Eğer az sonra olacakları tahmin edebilseydim muhtemelen kalbimi sıkıştıran o altıncı hisse kulak verir ve evden dışarı adımımı atmazdım. Aslında her günkü gibi sıradan bir gündü. Tabii az önce sosyal medyada olanları saymazsak. Kahvaltımızı bitirmiş, evimizi toplamış ve okula gitmek üzere dışarı çıkmıştık. Fakat Zehra’yı almaya gelen enişte bey nişanlısıyla biraz konuşmak istediğini söyleyince onları yalnız bırakmak için yanlarından ayrılıp tramvaya doğru tek başıma yürümeye başladım. Aramızdaki mesafe epeyce açılmıştı. Açıkçası sabahın bir vaktinde enişte beyi kapımıza getirecek kadar önemli olan konunun ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Zehra elbette bana her şeyi anlatırdı ama bunun için beklemem gerekiyordu. Keşke onları yalnız bırakmasaydım. Belki de o zaman tüm o şeyler yaşanmam

