Ezma Zaimoğlu Salondaki o rezil manzaradan sonra, odama doğru hızla yürüdüm. Ayaklarım beni taşımıyordu neredeyse. İçimde kaynayan bir öfke, bir utanç... Oğlum, beni herkesin içinde nasıl böyle azarlayabilirdi? O... O orospu yüzünden. Her şey onun yüzünden. “Teyze! Teyze, bekle!” Arkamdan Sezen’in sesi geldi. Durmadım. O da beni takip etti, odama kadar geldi. Kapıyı kapattım, sonunda kendimi tutamayıp eski, ağır çekmeceyi fırlattım duvara. İçindeki mücevher kutuları, parçalanan ahşapla birlikte yere saçıldı. “Allah’ın cezası kız!” diye haykırdım nefes nefese, göğsüm sıkışmış bir halde. “Bir türlü bırakmadı yakamızı! Oğlumun aklına nasıl girmiş bu? Kesin büyü yaptı! Kara büyü! Anasından böyle görmüştür, belli!” Sezen, panikle etrafa bakındı, sonra bana yaklaştı. “Teyze, sakin ol! Kalbi

