bc

BERİVAN

book_age18+
1.2K
FOLLOW
11.6K
READ
forced
heir/heiress
drama
like
intro-logo
Blurb

" Sen de kimsin benim aracımda ne işin var senin ." dedi genç adam sinirle. Kim olduğunu bilmediği bu yabancının sessizliği sinirinin geçmesine hiç de yardımcı olmuyordu.

" Sana kimsin dedim cevap ver bana ." dedi bu defa yüksek sesle bağırarak. Karşısındaki kadını korkuttuğundan habersizdi. Genç kız korkuyla konuşmaya başladı ağlayarak.

" Lütfen sessiz ol peşimdekilerden kaçıyorum onlar gidene kadar arabada saklanmama izin ver."

Genç adam tam peşinde kimlerin olduğunu soracaktı ki onlara doğru gelen ayak seslerini duydu. Ve hiç düşünmeden yardım etmeye karar verdi karşısındaki genç kadına.

" Sakın sesini çıkarma şunu da üzerine kapat." dedi elindeki ceketi kadına uzatarak. Tam o sırada yanlarına birkaç adam geldi. Genç adam kadını görmesinler diye önüne geçmişti. İri cüssesi sayesinde kadını fark etmediler. İçlerinden biri konuşmaya başladı.

" Bu taraflarda koşan bir kadın gördün mü birader."

" Hayır görmedim." dedi genç adam.

" Sen buralarda yabancısın galiba ilk defa gördüm seni kimsin sen ."

" Doğru buralı değilim iş için geldim sorgulamanız bittiyse şimdi gitmem gerek." dedi sinirle zira o sorgulanmayı hiç sevmezdi. Kızın neden bunlardan kaçtığını anlamasa da onu vermeye hiç niyetli değildi. Karşısındaki adam da çok uzatmadı gitmesine izin verdi. Ancak bu yabancıdan süphelenmediği anlamına gelmezdi. Uzaklaşan arabanın plakasını aldı nedensizce.İçinden bir ses bu yabancıyla tekrar karşılaşacaklarını söylüyordu ve o asla yanılmazdı. Kader ağlarını çoktan örmüştü iki genç için, sadece farkında değildi kimse. Fark ettiklerindeyse kalpleri çoktan filizlenmeye başlamış olacaktı. Yeterince uzaklaştıklarına karar veren genç adam kıza çıkmasını söyledi ve konuşmaya başladı.

" Kim bu adamlar senden ne istiyorlar."

Genç kız sustu konuşmadı ne diyebilirdi ki. Kızın konuşmayacağını anlayan genç adam bu sefer adını sordu.

" Berivan."

"Benimki de Polat. Şimdi söyle bakalım seni nereye bırakayım. "

Birşey söyleyemedi Berivan .Kaçarken bunu hiç düşünmemişti.

" Ben bilmiyorum. Kaçarken bunu düşünmedim. " dedi doğruyu söyleyerek.

Polat bu duruma şaşırdı kaçarken bunu düşünmediğine göre başına kötü şeyler gelmiş olmalı dedi kendi kendine. Sonra karar verdi bu kızı yolun ortasında bırakmazdı. Ona öğretilen herşeye tersti,zaten adamlığına da yakışmazdı. Yanında götürmeye karar verdi.

"O zaman benimle gel memlekete gidiyorum sakince oturur konuşuruz merak etme benden sana zarar gelmez başına ne geldiyse bunun bir çaresini buluruz."

" Olmaz benim yüzümden başınız belaya girebilir siz beni uygun bir yerde bırakın gerisini ben halletmeye çalışırım." dedi panikle. Karşısındaki adama nasıl güvenebilirdi ki. Ona yardım etmişti ama güvenmesi için yeterli değildi. Yalan da söylememişti ona yardım eden bu adamın başını gerçekten belaya sokmak istemiyordu. Polat bu duruma sinirlendi. Bu kız nasıl olur da umarsızca konuşurdu.

"Sonra ne yapacaksın peki. Yanında paran var mı, ya da güvenebileceğin biri."

"Yok." dedi berivan kimsesizliğine lanet ederek.

" O zaman seni bırakmam hem merak etme gideceğimiz yerde ailemle birlikte yaşıyorum."

Ailesiyle yaşadığını duyunca biraz olsun rahatladı berivan zira bu adamla aynı evde yalnız kalmak istemiyordu.

"Nereye gidiyoruz peki."

"Trabzona." dedi genç adam.

Berivan bu duruma şaşırdı adamın konuşması hiç Trabzonlu gibi değildi. Çok güzel İstanbul aksânı vardı bu yüzden İstanbullu olduğunu düşünmüştü.

chap-preview
Free preview
Kara Gözler
Yazar'dan Mardin'nin dar sokaklarında yürüyordu güzel Berivan. Mardinin en güzel kızlarından biriydi. Tıpkı annesi gibi. Onu doğururken ölmüştü Berivan'nın annesi,bu yüzden hiç tanıyamamıştı. Ne çok isterdi annesini tanımayı, onun mis kokusunu içine çekebilmeyi. Hayatta her zaman istediğimiz şeyler olmazdı. Bunun farkındaydı Berivan. Yine de keşke demeden duramazdı. Keşke annesi yaşasaydı,keşke babası ona zulmetmeseydi, keşke Nigar denilen o yılanla evlenmeseydi babası. Beriva'nın hayatında keşkelerin sonu hiç bitmezdi. Babasına göre annesinin ölümünden sorumlu bir insan herşeyi hak ederdi. Dayak,işkence,açlık, eziyet Berivanın imtihanıydı tüm bunlar. Özellikle babası Nigar yılanıyla evlendiğinden beri daha kötü olmuştu herşey. Daha da kötü olacağını bilmeden yürüyordu Berivan dar sokaklarda. Berivan'dan Benim adım Berivan. Babasına göre annesinin katili Berivan. Henüz 20 yaşındayım. Şu yaşına kadar hayattan ne gördün derseniz kederden başka hiçbirşey görmedim. Annemin ölümüyle ben de ölmüştüm aslında. Diğer kızlar gibi değildim asla. Zaten babam da onlar gibi olmama izin vermezdi. İlkokuldan sonra devam etmeme izin vermemişti okula gitmeme. Oysa ne çok isterdim okumayı, bir meslek sahibi olabilmeyi. Babam okumama izin vermediği gibi tarlada çalışmamı istemişti. Tarlada çalışır parayı babama teslim ederdim. Bazen ihtiyacım olur eksik verirdim. Hemen fark ederdi paranın eksik olduğunu. İhtiyacım var desem de fayda etmezdi babama,alırdı elimden tüm parayı üstüne bir de dayak yerdim. Sürekli döver,hakaret ederdi bana. Ona göre ben tüm bunları hak ediyordum. Annemin katiliydim ne de olsa. Ben bunların hiçbirini asla hak etmemiştim. Küçücük masum bir bebek nasıl olurdu da katil olabilirdi. Babam bunu anlamamış,beni suçlamıştı yıllarca. Ben 10 yaşındayken evlenmişti Nigarla. Nigarın eve geldiği gün dünyada cehennemi yaşadığım gündü. Onun gelmesiyle hayatım daha beter olmuştu. Asla ev işi yapmaz,bana yaptırırdı. Kendisi tüm gün yatar,ya da kadınlarla dedikodu ederdi. Yıllardır hem tarlada hem evde çalışır dururdum. Komşular bilirdi halimi bu yüzden yardıma ihtiyaç olduğu zaman belli bir ücret karşılığında iş verirlerdi. Ne babamın ne de Nigarın haberi vardı tüm bunlardan. Onlardan gizli ne yapabilirsem kardır diyerek saklamıştım. Elimde yine o işlerden biri vardı. Komşumuzun kızı evleniyordu benden çeyizlik örgüler yapmamı istemişlerdi. Biter bitmez yola çıkmıştım.Nigar görmeden teslim etmem en iyisiydi. Yoksa hemen anlardı. Ben tüm bunları düşünürken koluma birinin çarpmasıyla bohçayı düşürmüştüm. Eğilip hemen toplamaya başladım tam o sırada koluma çarpan kişi bana yardım etmek istemişti. Kafamı kaldırdım ve bir çift kara gözle karşı karşıya geldim. Kim olduğunu bilmiyordum ama tekin biri olmadığı kesindi.Bana olan bakışlarını hiç beğenmemiştim. " Yardıma gerek yok teşekkür ederim." dedim ve işime kaldığım yerden devam ettim. Bitince ayağa kalktım tam gidecektim ki yabancı bana seslendi. "Kimlerdensin sen."dedi. "Neden sordunuz hem kim olduğum sizi ilgilendirmez." dedim ve hızlı bir şekilde uzaklaştım yanından. Mirza'dan Gözlerimi vücuduma değen parmaklar sayesinde açmıştım. Her sabah olduğu gibi evimizde hizmetçi olarak çalışan Heja odama girmişti. 5 sene önce başlamıştı konakta çalışmaya. Gelir gelmez niyetini belli etmişti. Ben de çok kayıtsız kalamamıştım çağrısına. Güzel bir kadındı Heja. İnce beli,dolgun göğüsleriyle hiçbir erkek hayır diyemezdi.Onunla beraber olduğumuz ilk geceyi hiç unutmamıştım. Bakire olmasına rağmen sabaha kadar becermiştim. 2 gün sonra da ırgatlardan biriyle evlendirmiştim. Evlendirdiğim adamın aklı çok çalışmazdı. Heja ne dese inanırdı. Bu yüzden hiç yakalanmadık.Benim odamın olduğu katta kimse kalmıyordu. Sadece Heja'nın ilgilenmesini istemiştim böylece bazı ihtiyaçlarımı giderebilecektim. " Günaydın ağam." dedi Heja gülerek. O gülünce ben de sırıttım. Hemen kafasından tutup dudaklarına yapıştım çok geçmeden karşılığı geldi. Kendimle beraber kaldırdım Heja'yı sertçe duvara dayayıp içine girdim. İşim bitince bıraktım onu. Heja yorgunlukla bana bakıyordu gülümseyerek. Ayakta durmakta bile zorlanıyordu. Fakat halinden hiç şikayetçi değildi. "Beni bitirdin ağam çok iyiydin ama keşke bu kadar aceleye getirmeseydin tadını çıkara çıkara halletseydin." Bu dediğine sadece gülmüştüm. "Biraz işlerim var o yüzden acele ettim ama merak etme gece acısını çıkarmaya niyetim var." Duyduğuna sevindi Heja. Onun bu sevinci bende bazı şeyleri düşündürüyordu. Umarım bana saçma sapan duygular besleme cesaretinde bulunmuyordur diye geçirdim içimden. Zira Heja benim için hiçbirşey ifade etmiyordu. O sadece ihtiyacımı gideceğim bir araçtı benim için. Daha fazlası değildi. Asla da olmayacaktı. Fakat şimdilik bunu bilmesine gerek yoktu. Ben tüm bunları düşünürken Heja çoktan odadan dışarı çıkmıştı. Ben de duş almak için banyoya girmiştim. İşimi bitirince havluyu belime dolayıp çıktım banyodan. Üzerimi giyinmek için dolabı açtım. Hızlıca üzerimi giyindim. Saçlarımı da kurutup, parfümümü sıktım. Hazır olduğuma kanâât getirince odadan çıktım. Aşağıya indiğimde kahvaltı masası çoktan hazırdı. Hızlıca birşeyler atıştırmaya başladım.O sırada valide sultan her zamanki gibi konuşmaya başladı. "Oğlum yavaş ye boğulacaksın. " "Çok işim var valide sultan tarlaya gidip ırgatları kontrol etmem lazım bugün çok işim var." deyip masadan kalktım. Annemin birşey söylemesine izin vermeden dışarı çıktım. Şoför beni görünce arabanın arka kapısını açtı, vakit kaybetmeden bindim. "Nereye gidiyoruz beyim." dedi şoför Ahmet. "Tarlaya gidelim." dedim. Araba hareket edince dışarıyı izleyerek yolun bitmesini bekledim. Korumalarım da aracı takip ediyorlardı. Dostundan çok düşmanım olduğu için asla koruma olmadan dolaşmazdım. Tarlaya sonunda gelmiştik. İşçilerin nasıl çalıştığını izlerken bir kız dikkatimi çekmişti. Çok güzeldi, o kadar masum bir bakışı vardı ki insanın içi gidiyordu. Etrafa çok bakmıyor, sadece işiyle ilgileniyordu. İşçilerden sorumlu olan Mustafaya döndüm ve bu kızın kim olduğunu sordum. "Mirza beyim, kızın adı Berivan. Mardinin en güzel kızlarından biridir. Ama başında bir babası var ki düşman başına. Kumar oynamaktan başka hiçbirşey bilmez. Berivan evi geçindirmek için burada çalışır. Namuslu kızdır. " "Babasının adı nedir." "Kasım." Tanırdım Kazım itinin kim olduğunu. Para için herşeyi yapabilecek biriydi. Ayrıca bana kumar borcu vardı. Bu istemsizce sevindirdi beni. Gerekli kontrolleri yaptıktan sonra uzaklaştım oradan. Adamıma Berivanı takip etmesini söyledim. Böylece ne yaptığını bilebilecektim. O kıza neden bu kadar taktığımı bilmiyordum. Tarladan çıkınca şoföre şirkete sürmesini söyledim. Akşama kadar şirketteki işlerimi halletmeye çalıştım. Fakat Berivan bir türlü aklımdan çıkmıyordu. İşlerime yoğunlaşamayacağımı anlayınca çıktım şirketten. Konağa gelince arabadan indim.Kapıyı Heja açmıştı. Etrafta kimse var mı diye baktım. Kimse yoktu. Bunu fırsat bilip poposunu sıktım. O kadar dolgun bir poposu vardı ki beni becer diye bağırıyordu adeta. "Ağam biri görecek bırak beni." dedi endişeli bir sesle. "Birazdan konağın ilerisindeki araziye gel. Sakın beni bekletme Heja." dedim ve yanından ayrıldım. Konağın az ilerisinde harabe bir ev vardı orada buluşacaktık. 1 saat sonra dediğim yere gelmişti Heja. Gelir gelmez sertçe kendime çektim.Fakat neden bilmiyorum Heja'ya dokunmak içimden gelmedi o anda. Aklımda sadece Berivan vardı. Ben de Heja'yı becerirken Berivanı düşündüm. O kadar zevk almıştım ki. Bu durum kararımı kesinleştirmeme neden olmuştu. Berivan benim olmalıydı. İşimi bitirince Heja'nın suratına bakmadan çıktım harabe evden. Konağa geldiğimde ev ahalisi sofrayı hazırlıyordu. Evdekilere birşey yemeyeceğimi söyleyip doğruca odama çıktım. Duşa girdim. İşim bitince banyodan çıktım ve üzerimi giyinmeye başladım. Yatağa uzanırken aklımdaki tek şey Berivandı, onu düşünerek uykuya daldım. Güneşin yüzüme vuran ışıkları sayesinde sabah olduğunu anladım. Yatakta doğrulurken aklımdaki düşünceler çoktan yerine oturmuştu. Önce Berivan'ın karşısına çıkacaktım beni beğeneceğini biliyordum, sonra da babasından onu bana vermesini isteyecektim. Böylece Berivan benim olacaktı. Hızlıca işlerimi halledip kahvaltı bile yapmadan evden çıktım. Yanıma şoförü almamıştım. Doğruca Berivan'ın evine sürdüm arabayı. Tam o sıralarda Berivan evinden çıkıyordu elindeki bohçayla. Neden bohça vardı elinde,yoksa sözlü müydü ? Saçmaladığıma karar verdim. Söz bohçası götürse yalnız gitmezdi. Arabayı bir yere park edip takip etmeye başladım Berivanı. Ara sokağa girmişti. O sokağa çıkan başka bir yol daha vardı hemen yönümü değiştirdim böylece doğrudan Berivan'ın karşısına çıkacaktım. Düşündüğüm gibi de oldu koluna çarpmış gibi yaptım elindeki bohça yere düştü. Toplamasına yardım ederken göz göze geldik. Kısa sürede çekti güzelim gözlerini benden. Bu durum nedensizce sinirimi bozdu. Gitmek üzereyken sırf benimle konuşsun diye kimlerden olduğunu sordum. Tersledi beni. Ben ona sırıtmış bakarken o çoktan arkasını dönmüştü. Berivan'dan Yol boyunca o yabancıyı düşünmüştüm. Kimdi bilmiyordum fakat bakışını hiç beğenmemiştim. Umarım bir daha karşıma çıkmazdı. Bunları düşünürken sonunda bohçayı bırakacağım komşumuz Fatma ablanın evine gelmiştim. Bohçaya dikkat ederek zile bastım. Kısa süre sonra Fatma ablanın kızı Gülsüm kapıyı açtı. Gülümseyerek konuşmaya başladım. "Merhaba Gülsüm yaptığım bohçayı getirdim müsait miydiniz ? " " Müsaitiz gel canım. " dedi Gülsüm samimi gülümsemesiyle. Vakit kaybetmeden içeri girdim. Fatma ablayla da merhabalaştıktan sonra yaptıklarıma bakmaya başladılar. İkisi de çok beğenmişti yaptıklarımı. "Fatma abla ben daha fazla geç kalmadan gideyim babamı biliyorsun sıkıntı çıkmasın." dedim içimde oluşan buruk bir hüzünle. Fatma abla kalmam için ısrar etmedi biliyordu babamın nasıl biri olduğunu. Hakkım olan parayı verir vermez evin yolunu tuttum. Biraz geç bile kalmıştım aslında ama sıkıntı yoktu. En fazla bugün dayak yerdim. Hiç olmayan birşey değildi sonuçta. Sonunda eve gelmiştim. Sessizce etrafa baktım sanırım evde kimse yoktu. Buna sevinerek odama çıkacaktım ki salondan gelen sesi duydum. "Neredeydin sen, eve geç gelmeye nasıl cüret edersin. Söyle kimin yanından geliyorsun." dedi babam büyük bir öfkeyle. Yavaşça arkamı döndüm. Gördüğüm şeyle gözyaşım çoktan akmaya başlamıştı.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

HÜKÜM

read
223.4K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
520.3K
bc

AŞKLA BERDEL

read
78.9K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook