Boşandıktan bir süre sonra
"Arkadaşım, bak bir şeye ihtiyacın olursa söyle, kendi başına yapma her şeyi. Ne keçi inatlısın, bari kardeşinin yardımını kabul etseydin, onunla aran iyiydi," dedi arkadaşım.
"Bacım, nasıl isteyeyim? Çocuk yeni evli, o da ev geçindiriyor. Tamam, gelin de beni seviyor ama olmaz. Ben hallederim, hem sen merak etme. Sekreterlik işi bulursam biraz daha rahatlarım. O sertifikayı boşuna almadım, eğitimde kafam şişmişti," dedim.
Boşanmaya ani bir karar vermiş olabilirim ama kararı verdikten hemen sonra faaliyete koymadık. Herhalde bu sürede Yusuf’a şans verdim mi? Verdim. Hatta şanslar verdim ama o anlamadı. Halbuki bir de açık açık söyledim, zira imadan anlamadığı için… Hayır, insan hiç demez mi, bu kadar zamandır bu kadın benden sürekli para istemezdi, neden ‘param bitti’ deyip duruyor? Oradan bile anlamadı. Gerçi anlamaması da işime geldi. Biriktirdiğim altınları bu süreçte harcamak ilaç gibi geldi. Aldığım sekreterlik eğitimi de cabası…
"Canım, sen dert etme, sıkma canını. Söz, çok sıkışırsam senin başına çörekleneceğim," dedim arkadaşımı rahatlatmak için.
Şu an çalıştığım iş çok yorucu oluyordu. Aslında iş yükü değil de, çocuklar olunca biraz zorlanıyorum haliyle. Akşam vardiyası olduğu zamanlar yengem yardım etmeye çalışıyor ama ona da söylemiyorum çoğu zaman. Kadının üç çocuğu var, kendince koşturmacası, bir de benim ikisini mi gözetleyecek?
"Yarın bir yerle görüşmeye gideceğim. Tecrübem yok diye kimse oralıklı olmuyor. Nereden tecrübe kazanacaksam… Bana kıyafet konusunda fikir versene, belki bu sefer tuttururum," dedim.
"Hadi çıkalım, sana bir ceket pantolon takımı alalım. Üstüne uygun bir de eşarp aldık mı tamam!" dedi heyecanla.
"Off, nereye gitsem kızlar hep yapılı saç, makyaj, afet gibi. Hayır, tesettürlüyüm diye mi kabul etmiyorlar acaba?"
"Saçmalama, burası özgür bir ülke. Git, göster yeteneklerini. Sendeki bu kıvrak zeka bende olsaaa," deyip "a" harfini de uzattı. Canım arkadaşım Eminem…
"Evet canım, o kadar kıvrak ki, 30’umdan sonra kendine geldi," dedim.
Haklıydı canım arkadaşım. Benim gözümün açılmasını mı desem, kafamı kullanmamı söylemesi mi desem… Bilmem ama en büyük destekçim o. Yoksa ben, kullanıldığımı onunla konuştukça fark ettim. Özellikle de kızım okula başlayıp da farklı aileler gördükçe, kadınların kocalarından çekinmeden bir şeyler istemesi bile garibime gitmiştir.
Ebrar’ım, canım kızım, birinci sınıfa gidecek. Lakin en büyük sıkıntı şu pandemi ve Ebrar’ın yaşı öyle bir aradaydı ki veli isterse kayıt yaptırabilirdi, zorunlu değildi. Ben ne yaptım? Yazdırayım dedim, babasının aksine… Kendim okula yaşım dolduktan sonra yazılmıştım ve okulda koşu turnuvası olmuştu. İyi bir derece yapmama rağmen koşudaki kişilerden büyük saydılar. Ne saçmalık ama… Senenin sonunda doğmuşum ama başında doğanla aramda sadece dört ay varken bir yıl sayıyorlar. (Eylül 1994 doğumluyum. 1995’lilerden bir yaş büyük sayılıyormuşum diye beni turnuvaya almadılar.) Kızımda da olursa, bir spor olayı, aynı şekilde bir şey yaşamasın diye erken yazdırmak istemişim. Çok mu şey istemişim? Ne olmuş yani?
---
"Hayatım, ne olur biraz da sen çalıştır Ebrar’ı. Zaten eve internet almadın, çocuk uzaktan bile eğitim alamıyor. Bana kaldı, evde sürekli. Ne var, azıcık göstersen," artık yalvaracak hale gelmiştim.
"Banane, yazdırmasaydın. Seneye giderdi. Ben yazdırma dedim! Dinlemedin, şimdi otur ilgilen. Başka işin ne?" demiş. Bir yardımı çok görmüştü...
---
Aklıma gelen anıyla içim sıkıldı yine, kaybettiğim zamana. Kendimi toparladım.
Canım arkadaşımla çarşıya çıkıp bir güzel kumaş pantolon, üzerine de dizlerimin hemen üstünde biten bir ceket uydurduk. İçine gömlek. Pantolon, ceket tabii ki siyah klasik renk, içine de kırık beyaz bir gömlek tunik…
"Evet, çok yakıştı ama senin şu içindeki pozitif neşeni gösterecek, renkli, cıvıl cıvıl bir şal bulalım. Üstüne bürünme siyahlara," dedi canım arkadaşım.
Kıyafet işi tamam. Yarın çocukları babası alacakmış, ben de iş görüşmelerine giderim. Umarım bulurum düzgün bir iş.
Erken saatlerde evden çıktım.
Bu gideceğim üçüncü yer, umarım burası olur. Gerçi diğerleri “Size geri dönüş yapacağız” demişlerdi. Nedense dönmeyeceklerini biliyorum ama buranın enerjisi güzel geldi gibi. Olur inşallah.