Aslan’ın dudakları dudaklarıma değdiğinde, içimde kopan fırtına bir anlığına dindi. Ama anlık bir şeydi sadece. Öptü… sonra yüzüme baktı. Gözlerinde karmaşık bir ifade vardı. Sanki öfkesiyle sevgisi birbirine dolanmıştı. Geri çekildi. “Nereye gidiyorsun?” diye sordum. Sesim tedirgindi ama belli etmemeye çalıştım. Bana dönmeden, sesi sert ama kontrollü şekilde söyledi: “Senin aklın başına gelene kadar… bir süre odada kal. Düşün. Tamam mı?” “Aslan, saçmalama.” dedim. Yerimden kalktım ama hareket etmedi. “Sonra konuşalım Zeynep.” dedi. Sonra arkasını döndü ve kapıdan çıktı. Ardından öylece bakakaldım. Ne olduğunu anlayamadan, kalbim sıkışmıştı. Koştum. Peşinden çıktım. Merdivenlerden hızla inerken onu gördüm. Tam o anda Feyza Hanım da koridordan çıkmıştı. Aslan onu görünce durdu. Göz

