4.bölüm

1192 Words
Kağıda merakla bakmaya devam ederken bunu kimin çizdiğini düşünüyordum. -flashback- Mikrofonum takıldığında çekim planlamasına ve kamera açısına göre oturmam gereken yere oturdum. Sanırım ilk ben gelmiştim. Henüz kimse yoktu. Yavaş yavaş dolan ortak alanda bir tek benim yanım boş kalmıştı. Çekime son saniyelerin sayılmaya başlanması ile yanımdaki boş koltuk dolmuştu nihayet. Yanıma oturan kişiye baktım. Neydi adı. İlk konuşan adam. Araf.. Araf Aksoy.. "Efendim?" ne sesli söylemiş olamam değilmi? Yani olmamalıyım. Yavaşça sağıma döndüğümde en az buz kadar soğuk gözleriyle karşıladı beni Araf Aksoy. "Efendiler kovalasın seni!" ağzımdan fütursuzca çıkan kelimelerle bozuntuya vermeden önüme döndüm. Sessizlik olunca tekrar sağıma dönecekken o sesi duydum. "3,2,1.. KAYIT!" -flashbackson- Aklıma gelen geçen gün ki olayla Araf ı kafadan elemek istedim, çünkü bunlardan sonra beni neden çizsin ki? ***** Odamda sosyal medya hesabıma gelen mesajları okuyup kafa dağıtmaya çalışıyordum. "Enfal çok güzel ve ekrana çok yakışıyor!" "Enfal'in yemek yaptığı bölüm gelsin artık!" "Enfal kaç yaşındasın?" "Enfal evli misin?" Daha fazla okumadan telefonu bırakıp yatağa yattım. Karnımın guruldadığını fark edince ayaklanıp mutfağa ilerledim. Buzdolabına baktığımda sebze ve meyve vardı. Buzluktan biraz tavuk alıp kremalı tavuk ve makarna yapmaya karar verdim. Tavuk sotelenirken makarna da kullanacağım pesto sosu hazırlıyordum. Karnım iyice guruldamaya başladığında hazır olan yemekleri tabağa koyup dolaptan bir soda aldım. Sodayı açıp bardağa boşalırken bir yandan da esniyordum. Gece çok geç olduğu için herkes uyuyordu. Mutfak kapısında tıkırtı sesleri duyunca hızla arkama dönüp kapıya baktım. Elinde sürahi ile Araf'ı görünce derin bir nefes aldım ve elimi kalbimin üzerine koydum. "Korkuttun beni!" dedim. "Sular kesik bizim evde su almaya geldim." diye kısaca açıklandığında tabağımı ve sodamı alıp mutfak masasına oturdum. "Sen mi yaptın?" diye sordu sürahiye su doldururken. "Evet, istersen açsan yiyebilirsin." dedim. Araf biraz düşünüp bulaşık sepetinden temiz tabak ve çatal aldı. Tavuktan ve makarnadan birer porsiyon alıp karşıma oturdu. "Aslında aç değilim ama merak ettim." dediğinde merakla yemesini bekledim. Çatala tavuktan ve makarna dan biraz alıp ilk lokmayı ağzına attı. Sonra bana hiç bakmadan ikinci, üçüncü hatta dördüncü lokmayı da alıp hızla yedi. "Leziz!" dedi ağzı dolu doluyken. Bende bir çatal aldığımda gerçekten lezizdi. Pesto sosla makarnanın uyumu, tavuğun dışı çıtır içi sulu sulu olması,tek kelime ile leziz bir yemek olmuştu. Hiç konuşmadan hızla yemeklerinizi yedikten sonra Araf geriye yaslandı. "Sen finaldesin Enfal. Burada seni eleyecek kimse yok. Şuan bunu bir kez daha anladım." dediğinde gülümsedim. "Bana bilmediğim şeylerden bahset Araf. Buraya sadece finalde olmak için değil kazanmak için geldim." dedim. Araf küçük bir gülümseme ile konuştu. "Finalde kiminle olacağını merak ediyor musun?" dedi. "Evet merak ediyorum ama sadece yaşayarak öğrenebilirim." dedim. "Finalde senin karşında ben olacağım. Ama sen kazanacaksın. Çıkacağın ilk Düello da ben olacağım ama sen kazanacaksın. Sadece benimle yarışacak sın. Sana yenileceğim ama potadan çıkacağım. Ve final günü geldiğinde yine sana yenileceğim." dediğinde büyük bir kahkaha attım. " Güzel hikaye! Acaba sen senarist flan mı olsaydın. " dedim. Araf sırıtıp sürahiyi aldı ve ayağa kalktı. " İyi geceler, Enfal.. " O mutfaktan çıkınca bende tabakaları yıkayıp odama geçtim. Tam yatmaya hazırlanırken gelen mesaj sesiyle telefonu elime aldım. " Enfal ve Araf yarın Düello çekiminiz var!" ortak gruba gelen mesaj ile telefona şaşkınca bakakaldım. ********** Mikrofonu takıp odamdan çıktım ve mutfağa doğru ilerledim. Kendime hızla bir tost yapıp yedim ve kahvemi alıp bahçeye çıktım. Bahçede oturan Gizem 'i görünce büyük adımlarla yanına gidip oturdum. Dalgın bir şekilde etrafa bakıyordu. "İyi misin?" diye sordum. Kafasını olumlu anlamda salladı. Dolu gözleri iyi olmadığının kanıtıydı. "Değilsin, eğer anlatmak istersen.." dedim. Gizem bana bakıp bir anda sarılınca şaşırsamda karşılık verdim. İç çekişlerinden ağladığını anlayıp kendimden ayırdım ve yüzüne baktım. "Neden ağlıyorsun?" dediğimde gözlerini sildi. İç çekip duruyordu. "B-ben iyi d-değilim. Burası b-bana iyi gelmedi. Çok kötü mesajlar geliyor. Ç-çok kötü yorumlar geliyor." dedi. Elini tutup konuşmaya başladım. "Bunların olacağını zaten biliyorduk. Sen neden bu kadar etkilendin ki?" "Bu kötü yorumları sadece ben görmüyorum Enfal. Nişanlım da görüyor. Ah pardon eski nişanlım demeliydim." dedi. "O ne demek oluyor?" "Benden ayrıldı. Neymiş efendim onu rezil etmişim. Herkes dalga geçmiş!" söyledikleri ile şaşkına baktım. "Gurur duyması gerekirken bunları mı dedi gerçekten?" dedim gizem kafasını olumlu anlamda sallayınca omzunu sıvazladım. "Zaten bunları söyleyecek kadar cahil bir insanla bir ömür geçmezdi. Üzülmene değmez." dedim. Bahçede Gizem ile biraz daha sohbet edip çekim alanına gittik. Bugün ben ve Araf ın düellosu olduğu için önlük giyip tezgahlarda yerimizi aldık. Oktay bey herzaman ki konuşmalarını kameraya yaparken heyecandan titreyen ellerimi saklamak ile meşguldüm. "Sevgili seyirciler bu akşam Araf Aksoy ve Enfal Öztürk arasında ki düelloyu izlemek için ben çok sabırsızlanıyorum! Sizler de heyecanlısınız biliyorum. Ekran başında herkes bu anı bekledi. Binlerce yorum geldi Araf ve Enfal için! İşte beklenen an geldi. Sıra onlarda! Sürenin başlaması ile yarışmacılar önlerine koyulan malzemeler ile yapabilecekleri en iyi ve en yaratıcı tabakları yapıp jürilerin önüne koyacak! Bakalım bu gece kazanan kim olacak! " Sürenin başlaması ile ellerimi yıkayıp önümde ki malzemelere baktım. Tavuk pesto sos makarna krema ve diğer yan ürünler vardı. Şaşırsamda belli etmeden dün gece yaptığım yemeği yapmaya başladım. Araf ile tezgahlar ayrı olsa da lavabo ortaktı. Ben su alırken arafta lavabonun yanına geldi. "Bu yemek?" dedim kameraya belli etmeden. Araf 'tan kısık bir gülme sesi gelince dolan suyu alıp yerime geçtim. Yemeği karıştırıp arafa baktığımda hala tavukları doğuyordu. Benim tavuğum hazırdı bile! Ne yapmaya çalıştığını anlamasam da sunum tabağını alıp tavuk ve makarnayı porsiyonladım. Pesto sos ile güzel bir sunum yaptığımda yemek bittiği için zşle basıp tezgahı toparladım. Araf hala yemeği yaparken içine tuzu bocaladı bir anda. Bu adam resmen kötü yemek yapmak için uğraşıyor. Herkes benim gibi şaşkınca bakarken Araf gayet sakindi. Sürenin bitmesine saniyeler kala Araf tabağa yemekleri koyup zile bastı ve süre durdu. Tabaklarımızı alıp jürinin önüne bıraktık ve yerimize geçtik. Jüri ilk benim yemeğimi tadıp önünde duran kağıda bir şeyler yazdı. Sonra Araf 'ın yemeğini tadıp kağıda birşeyler yazdı. Oktay beyin kulağına birşeyler söyledi. Oktay bey kazananı açıklamak için anons ederken reklam arası olduğu için kısa bir mola verildi. Gizem' in yanına oturup Araf'a baktım. Onu çözmeye çalışırken gizem konuşmaya başladı. "Benşm düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun?" dedi. "Bilerek yenildi." dedim gizem kafasını sallayınca konuşmaya devam ettim. "Ama neden?" "Sayın seyirciler kazanan, Enfal öztürk! TEBRİKLER ENFAL!" herkes alkışlarken benim yüzümde mimik oynamıyordu. Araf 'a odaklanmış bakarken yere bakarak güldü. "Evet Enfal sen kazandın, düşüncelerin neler?" Oktay beyin sorusuyla kameraya bakıp konuşmaya başladım. "Makarna ve tavuk yapıp etabı geçen birine değil de bu kadar basit bir yemeği yapamayan belki de yapmayan Araf'a düşüncelerini sormalısınız bence." dedim. Benden bu cevabı beklemeyen Araf şaşkınca baktı. Araf kafasını iki yana sallayıp güldü ve kameranın açısından açılıp mutfağı terk etti. Bende arkasından koşarak çıkıp mikrofonu kapattım. Bahçede bir sağa bir sola yürüdüğünü görünce hızla yanına gittim. "Ne o, gerçekler acıttı mı?" Araf bana alayla bakıp güldü. "Dün gece olduğu gibi leziz yaptın ve kazandın. Neden başarının üstünü örtmek için beni kullandın?" dedi. "Ben pekala da başardım evet ama sen başarmamak için üstün bir çaba harcadın Araf!" dedim. "Evet çok yetenekli olduğun kadar çok zekisin ama bunu kendine yapma. Burada ki en iyi yarışmacı sensin. Bırak seni finale taşıyayım." dedi. "Neden? Neden bana bu iyiliği yapasın ki?anlayamıyorum, neden?" "Çünkü buna değersin." Araf hızla yanımdan uzaklaşırken aklımda ki sorularla başbaşa kaldım. Ben neden Araf için bu kadar önemliyim. Öyle bir hal aldı ki bu durum neye güveneceğimi neye inanacağımı şaşırdım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD