5.Bölüm

2262 Words
Gülcenin ağzından.. Birini sevmek , birine kalbini vermek ama bunun onun farkında olmaması o kadar acı veriyordu ki. Keşke diyorum başka şartlar altında tanışsaydık belki o zaman kalbim bu kadar yanmazdı.  Onu tanıdığımda daha çocuktum. Çocuktum onu gördüm , büyüdüm yine sadece onu görüyor gözlerim. Her abi dediğimde içimdeki yanan alevlerin fokurdadığını hissediyorum. Şuan sarhoşum yanyana yürüyoruz, elleri belimde beni tutuyor. Avuç içlerimin bile terlediğini hissediyorum ama yine birşey diyemiyorum. İçimi dökmek istiyorum ama bunu başaramıyorum. Ağzıma kilit vuruyorlar sanki. Her rüzgar olduğunda kokusu buram buram burnuma geliyordu. Naneli ferah kokusu burnuma her dolduğunda kalbim hızlanıyor , bedenim titriyordu. Gözlerim ona kaydığında onunda gözleri bana kaydı. Sokak lambasının ışığıyla parıldayan okyanus mavisi rengi gözleri ve ince sık kirpikleriyle , kirli sakalı , keskin çene hatlarıyla , alnına dökülen dağınık kumral saçları ve dolgun dudaklarıyla o kadar güzeldi ki. Sarhoşluğun verdiği cesaretle ona gözlerimi dikip bakabiliyordum yada sadece buna sığınıyordum. "Neden bu kadar içtiniz Gülce?" Dediğinde hala ona bakıyordum. Küçük bir hıçkırık koptu ağzımdan ve yüzümde bir gülümseme. "Aslında biz pek bu kadar içmeyecektik. Ama bir bakmışız içmişiz." ne saçmalıyordum hiç bilmiyordum. Derin bir nefes aldı. O güzel gözleriyle bakmaya devam etti. Bende hala gülümseyerek ona bakıyordum. Şurda zaman dursaydı ya. Duysana zaman beni durdursana şu anı. "Bak Gülce sen bana emanetsin biliyorsun değil mi ? Baban kendinden sonra seni bana emanet etti. Sana zarar gelmemesi için herşeyi yaparım."  Gözlerimin dolmaması için kendimi kasıyordum. Biraz ayakta durmakta da zorlanıyordum. Belki Kenan olmasa şuan yere yıkılmıştım. Acı bir şekilde gülümsedim. Ama o bunun farkında değildi biliyordum. "Biliyorum Kenan abi. Abimsin sen sonuçta öyle değil mi ? Seni üzmemek için de ben herşeyi yaparım." ardından da kısık bir şekilde "kendi sevgimden bile vazgeçerim." dedim ama bunu o kadar kısık söyledim ki kendim bile zor duydum.  Önce gülümsedi sonra kolumu sıvazladı. İri gözleriyle baktı. "Eve geldik. Sen şimdi git hemen yat uyu."  Kafamı salladım ve kapımı açarak içeri girdim. Girdiğim gibi de elimi ağzıma tutarak yere çömeldim.  Artık dayanamıyorum. Ya çek al şu sevdayı , ya kavuştur bizi. - Cennetten devam... Sarhoşluğun etkisiyle mi böyle sözler söylüyordum bilmiyordum. Rüzgarın etkisiyle sarhoşluğumun az da olsa gittiğini hissediyordum yada kendimi kandırıyordum.  "Ne demek istiyorsun Cennet?" gözlerimi sokak lambalarına değdirdim. Sonra ağaçlara en son ayak uçlarıma.  "Ne demek istiyorum ki." diye saçmaladığımda Poyraz abinin gözlerine kaçamak bir bakış attım. Gözlerinde muzur bir ifade görür gibi oldum. Yanılıyor da olabilirdim. "Ne demek istemiyorsun ki." diye ki ekini bastırdığında hafif kıkırdadım. Elleri hala bileğimdeydi. Arada dengemi kaybediyordum. Ama sonra iri elleriyle beni dengeye tekrar getiriyordu. "Ben sadece gözlerinin güzel bir göz olduğunu söylemek istedim. Ben sarhoşum ya şimdi işte ondan. Ağzım söylüyor ben söylemiyorum aslında." Diyip kulağına yaklaştım ve kulağına fısıldadım. "Ağzım suçlu ben değilim." dedim ve elimi ağzıma koyarak kıkırdadım.  