Ne zamandan beri bu karanlık odada tultulduğumu bilmiyordum. Aras'tan sonra kimse gelmemişti. Yalnız başıma karanlıkta kalmıştım. Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelmiştim. Bileğime sıkıca dolanan halat bileğimi her hareket ettiğimde acıtıyordu. Bu aptal iplerden kurtulmak için çırpındıkça çırpınmış, bileklerimi kanatmıştım. Benim buradan kaçmam gerekiyordu. Aras'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Beni kaçırmakla ne gibi bir planı vardı bilmiyordum. Ama bildiğim bir şey vardı. Gerçekten de Aras istemeden babam beni asla bulamayacaktı. Çünkü o zekiydi. Babamı kim bilir nasıl kandırmıştır. Midem açlıktan ağrımaya başlarken, sussuzluktan dudaklarım kurumuştu. Su içmek istiyordum ama kimseye söylemek de istemiyordum. Beni kaçırmışlardı ve saatlerdir hatta belki günlerdir bene yiyece

