Ebru; İki adamın ortasında kalakaldım. Karşımda sevdiğim adam, yanımda ise nefret ettiğim kişi vardı. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim. Melih tek bir cümleye muhtaç gibi bakıyordu. Kerim ise yanımda keyifle gülümsüyordu. Bebeğin kimden olduğu baya bir şekilde ortadaydı. Melih de bunu çok iyi biliyordu. Şimdi neyde şüphe etmişti de karşımda duruyordu. Kerim'in elini belimde hissettim ama yerimden bir adım bile kımıldamadım. Bütün bedenin taş kesilmişti, yerimde oyanayamıyordum. Nefesim bile durmuş gibiydi, Melih'in beni çekip kurtarmasını istiyordum, Kerim'in kirli elleri arasından. Melih başını sağa çevirip dışarı baktı, gözleri gözlerimle yeniden buluştuğunda acı bir şekilde gülümsedi. "Keşke duygularımla oynayacak kadar yaklaşmasaydın." arkasını döndü. Gidip gitmemekte karar