Bu cümlemden sonra Poyraz abi kahkaha attı. Yanağındaki çukur iyice açılmış gözleri iyice kısılmıştı. Şuan küçük bir çocuk gibi görünüyordu. "Sen sarhoş olunca senin dilinin ayarı mı kaçıyor Cennet ?"  Elimi koluna vurdum. "Kaçmasın mı?"  Şaşırdı ve gülen kısık gözleriyle bana bakmaya devam etti.  "Kaçsın." dedi. Öylece durdum. Gülümsemem kesildi. Sadece bakmaya başladım. Boğazımda koca bir yumru vardı. O yumrunun aşağı inmesi için yutkunmam gerekiyordu ama yapamıyordum o yumru orda kalsın istiyordum.  "Poyraz kardeşim." diye arkamdan ses geldiğinde hafifçe Poyraz abiden ayrıldım. Oda arkama bakmaya başladı.  "Kardeşim bıraktın mı Gülceyi ?" diye saçma bir soru sordu. Yanında Gülce olmadığına göre bırakmıştı işte.  "Bıraktım. Sana da zahmet verdim bugün belki birileriyle programın vardı." diye sinsice konuştuğunda hafif kaşlarım çatılsa da kendimi hemen topladım ve tekrar ayak uçlarıma bakmaya başladım.  "Yok kardeşim ne zahmeti." diye ağzının ucundan konuştuğunda hala ayak uçlarıma bakıyordum.  Abim yanıma geldi kolumdan tuttu ve beni eve ilerletmeye başladı. "Hadi sabah görüşürüz Kardeşim." dediğinde eve sonunda girmiş olduk. İçeri girdiğimizde başım aşağıda duruyordu. Abimin gözlerine bakamıyordum. "Cennet annem ve babama bugün olanları söylemiyorum. Sana güvenimiz sonsuz biliyorsun ama bu kadar çok kendini kaybedecek kadar içmeniz olmadı abisi."  Elleri çenemden başımı yukarı kaldırdı ve yanağımı sevdi. "Özür dilerim abi biraz fazla kaçırmışız.Bir daha olmaz." deyip odama yöneldim. ? Baş ağrımla gözlerimi açtığımda sabah olduğunu anladım. Gözlerimi ovuşturdum ve kendimi hemen bir duşa attım. Gül kokulu şampuanımla bir duş aldıktan sonra saçlarımı kuruttum ve üzerime tayt kazak kombini yaptıktan sonra aşağıya indim ve aşağı da kimse yoktu.  Kendime gelebilmem için kendime sert bir kahve yapmam gerekiyordu. Telefonumun sesini duyduğumda Gülcenin aradığını görüp telefonumu açtım. "Efendim Gülünceğim söyle."  Gülcenin nefes alış verişlerini duyuyordum.  "Ben biraz kötü hissediyorum kendimi Cennet. Gelsem size konuşsak biraz." Dediğinde hemen cevap verdim. "Bunu soruyor musun birde Gülce ? Koş gel. Kahve yapıyorum ikimize. Gelirken abur cubur almayı unutma." Gülce hafif güldü. "Tamam güzel kız geliyorum ortamı kur."  Gülce ile konuşmam bittikten sonra kahveleri yapmaya başladım. Sade bir türk kahvesi en güzeliydi. Kahvaltı etmemiştim ve etmek de istemiyordum. Bugünü abur cubur günü ilan ediyordum.  Yaklaşık on - on beş dakika sonra kapı çaldı. Gülceyi gördüğümde kapının önünde sarıldık ve hemen onu içeriye aldım.  "Neler oldu Gülce ? Üzülmene dayanamıyorum." dediğimde Gülce içeri gitmiş hemen koltuğa yayılmıştı. "Cennet kahveleri içerken anlatırım."  Kahveleri tepsiye koyup içeri getirdim. Bir sehpa çekip kahveleri oraya koyduktan sonra Gülcenin yanına bende yayıldım. "Ee anlat bakalım Gülüncek." dedim. "Bana Gülüncek demekten vazgeçmeyeceksin değil mi?" dediğinde güldüm. "Sen benim için Gülünceksin."  Çocukken takmıştım bu lakabı ona. Bence çok tatlıydı.  "Aslında anlatılacak birşey yok Cennet. Dün konuştuk aslında konuşmakta sayılmaz. Bana yine sen bana emanetsin dedi."  Abim Gülceyi nasıl göremezdi anlamıyordum. Ya gözleri kördü , ya da salaktı. İkinci tercih daha ağır basıyordu. "Başka birini sevmeyi düşündün mü Gülce ? Nasıl anladın aşık olduğunu." Diye sordum. Aşk bana uzak bir kavramdı. Sadece okuduğum kitaplardan ibaret olan bir dünyaydı.  "Başka birini sevmek hiç aklımdan geçmedi. Aşk öyle birşey ki Cennet birini severken başka birini aklına sokmuyor. Varsa o yoksa o. Nasıl mı anladın ? Aşk karşına çıkınca anlıyorsun aşık olduğunu. Ama sana şunu diyebilirim. Gözlerin onu arıyor , kalbin hızlı atıyor çok hızlı. Boğazını sıkıyorlarmış sanki boğazında bir yumru varmış gibi hissediyorsun." Gözleri doldu ama devam etti. "Sanki sevdiğin kişi kalbini avuçlarına almış sıkıyormuş gibi hissediyorsun. Öyle sıcak öyle savunmasız öyle acı." gözlerinden yaşlar akıyordu ama susmuyordu. Bende onunla beraber ağlamaya başladım. "Merak ediyorsun onu. Nerede acaba ? Nasıl ? Bugün de iyi mi ? Beynini hep bu sorular meşgul ediyorsun. Karnına kelebekler koyuyorlar da o kelebekler ahenkle içinde dans ediyormuş gibi hissediyorsun. Nefes alıyorsun ama içine içine alıyorsun." İkimizde birbirimize sarıldık. "Üzülme Gülce. Ben sarılırım hep. Sen ağla ben sana sarılırım. Sen acı çek ben sana sarılırım. Sen iyi hissedeceksen ben sana hep sarılırım." dedim. Gülce sıkı sıkı sardı beni. "Sen en iyi arkadaşsın. Sen bana hep sarıl."  "Vazgeçmek istiyor musun Gülce?" diye bir soru yönelttim. Gülce titredi , nefesi kesikleşti. "Ondan asla vazgeçmeyeceğim. Ben varsam o benimle hep var olacak. Birgün aşık olunca beni anlayacaksın." dedi. Öksürük sesi duyduğumuzda birbirimizden ayrıldık. Gelenin abim olduğunu gördüğümde hafifçe gözlerimi Gülceye diktim. Gülce gülümsüyordu ama bu onun samimi gülümsemesi değildi. "Kızlar sizi böldüm. Konu önemliydi galiba." diye gözlerini bana dikti. Gözleri tehlikeli bakıyordu. Sinirlenmiş gibiydi.  "Yok Kenan abi. Havadan sudan konuştuk öyle. Katılmak ister misin?" Diye Gülce sorduğunda abim karşı koltuğa oturdu. "Birazdan tekrar çıkacağım. Raf düzenleme falan yapacak babam ona yardım edeceğim. Cennet bir su getirsene." dediğinde mutfağa gittim ve bir bardağa su koyup abime uzattım. Gözleri Gülceye kayıp duruyordu. Elleri de titriyordu.  "Gülce dünden beri iyisindir inşallah. Dün pek acı çekiyor gibiydin de." diye iğneleyici bir şekilde konuştu abim. Gülce dudaklarını bastırdı. Yutkundu. "Yok Kenan abi biz dozunu kaçırmışız. Merak etme emanetine birşey olmayacak." dediğinde abim gözlerini kıpırdatmadan Gülceye dikti. "Sana güveniyorum Gülce. Emanetimin kendisine zarar verecek birşey yapmayacağından da eminim." dediğinde Gülce gözlerini kaçırdı. "Ya ya ta- bi öyle." diye saçmaladığında hafif kıkırdadım. Tekrar telefonum çaldığında telefonumu açtım. "Kız Cennet koş Ayşe teyzenlere gel. Gün var bugün burda. Yardım et biraz Gülceyi de kap gel." deyip telefonumu yüzüme kapattı.  Gülce ve abim bana bakıyordu. Omzumu silkeledim. Gözlerimi devirdim. "Gün varmış , Ayşe teyzeye yardıma gideceğiz Gülce." Dediğimde Gülce kafasını salladı ve ağzından birşey kaçırdı. "İnşallah yine damat önerileri sunmazlar." dediğinde ağzımdan bir "hiiii" kelimesi çıktı. Abimin gözleri seğiriyordu. Ayakları ritim tutmuş haldeydi. "Size damat önerileri mi yapılıyor orda Gülce." Diye sertçe konuştuğunda Gülce küçüldü. "Şey çokta yapılmıyor sanki. Değil mi Cennet?" hızlıca olaya müdahale oldum. "Ya öyle hiç olmuyor hatta. Geçen ekrem abiye istenen sen hiç değildin." dediğimde tek niyetim olayı kızıştırmaktı.  "Ne diyor Cennet." Diye sesi yükseldiğinde Cennet rahat bir şekilde omzunu silkeledi. "Canım isteyenim çoksa benim suçum ne." deyip çantasını alıp hemen dışarı çıktı. Abim donakalmış biçimdeydi. Ne hissediyordu hiç anlamıyordum. "İsteyenim dedi çok dedi öyle mi dedi?" Diye tekrarladığında "Kör olmayan çok." deyip bende dışarı kaçtım.  Gülceyle kıkırdayarak Ayşe teyzelere geldik. Hemen işe koyulduk. Kısır , sarma , börek , salata daha bir çok şey.  Kapı çaldığında kapıyı açtım. Ev gittikçe kalabalıklaştı. Gelen kızları ile beraber geliyordu. İşler garip bir hal alsada pek sorgulamadım.  "Sence de garip değil mi Cennet. Niye kızları da gelmiş ki. Sanki Poyraz abiye kız bakacaklar." deyip kıkırdadığında gözlerimi açmış bir şekilde Gülceye baktım. "Ne kızı ne görücüsü Gülce. Poyraz abi izin vermez böyle şeylere." hızlıca cevapladım. Gülce gülmesini durdurdu ve bana keskin bakışlar attı. "Sen öyle diyorsan."  "Öyle diyorum Gülüncek. Şuan bilmediğim sebepten içimde bir gerginlik var. Lütfen saçmalama." Gülce ağzına bir fermuar çekti ve sustu.  Mahalleden Şımarık Gökçe konuşmaya başladığında ellerimi sıktım. "Ayşe teyzeciğim yardım edilecek birşey varsa?" Ayşe teyze durur mu hemen cevapladı. "Yok kızım hallettik biz. Gülce kızım ile Cennet kızım yardım etti." Gökçe gözlerini bana çevirdi ve sinirli gözlerle bana baktı. Bende sinsice gülen gözlerimi ona çevirdim.  "Poyraz da çok yoruluyordur. Ona da ayıralım Ayşe teyzeciğim." dediğinde ağzına yumruğumu sokmamak için kendimi zor tuttum.  "Sen onu dert etme Gökçe. Ayşe teyze elbet oğlunu düşünüp ayırmıştır." dediğimde Gökçe beni umursamadı. Ayşe teyze ikimize de gülümsedi ve mutfağa ilerledi. Hepimiz oturmuş yemekleri yiyorduk. "Maşallah Poyraza da ne güzel çalışıyor, evlense de tamam olucak Ayşeciğim." diye kadınlardan biri konuştuğunda Ayşe teyze gülümsedi. "Hayırlısıyla bende istiyorum. Torun sevmek istiyorum. Oğlumun bir çocuğu olsun istiyorum. Bakalım." dediğinde gözlerimi duvara diktim derin derin nefes aldım. Gülcenin bakışlarını üzerimde hissediyordum.  "Cennet neler oluyor? İyi misin?" diye sorduğunda gülümsedim. "Neden olmayayım çok iyiyim" deyip ağzıma koca böreği soktum ve dişlemeye başladım.  "Beğendiğin birileri var mı ayşecim ? Poyrazı pek birileriyle göremiyoruz." diye başka bir teyze konuştuğunda ağzımdaki börekle izdiham yaşamaya başladım. "Sanırsın evlilik programı sunuyor." deyip sessizce kendimle konuştum. Gülcenin duyduğunu biliyordum çünkü sessizce gülüyordu. Kapı çaldığında tam Gökçe kalkacakken hemen kalktım ve kapıya uçtum. Kapıyı açtığımda karşımda Poyraz Abi ve abimi gördüm. Niye geldiler ki.  "İçeri gireceğiz Cennet çekilirsen." Diye Poyraz abi bana yöneldiğinde çekilmedim. "Çekilemem." dedim. Poyraz abi ve abim gözlerime baktı. "Neden ama" diye sorduğunda yüzümü buruşturdum. Dokunsalar ağlayacak gibiydim. "Bilmiyorum." dedim. Abim hafif güldü ve "Delirdin mi kızım sen çekil." dediğinde çekilmek zorunda kaldım. İkisi içeri girdiğinde bende içeri girip yerime oturdum.  Poyraz abi ve abim etrafa baktı ve hemen Poyraz abi konuştu. "Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz ama anne babamlar bişeyler istediler biz ondan geldik. Sen bize bişeyler hazırla da biz gidelim." dediğinde gözlerimi dikmiş ona bakıyordum. Gülce de abime bakıyordu. "Ben hazırlarım Ayşe teyzeciğim sen otur." diye Gökçe konuştuğunda onun o konuşan ağzını , ses tellerini birbirine bağlamak istedim belki öyle susardı.  "Bin hizirlirim." diye kendime söylendiğimde Poyraz abi duymuş olucak ki gece karası gözleriyle bana baktı. Sık ince kirpikleri , hafif çekik gözleri , etli dudağı , alnına dökülen hafif dağınık siyah saçları , keskin çenesi kirli sakalı ve yanağındaki gamzeleri o kadar güzeldi ki. Bugün beyaz bir tişört altına siyah bir pantolon üstüne de deri ceket tercih etmişti. Her ne kadar babasıyla çalışıyor bir esnaf olsa da rahat giyinmeyi çok seviyordu. Gözlerimi hafifçe ondan çekmeyi başarabildim.  "Oğlum Gökçe çok hamarattır. Tüm iş gelir elinden." diye bir teyze konuştuğunda derince iç çektim. Abimin sesini duyduğumda gözlerim karardı. "Sana görücüye gelmiş bunlar kardeşim. Evleniyorsun galiba hayırlı olsun." Dediğinde Gökçe bu tarafa geliyordu. Ayağımı uzattım ve yere kapaklanmasını izledim. Ağzımdan "hiiiii ayy." Diye sahte bir ses çıktığında herkes bana baktı. "Ayağıma takıldı galiba." dediğimde Gökçe ayağa kalktı ve bana baktı. "Sen ne yaptığını sanıyorsun kızım." Sesi gergin geliyordu gülümsedim. "Yanlıkşıkla oldu dedik ya." Poyraz abi araya girmeye çalışıyordu. "Cennet , Gökçe yeri değil kendinize gelin." Abim de aynı şekilde bana bakıyordu. "Bilerek yapmamıştır benim kızım" diye annem beni savunduğunda azda olsa üzüldüm. Bilerek yaptım anam canım anam.  "Poyrazcığım biliyorsun sen bana ne dersen o." Gökçe elleriyle oynayıp utanıyor imajıyla Poyraza bakıp konuşuyordu. Bu kızı ve ortamdaki davranışlarını beğenmediğim için bulaşıyordum. Yoksa hiçbir anlamı yoktu benim için. "Sana görücü gelmesine ne meraklıymışsın Poyraz abi." dediğimde gece karası gözlerini bir sis bulutu sardı.  "Cennet sen ne saçmalıyorsun ne görücüsü." Poyraz abi gözlerini kısmış bir şekildeydi. Sert sesiyle konuştu. Susmayacaktım. "Galiba annenler ve bizimkiler sana kız bakıyor." dediğimde annesine döndü. "Anne bir açıklama bekliyorum."  Ayşe teyze mahçupça bakıyordu. Özür dilerim Ayşe teyze neden yaptım bende bilmiyorum. Gökçeye sinir olduğumdan hep. "Oğlum ben aile kur diye öyle." Sessizce konuşuyordu. Poyraz abinin elleri titredi. Ve birden bağırmaya başladı. "Herkes çıksın. Ailesel mevzular var lütfen." dediğinde herkes söylene söylene evi terketti.  "Anne ben sana demedim mi istemiyorum diye."  Ayşe teyze ellerini tuttu Poyrazın. "Oğlum artık aile kur istiyorum." Dediğinde Poyraz abi gözlerini kırpıştırdı. "Anne ben hazır değilim. Hem sevmeden olmaz bu işler. Hem nerden biliyorsun sevmediğimi. Yapma lütfen. Senin kalbini kırmak hayatımda isteyeceğim son şey."  Ayşe teyze ağladı. Poyraz annesinin yanaklarını temizledi.  "Tamam oğlum. Sevdiğin biri demek. Sevdiğin kız baş tacımdır. Hazır olduğunda tanıştırırsın."  Poyraz abi hafifçe bana döndü kafasını salladı. Abime hadi dediğinde ilerlediler. Abim önden gidiyordu. Poyraz arkadaydı. Ben geçirmek için arkadan gittiğimde Poyraz abi bana baktı. Sonra birde etrafa baktı. Hafifçe kulağıma eğildi. Kokumu koklar gibiydi. Yanılıyor da olabilirdim. "Gökçe sevgilim değil. Neden öyle sanıyorsun bilmiyorum. Yanlış anlamanı istemem cennet çiçeği." dediğinde hızlıca uzaklaştı. Kalbim ve ben kapının önünde başbaşa kaldık.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD