Elindeki birayı yudum yudum içen genç adam şiddetle yağan yağmuru umursamadan sahilde oturuyordu. Pantolonu dizlerine kadar ıslak kum olmuştu. Gergin duran omuzları yağmur sularının üzerinde durmasını sağlamadan sırtına doğru kayıyordu. Yüreği o kadar çok yanıyordu ki buz gibi havayı hissetmiyordu. “Yaktın içimi Deniz.” Boğuk sesiyle bağırıp sırtını geriye bıraktı. Mezara giren bir ceset gibi kumların üzerinde uzanıp suratına durmadan çarpan yağmura gözlerini açık tutarak meydan okudu. Yıllarca çok sevdiği kadın tarafından kandırılmış zavallı adamın tekiydi o. Gözlerinin içine baktığında gördüğü gülümse o kadar gerçekti ki asla ondan şüphe duymamıştı. Deniz onu parmağında oynatmış, buna bizzat kendisi izin vermişti. Ciddi bir ilişkisi olmamıştı Deniz’e kadar. Evet, hoşlandığı kadınl

