Kapının arkasından gelen sesle korkuyla sıçradım. Evde ben hariç kimse yoktu. Ablam işteydi annem de kendine göre birinin koynunda olmalıydı. Babam öldükten sonra aile denilen şey bizde yoktu. Herkes kafasına göre takılır, kimin ne yaptığı önemsemezdik.
Annemi çok uyarmıştım. Ama hiç bizi dinlemedi. Ablam annemin yerine bana hem annelik hem babam hem abla oldu. Onun yerini hiç bir şey dolduramaz.
Hâlâ aynı ses gelince içimden bildiğim bütün duaları okudum. Ben açıkçası çok korkak biriyim. Evde yalnız kalamazdım kolay beri. Arkadaşım Ece nin teklifini kabul etmediğim için pişman olmuştum bile.
Benim korktuğumu bildiği için onlar da kalmamı teklif etmişti ah salak Esra ne diye kabul etmedin.
İç sesimin bana kızmasıyla ona hak verdim.
Aynı ses tekrardan gelince ne kadar korksam da elime aldığım terlikle yavaşça odamdan çıktım.
İçimden dua okuya okuya sesin geldiği yöne doğru gittim.
Ses dış kapıdan geliyordu. Ne kadar korksam da dış kapıya gittim. Aynı ses yine gelince elimdeki terlik düştü.
Çok korkuyordum. Ablamı aradım, açmadı. Annemi aradım açmadı. Ece nin bu saatte uyduğunu düşündüğüm için diğer en yakın arkadaşım Berk i aradım.
“ Sonunda açan birisi” İsyan ederek çıkan sesim ve bu saatte aradığım için şaşkın olduğu için konuşamadı Berk. Onun konuşmaması işime gelip “acilen bana gel Berk, kapıdan ses geliyor” ağlamaklı sesimle konuştum.
“ Ne sesi Esra, hemen geliyorum sakın odandan çıkma. Kapını kitle. ” Berk konuşuruz konuşmaz hışırtılı ses geliyordu. Bu saatte aradığım için giyiniyor olmalıydı.
“ Telefon açık kalsın sende odan da ol. Geliyorum beş dakikaya.”
Berk’ i dinleyip koşarak odama gidip kapıyı kilitledim.
Korkudan nefes alamıyordum. Neredeyse on dakika geçmişti. Şarjım bitince arama kapanmıştı.
Evin içinden gelen sesle nefesimi tuttum. Berk nerede kalmıştı.
Korkudan altıma yapacaktım. Vücudum titrmeye başlamıştı. Bu korku kalbimin hızını arttırdı.
Ses bu sefer odama doğru gelince korkudan dondum.
Kapının kulpunu zorlayınca çığlık attım.
“ Esra benim ben Berk aç kapıyı ” Berk in sesini duyar duymaz kapıyı açtım.
İçimdeki rahatlamayla Berk in kolunu tuttum.
Konuşamıyordum, yaşadığım korkudan dolayı dilim lal olmuştu. İlk defa böyle bir şey başıma gelmişti.
Yaşadığım korkudan dolayı ağlamaya başladım.
Berk te bana sarılıp saçımı okşayıp “ şşh geçti korkacak bir şey yokmuş Esra”
“ Nasıl korkucak bir şey yokmuş?” pürüzlü sesimle konuştum.
“ Kapının yanında çıtırtıyı yapan kediymiş, poşetke oynuyormuş.”
“ Aklım çıktı Berk, çok korktum. Onun geldiğini sandım.”
“ Tamam geçti. O gelemez Esra bunu ikimizde biliyoruz.”
“ Bir an aklıma o geldi. Çok korktum, Berk gitme burada kal. Yalnız korkuyorum ” diyince benden ayrılıp koltuğa oturdu.
“ Olur kalırım güzelim. Ben buradayım sen hadi git uyu.”
Duvardaki saate kaydı gözüm, saat tam dörttü. Ablamın gelmesine iki saat vardı. Benim uykum baya kaçmıştı. Hem Berk nasıl uyuyacaktı koltukta.
“ Uykum kaçtı, hem sen koltukta uyuma git benim odamda uyu.”
Telefonunu eline alıp “ benim de uykum yok telefon da takılacam. Sabah okul var uyu sen.” “ Ama senin de var ”
Bıkkın bir sekilde “ uzatma Esra, uykun olsa uyurum hadi sen uyu.”
“ Tamam ben düşünen de kabahat, öyle uyuyup kalırsın da belin tutulursa beni suçlama sonra, uyardım ben”
Cevap vermesini beklemeden odama girdim. Masanın üzerindeki çiçeği görünce bağırdım.
Berk telaşla yanıma gelip “ ne oldu? İyi misin? Niye bağırdın Esra?” soru yağmuruna tutmuştu. Benim gözlerim masanın üzerindeki kara güllere kaydı. Berk te benim baktığım yere bakınca.
Oraya adımladı. “ bunlar ne? Ne değişik gül böyle.”
Berk in yanımda olmasından cesaret alıp yanına gittim.
“ Bu güller sen gelmeden önce burada yoktu. ” benim dediğim şeyle Berk te korkmuştu. Ama belli etmemeye çalışıyordu. Onu tanıdığım için anlamıştım.
“ Nasıl yoktu. Eve birileri mı girdi.”
“ Eve birileri girmiş Berk, bu güller sen gelmeden önce yoktu işte.”
Berk gülleri eline alınca içindeki kağıt yere düştü.
Ayağımın yanına düşen kağıda bakıp yerden aldım.
“ Çok yakında... K.A.Ç.”
“ Neler oluyor böyle ne çok yakında?” Berk’ in bitmek bilmeyen sorusuyla sessiz kaldım. Kimsin sen? Odama kadar gelip Karagül bırakabiliyorsun.
Karagül ün anlamı ‘ kara sevda’ bu güllerden ne anlamlıydım. İçimdeki sesler bir türlü susmuyordu.
“ Bence bir karışıklık var, yanlış kişinin odasına girmiş olabilirler.” Berk in tedirgin sesiyle bakışlarım ona döndü.
“ Berk saçmalama, yanlış kişi olması imkansız. Bunu benim odama kim koydu?”
Benim soru sormamla bana çıkıştı. “Ben nereden bileyim Esra, sadece olasılıkları söylüyorum. Senin odana Karagül koyulması imkansız. Belki ablana koyacaktı, karıştırdı. ” Berk in en son söylediği şey biraz mantıklı gelmişti. Olabilir miydi öyle bir şey.
“ Berk olabilir mi öyle bir şey?”
Berk elimdeki notu alıp Karagülü de çalışma masamın üzerine bıraktı.
“ Tabi olabilir Esra, hem o çiçeğin sana geldiğiyle ilgili bir şey yok ismini de yazmamış. Hem sen kendi halinde birisin kim sana böyle birşey gönderir. ” Berk tedirgin olmuştu.
“ Berk niye bu kadar tedirgin oldun.” Sorumla kaşlarını çattı. Sonra gülümsedi, bugün Berk te değişiklik vardı.
“ Ne tedirgini kızım. Sadece böyle eve girip gül bırakması beni de korkuttu.” Cevabıyla ne kadar tatmin olmasam da sessiz kaldım.
Böyle anlamlı bir gülün bana gelmesi saçmaydı. Ablama gelmiş olmalıydı. Hem bir kaç gün önce sevdiği hoşlandığı biri olduğunu söylemişti. Hem hisleri karşılıklıymış. Odaları karıştırmış olmalıydı.
Yine de eve girmiş olması ve hiç fark etmemiş olmamız korkutucuydu. Bunu yapan kişi neden böyle bir şey yapmıştı.
Ya da bunu yapan kişi kimdi?
Kaç saat geçti öylece sandalye de oturup bu olanları düşünüyordum.
Kapı sesiyle ablamın geldiğini anlamıştım. Odamdan çıkıp ablamı karşıladım. Beni görünce şaşırdı. Ayakta görmeyi beklemiyordu galiba. Daha sonra arkamda Berk i görünce daha çok şaşırdı.
Elindeki çantasını koltuğa koyup “ Noluyor Esra bu saatte niye ayaktasın. Hem Berk neden geldi?” Ablamın sorusuyla ona adımladım.
“ Yalnız korkunca Berk’ i çağırdım. ” Berk e bakıp ondan onay bekledim. O da “ Esra korkmuş baya o gelmemi istedi Cansu abla ” dedi.
“ İyi de o zaman bu saatte neden ayaktasınız?” Ablamın sorusuyla Berk le göz göze geldik. Ablam biz de bir şey olduğunu anlamış olmalı ki “ neyiniz var sizin böyle?” sorusuyla ablamın elini tuttum.
“ Abla, kötü bir şey oldu. ”
“ Ne oldu Esra, söyler misin?”
Koltuğa oturmasını sağlayıp yanına oturdum. Berk te karşımıza oturdu. On olayları anlatınca yüz ifadesi değişti.
Ablam bir anda sevinerek dans etmeye başladı. Şaşkınca ona baktım. Aynı şekil de Berk ye şaşırmıştı.
“ Abla bunda sevinecek ne var? Allah aşkına ne olduğu söyler misin?”
Odama gidip güllerle beraber geldi. Kucağındaki gülleri koklayıp öptü. Ablamın bu davranışlarına anlamsızca baktım.
“ Dün sevgilimle tartışmıştım. Bugün gönlümü almak için böyle gül göndermiş. Karagül sevdiğimi biliyordu. Böyle bir şey beklemiyordum. Ama çok mutlu oldum.”
“ Neden o zaman bu saatte ve gizlice böyle bir şey yaptı?”
“Galiba benim işten gelmeme az bir süre sürpriz olsun diye yapmıştır.”
Çok anlamsızdı. Gönlünü almak isteyen birisi böyle bir şeye niye başvursun. Ama yine de korkulacak bir şey olmaması beni de mutlu etmişti. Bir an bana geldiği sanıp korkmuştum.
Berk konuşmadan bizi dinliyordu. Düşünceli hâli dikkatimi çekti. Ablam ona bakınca gülümsedi.
Berk bana dönüp “ Esra su getirir misin? ” diyince başımla onaylayıp mutfağa gittim.
Telefonuma gelen bildirimle duraksayıp cebimdeki telefonu çıkardım.
Gelen mesajla şaşkınca elimdeki bardak düştü.