardağı aldığı gibi içti. Yanında oturan Başak şaşkınlıkla "Abi!"dese de çoktan bitirmişti. Doğum günü işkence gibiydi. Bunu neden çektiğini hiç anlamıyordu. Onu hiç fark etmeyecek birine aşık olacak kadar salak mıydı? Masal'dı bu... Kimseye acımazdı. -Ben bar tarafındayım. Başak engel olamadan kalkıp yarıldı. Herkes kendi halinde olduğu içinde farkında değillerdi. Masal'a baktığında yanında ki adamla samimiyeti abisi için ne kadar zor olduğunu anlıyordu. Bu işin sonu ne olurdu bilmiyordu ama bir yerde patlayacağı kesindi. -Edric gördüğün kızın bizimle geldiğine emin misin? Garsonlar yüzünden herkesi göremiyordu. Yanlış gördüğünü düşüneceği anda köşede oturduğunu gördü. Arkadaşına yaklaştığı gibi "Beyazlar içinde melek gibi görünen."dedi. Masal tabirine gülerken kim beyaz giydi diye baktı. Gözleri en arkadaki alana takılırken emin olmak için parmağı ile gösterip "O mu?" diye sordu. -Evet kim o? Okuldan mı? Bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyordu, ama arkadaşı olmayacak birinden etkilenmişti. Yanında oturan Sarp bile nasıl burnundan getireceğini tahmin edebiliyordu. Ablasının yanına erkek sinek bile yaklaştığında ortalığı ayağa kaldırıyordu. Bir de bunun baba kısmı vardı. Salih amcası duyarsa mekanı basardı. Türk erkeklerini mekana gelenler kadar bildiği için uyarmalıydı. Eda gönül eğlendirebileceği biri değildi. Edric'i tanıdığı günden beri bir kız ile görmüş olmasa bu iş olmazdı. -Bence öğrenme daha iyi olur. Edric tepkisine şaşırdı. Saçları önüne geldikçe yana atan kıza baktığında neden öğrenmediğini merak ediyordu. Bir büyüsü vardı ve peşinden gitmek istiyordu. -Neden? Masal konuyu kapatmak için "İkiniz olmazsınız."dedi. Edric ise tam tersini düşünüyordu. "Yanılıyorsun."diyerek ilk adımı atmak için ayrıldı. Arkadaşını durdurmaya çalışsa da artık çok geçti. Doğum günü kutlamaya gelmişken hiç iyi olmamıştı. Arkasından koşturduğunda çoktan masaya varmış selam verip Eda'ya elini uzatmıştı. Kardeşi ile konuşurken duyduğu sesle kafasını kaldırdığında kapıda saniyelik gördüğü adamı görmeyi beklemiyordu. İlk anda beri aşırı yakışıklılığı dikkat çekse de ilgi alanına girmediği için umursamamıştı. Karısından mavilikleri ile gülümseyerek baktığını görünce biraz şaşırdı. Cevap veremeden Sarp ayağa kalkıp uzattığı eli tuttu. -Sen hayırdır kardeş. Yanında küçük kalsa da kimse ablasına selam veremezdi. Hele böyle kas yığını, çapkın olduğu her halinden belli olan tipler hiç yaklaşamazdı. Eda da ayağa kalktığında az önce mutlu bakan gözlerin anlamayan bakışlar ile izlediğini gördü. Masal da gelince "Sarp arkadaşım Edric. Bu meranın sahibi. Bize hoş geldin diyor."dedi. Sakin olmasını beklese de küçük adam kaşlarını çatmış kendinden iki kat büyük olan adama kafa tutuyordu. Kartal oturduğu yerden olanları izlerken arkadaşının hareketlerine gülüyordu. Oysa kendi gibi rahat olsa hiç sıkıntı kalmazdı. Ablası Masal'ın konuştuğu hiçbir erkeğe takılmıyordu. Zaten onu sevecek olan adam deli olmalıydı. Önüne koyulan içeceği alıp tiyatro izliyormuş gibi bakmaya devam etti. Eda yabancı olduğunu anlayınca kardeşini geri çekmeye çalıştı. Edric'e gülümseyerek "Her şey