Tahir Zaimoğlu Üç hafta... Neredeyse bir ay oldu. Ceylan’ın vücudundaki morluklar soldu, kırık kaburgaları neredeyse tamamen iyileşti. Sadece fazla zorladığında hafif bir ağrı hissediyor. Onu her gün biraz daha güçlü, biraz daha eski haline dönmüş görüyorum. Bu, içimi rahatlatan tek şey. Ama bu sabah... rüyam beni alt etti. Rüyamda o vardı. Her zamanki gibi. Ama bu sefer farklıydı. Sınırlar yok olmuş, zihnimle bedenim arasındaki duvarlar erimişti. Yatağımızdaydı, sadece gülümsemiyor, gözlerinin içine işleyen, beni tamamen içine çeken bir sıcaklıkla bakıyordu. Elim, neredeyse kendiliğinden, onun baldırına doğru uzandı. Uyku sersemi halimde bile, cildinin o pürüzsüz, ipeksi dokusunu hayal meyal hatırlıyorum. Sıcaktı. Canlı ve gerçekti. Parmak uçlarım, o yumuşak çizgilerde gezinirken, iç

