Ve tam o an tek eliyle beni kavrayıp yatağa fırlattı.
Şu an rüya görüp görmediğimi anlamaya çalışan bir yerdeydi aklım. Rüya değildi, çünkü bu hanzo canımı acıtmıştı. Ama bu adam, gerçek olamayacak kadar da kusursuz duruyordu.
Acaba yirmi altı yıllık hayatım boyunca hiç sevgilim olmadı diye hayal mi görüyordum?
O kadar mı yokluktaydım yani?
"Çabuk üstüne düzgün bir şeyler giy, aşağı inelim ve sen pılını pırtını toplayıp bu evden defol git!"
Hele hele adama bak be!
"Sen kimi kimin evinden kovuyorsun lan? Asıl sen defol!"
Bu seviyesiz tartışmayı daha fazla uzatmak istemediğim için yatağın üstünde duran kazağımı tuttuğum gibi üstüme geçirdim ve pantolonumun açık kalan düğmesini kapattım.
Ayağa kalktığımda da adamın bilerek omzuna çarpıp odadan çıkmıştım.
O da kapıyı yüzüme sertçe kapattı.
Aman yesinler senin kaprisini!
Onun kaprisi onu yesin de benim de içim birbirini yiyordu. Adam haklı olabilirdi, olabilir değil hatta haklıydı direkt. Bu evi ciddi ciddi ona vermişlerdi, bana değil.
Vay piçler.
Parayı veren düdüğü çalar misali o benden fazla para verdi diye vermişlerdi evi ona ciddi ciddi!
E ben ne bok yiyecektim o zaman?
O parayı onlardan almasını bilirim!
Tabii sonra dışarıda kalacağım, orası ayrı mesele. Saat geç olmuştu, hava da kararmıştı iyice. Bu saatte yabancısı olduğum bu şehirde değil ev, otel bile bulamazdım.
Ulan Azra! Bari adamla iyi geçinseydin belki seni bir gece evinde ağırlardı.
Nereden onun evi oluyormuş be? Benim de evim burası!
Utanmadan çirkef gibi çemkiriyorsun bir de yüzüne.
O da sinirimi bozmasaymış canım! Tabii çemkiririm yüzüne.
Bu huyun başına bela olacak ama hadi hayırlısı!
"Ay bir sus be! Sabahtan beri car car konuşuyorsun."
Sanırım artık şu son günlerde yaşadıklarımı kaldıramayıp ciddi ciddi yemiştim kafayı. Kendi kendime konuşuyordum, şaka gibi.
"Sen hâlâ burada mısın?"
Kapının kapanma sesini duyduğumda düşüncelerimden sıyrılıp kaslı, yakışıklı, Yunan heykeli kılıklı adama baktım.
"Buradayım tabii, kör müsün?"
Ya sabır çekip yanıma geldi ve bileğimi sertçe kavrayıp sürüklemeye başladı.
Peki ben durur muyum?
"Elimi iki saniye içinde bırakmazsan ısırırım."
Anında bıraktı.
"Hem cadı hem yamyam. Başımda yeterince bela yoktu zaten, bir sen eksiktin!"
Cevap vermedim. Kendi kendine kudursun.
Asansöre birlikte bindiğimizde asansörün dar olduğunu fark ettim ve yanımda daha ismini bile bilmediğim adamın kokusu buram buram burnuma doluyordu.
Sonunda asansör durdu ve ikimiz de bir hışım inip ev sahibinin kapısını çalmaya başladık. Tek farkla. O zili çalıyordu, ben ise o sırada kapıyı yumrukluyordum.
"GELDİM! GELDİM! Ay hayırdır inşallah. Kim bu bu saatte alacaklı gibi?"
Daha kapıyı açmadan içeriden söylenen kadına göstereceğim ben sana der gibi yumruklamaya devam ettim.
Ve sonunda kapıyı açtı. Yanında da kocası vardı. Tam karşılarında iki adet burnundan soluyan kiracı görünce hiç de hoşnut olmayan bir şekilde baktılar bize.
"Sizi var ya sizi!"
İşaret parmağımı tehditkâr bir şekilde onlara sallayıp tam üstlerine yürüyecekken yanımdaki elit hanzo, kolumdan tutup beni durdurdu.
"Bir yanlışlık olmuş. Aynı anahtarını yanındaki hanımefendiye de vermişsiniz." dedi kibar kibar.
Kocası, karısına öfkeli bir bakış attı. "Hanım ne diyor beyefendi? Ne yanlış anahtarı? Ben sana demedim mi gelen kadına anahtar vermeyeceksin diy-"
"Ulan senin ağzına..."
Lafını kesip küfür edecektim ama adam benden yaşlı diye sustum ve kendime sakinleşmek için birkaç saniye tanıyıp devam ettim ama sakinleşmemiştim.
"Ben size para verdim para! Paramızla rezil oluyoruz aaa şunlara bak ya! Bak benim avukat arkadaşlarım var, ikinize dava açarım donunuza kadar alırım!"
Avukat arkadaşım yoktu, yalan söylüyordum.
"Hanım, ver şu kadına parasını sussun."
"Ya sen kimi susturuyorsun? Senin ağzına sokarım paraları he!"
Niye bu kadar asabiydim bilmiyordum. Terbiyesizlik yapıyordum ama umrumda değildi.
"Ulan beni ne kadar zor duruma soktunuz farkında mısınız? Saat gecenin kaçı, ben bütün planlarımı bu eve yaptım. Her şeyi buna göre ayarladım. Madem evi başkasına verdiniz, insan arar söylemez mi? Parayı alırken her şey iyiydi, şimdi ne değişti? Belki geri gelmez de para bize kalır diye düşündünüz değil mi, paragöz herifler! Ulan hiç mi düşünmediniz biz bu kadını evden çıkarırsak kim bilir nasıl mağdur olur diye Allah'ın bencilleri sizi!"
Taramalı tüfek gibi saydırırken kadın elindeki zarfı bana doğru uzattı. "Söyleyecektim dinlemedin ki! Aldın elimden anahtarı bağırdım arkandan duymadın! Al bu paraları münasip bir yerine s..."
"LAN SENİ VAR YA!"
Kadın benden en fazla on yaş büyüktü. Kavga etmem için bir sakınca yoktu. Tam üstüne atlayacakken belimden tutan eller, havalanmamı engellemeseydi tabii...
Yalnız elleri güzel kavrıyor he.
Kes çeneni kes kes kes.
Tamam.
"Bir sakin olun bayan!"
Sensin bayan.
Feministliğin sırası değil.
Tamam.
"Ben bu evden gitmiyorum. Önce ben aldım, sanal yolla da olsa önce ben imzaladım kontratı."
"Ya yüzsüz müsün? Verdik işe paranı defol git!"
Bana mı diyor bu?
"Bak senin ağzını yırtarım kadın sus!" deyip parayı sertçe yüzüne fırlattım.
"Herkes sakin olsun!" Yanımdaki adam söze girdiğinde herkes aniden sustu.
"Siz nasıl olur da böyle bir hata yaparsınız?!"
Aferin, işte böyle. Kız onlara.
Benden korkmamışlardı ama yanımdaki adamdan ödleri parlıyordu.
"Valla kusura bakma oğlum. Bayanın böyle tepki göstereceğini bilemedik."
"Bileceksiniz efendi! Yaptığınız ayıp değil mi? Ben böyle ev sahibinin olduğunu bilsem tutmazdım evi!"
"Aman oğlum, olur mu öyle şey? Bakma sen bu karıya, biz evi sana verdik bile."
"Siz önce bir kadınla nasıl konuşulması ve müşteriye nasıl davranılması gerektiğini öğrenin."
Yanımdaki adam son sözlerini söyleyip hızla merdivenden çıkmaya başladığında bu IQ'su düşük çift utanmayı akıl edip başlarını öne eğmişti.
"Ulan dua edin işim var! Yoksa sizi mahvederdim!" diye çemkirip merdivenleri adamın peşinden çıkmaya başladım.
"Ay hadi yürü git be lanet karı! Geldi, huzurumuzu bozdu resmen."
Tam o an merdivenin ortasında durdum. Sinirden titreyen ellerim yumruk hâline gelmişti ve birine yumruk atmak için çıldırıyordu.
"Seninle sonra görüşeceğiz! Bu iş burada bitmedi!"
Ona doğru öfkeyle bağırıp merdivenleri çıkmaya devam ettim. Şu an bulup konuşmam gereken bir Yunan Heykeli vardı. Bu cadı kadınla uğraşamazdım.
O kadar küfürden sonra beni evine alır mıydı ismini bile bilmediğim Yunan Heykeli?
Almazsa da kendimi zorla aldırtırdım.
Ben cadıydım, her şeyi yapardım.