için teşekkür ederiz."dedi. İşte şimdi aşık olduğunu hissediyordu. Sesiyle kalbini hareketlendiren kadın gülüşü ile çoktan kalbini çalmıştı. Biraz daha konuşmak istese de Masal kolunu tutup uzaklaştırdı. Edric arkaya bakarken "Biraz daha konuşsaydık."dedi. Arkadaşı bir yere çektiği gibi önüne geçse de gözü hala Eda'daydı. Söylediklerini hiç duymadığı için "Bu kızı daha çok tanımak istiyorum."dedi. Masal şaşkınlıkla bakıyordu. "Sen beni dinlemiyor musun? Olmaz Edric." Anlamayan gözleri görünce derin bir nefes aldı. "Eda benim Salih amcamın kızı." Daha önce konuştukları için hatırlamasını bekledi. Edric arkadaşının ailesi hakkında söylediklerini düşünürken gözleri kocaman açıldı. -Babanın yetimhaneden kardeşi. Masal sonunda fark etmesi ile rahatlasa da "Bu daha iyi."demesini beklemiyordu. Alıcıları kapanmış aşk sarhoşu olmuştu. En sevmediği insan tipi olsa da hiçbir şey bilmeyen arkadaşına yardımcı olmaya çalışacaktı. -Neresi iyi? Ben sana Türk babalarını anlattım. Kızları onlar için çok önemlidir. Anlayabilmesi için en uygun kelimeleri bulsa da bakışları tam tersi diyordu. Aşk olaylarına da hiç gelemiyordu. Pes edip "Ne yaparsan yap Sarp'a yakalanma."dedi. Edric yanında ki oğlandan bahsettiği anlayınca "Kardeşi değil mi?"dedi. Hayatında biri olmadığına emin olmaya çalışıyordu. -Evet. Şimdi asıl konumuza dönebilir miyiz? Pasta hazır değil mi? Sonunda aydınlanan arkadaşına "Ben Uğur'u bulmaya gidiyorum. Hazır olunca yanıma gel." dedi ve ayrıldı. Edric onca kişinin içinde bile dikkatleri kendine çeken peri kızına baktıktan sonra ayrılmak zorunda kaldı. Bu iş daha bitmemişti ve Eda'yı daha yakından tanımayı aklına koymuştu. Masal kalabalığın içine daldığında etrafa baksa da Uğur'u bulamıyordu. Gitme ihtimalini düşünmek bile istemese de yapmış olabilirdi. Dans edenleri aştığında barın önünde oturduğunu görünce hızla yaklaştı. Kolunu omzuna atıktan sonra kendine bakmasını bekledi. Yine sıkılmış bakışları görünce "Kalbimi kırıyorsun."dedi. Ortam açmadığı için önüne koyulan üçüncü bardağı da içmişti. Hala neden burada olduğunu anlamıyordu. Masal kapıdan girdiklerinden beri o tiple konuşuyordu. Kızların böyle erkeklerde ne bulduğunu da anlamıyordu. Omzundan hissettiği parmaklarla diğer tarafa döndüğünde kaçtığı her şey yine dibindeydi. İçinden söverken önüne bakıp ilgisiz görünmeye çabaladı. -Bir kalbin var yani. Masal dediğine gülerken yanında ki sandalyeyi çekip oturdu. Barmene her zamankinden dedikten sonra da Uğur'a döndü. -Böyle bir gece de naz yapma bari. Bardağı koyarken şaşkınlıkla baktı. "Ben mi naz yapıyorum?" Böyle şeyleri sevmediğini biliyordu. Hem tek derdi bu değildi. Ne dese anlamayan kendisiydi. -Ne yapıyorsun peki? Seni biraz olsun eğlen diye getirdim. Etrafından bir sürü kız var, ama sen burada öylece oturuyorsun. Daha ne kadar yalnız kalacaksın? Konu yine sevgili bulmaya gelince sinirle "Kalsın almayayım."dedi. Görmemesi yetmiyor bir de kız arkadaşı ayarlamaya çalışıyordu. Masal çatılan kaşları görünce gülerek ellerini kaldırdı. "Tamam sakin ol. Hem ben seni Yasemin ile tanıştıracağım." Ağzını açmasına fırsat vermeden de "Aaa Edric geliyor. Siz takılın ben sonra gelirim."dedi ve kaçtı. Uğur şaşkınlıkla kalırken neden o adamla yalnız kaldığını anlamıyordu. Takıldığı adamı mı idare edecekti? Arkadaşı pastanın yanına gittiği için doğum günü adamını bir iki dakika oyalamalıydı. Kızgın bakan gözlerin sebebini anlamasa da "Nasılsın?"diye sordu. Her an yüzüne yumruğu indirecek gibi hissetmesi saçma mıydı? Yoksa bu ailenin bütün erkekleri böyle sinirli miydi? Uğur bozuk Türkçesini duydukça deli oluyordu. Hiç uzatmadan "Bence Masal'da uzak dur seni de yakar."dedi. Etrafında gezen tiplerle konuşmaktan sıkılmıştı. Daha fazla muhatap olmamak içinde önüne dönüp içmeye devam etti. -Zaten yakın olmak istediğim Eda. İçki boğazında kalırken nasıl döndüğünü bilemedi. Bu kadar açık sözlülük beklemediği gibi Eda olması şaşırtmıştı. Karşısında sırıtıp duran adama bakarken "Eda... Salih amcamın kızı mı?"demeden edemedi. Edric hepsine abilik yaptığını Masal'dan duymuştu. Heyecanla yanına oturduğunda pastayı unutmuştu, ama daha önemli bir konu vardı. -Evet o. Siz Türklerde nasıl oluyor tam bilmiyorum. Ne yapmam lazım? Uğur duyduklarına gülerken karşısında ki adamın çabasını da tebrik etti. Yalnız en zor kızı seçmişti. Salih amcası canını çıkarırdı. Bir de Sarp vardı ki ablasına ilgi duyduğunu anladığı anda adama işkence yapardı. Adam baya yapılı olsa da umursamazdı. Ecric acayip bakışları görünce "Bak ben gerçekten onu tanımak istiyorum."dedi. -İstiyorsun da dayanabileceğine emin misin? Neden diyemeden Eda yanlarında belirdi. Masal arkadaş unuttu sen al gel demişti. Abisinin yanında ki adama bakıp "Gelmiyor musunuz?" dedi. Göz kaş işareti yapsa da Ecric yine büyülenmiş gibi bakıyordu. Milyonlarca kahverengi göz görse de karşısındakinin tek olduğuna emindi. Heyecanla ayağa kalktığında telaştan elini kolunu nereye koyacağını bilemedi. Uğur ikisini izlerken Edric'in baya belli etmesine güldü. Eda'ya bir bakışı vardı ki nefesini tuttuğu bile belliydi. Kardeşinin bakışları kendini bulunca bilmiyorum işareti yaptı. Kendi aşkını bile çözememişken kimsenin işine karışmayı düşünmüyordu. Hem Eda akıllı kızdı. Ne yapacağını bilirdi. Ayağa kalktığında "Gidelim bakalım."dedi. Eda üzerinde gezinen gözlerin arasında abisine eşlik etti. Yanlış anlamadıysa bu adam bir şey demek istiyordu. Ciddi şeyleri seven biri olarak üstünde durmayacaktı. Uğur oturdukları alanlara doğru yürürken Masal'ı elinde pasta ile gördü. Etrafını saran kardeşleri ve arkadaşları aynı ağızdan yine iyi ki doğdun diye bağırıyordu. Daha bir kaç saat önce aynı şeyleri yaptıkları için gülerek izledi. Masal yanına yaklaşıp pastayı önüne doğru uzattı. Başak da geldiğinde Eda kardeşinin yanına geçti. Sarp ablasının peşinden gelen adama gözünü dikmişti. O gözlerine ayar vermezse bu gece sıkıntı olacağı kesindi. -Hadi dilek tut. Uğur itiraz etmenin fayda olmayacağını biliyordu. Heyecanla izleyen kardeşlerine bakarken 'herkes mutlu olsun' dedi. Pastayı üflediğinde alkışlar ve ıslıklar yükseldi. Masal elinde ki pastayı garsona uzattığı gibi Uğur'un boynuna sıkıca sarıldı. Kurtulmaya çalışmasına izin vermeden de yanağını kocaman öptü.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD