... Geçmişin karanlık yüzünü sinesine çeken ormana ayak bastığımda önümde yürüyen Sarp Yüzbaşının uzun boyu üzerimize düşen ayın ve ağaçların gölgeleri altında daha esrarengiz bir kimliğe büründü. Attığı umursamaz adımların altındaki gücü ve hiddeti hissedebiliyordum ama her şekilde. On beş yaşında beni camdan ilk fark eden adamın adımlarından oldukça farklı ve nefret doluydu. Başını kaldırıp bana baktığında tek gördüğüm alaydı şimdi alay son sıralarda bile yer almıyordu. Her bakışında nefreti kızgın bir demir gibi etime saplanıyordu. Bu yüzden kehribar gözlerine bakmaktan kaçıyorum. Sırtına bakarak derinleşen ve daha karanlık bir örtünün altına çeken ormanda adımlar attım ta ki göz gözü görmeyecek zifiri bir yola girene kadar. Adım atmayı bırakmadım ama yavaşladım. Sarp Yüzbaşı adımlar

