Ece' nin burada ne işi vardı. Şaşkın bakışlarım onu bulunca bana gülümseyerek baktı. koşarak Kağan Ali' ye sarıldı. Daha çok şaşırdım. İkisinin ne bağlantısı vardı.
Ben onlara baka kalırken Ece, Kağan Ali den ayrılıp bana sarıldı. Şaşkınlıkla sarılmadım. Ece benim şaşkınlığımı fark etmiş olmalı ki gülümseyerek yanaklarımı öptü. Kağan Ali, Ece yi benim yanımdan çekip beni kollarının arasına aldı. Şuan hiç bir tepki veremeyecek kadar şaşkın hissediyordum.
“ Ece, sen nasıl geldin?” Nihayet konuşabilmiştim. Ece karşıma geçip konuştu.
“ Kağan abim, gelmemi istedi.” Şaşkınlıkla ona baktım. Daha ne kadar şaşıracaktım.
“ Kağan abim derken, sizin aranızda ne var?” benim konuşmamla Ece gergin bir şekilde gülümsedi. Şuan odadaki herkes bizi dinliyordu. Hepsinin bakışı bizde, neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Kağan’ın elini omzumdan çekmesini sağlayıp Ece’ nin karşısında durdum. Kağan’ ın kaşlarını çattığını fark etmiştim. Yine de bir şey söylemedi. Bakışlarım Ece de konuşmasını bekliyordum.
“ Kağan Ali, benim abim.” Ece’ nin söyledikleriyle daha ne kadar şaşıracağımı düşündüm. Ben ona şaşkınlıkla bakarken o gerginlikle yerin de kıpırdadı. Ağzımdan ne diye kelime çıktı. Benim şaşkınlığımdan dolayı ellerimi tuttu ve tekrardan konuşmaya başladı.
“ Biliyorum Esra bana çok kızacaksın. Ama söyleyemezdim.” Kafamı salladım. İnanmak istemiyordum. Bana takıntılı psikopat olan bu adımın kardeşi olduğuna inanamıyordum.
“ Sende mi biliyordun? Beni kaçıracağında senin de mi payın var?” Hemen kafasını olumsuz anlamada salladı.
“ Yemin ederim bilmiyordum. Abim arayıp söyleyince çok şaşırdım.” İnanmakta güçlük çekiyordum. Ağlamak istiyordum, en yakın arkadaşım bana yalan söylemişti.
“ Biliyor muyudun? Beni sevdiğini biliyor muydun?” Sorumla kafasını eğip “ biliyordum, ” dedi.
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Ve Kağan Ali ye bakıp “ buradan gitmek istiyorum ” dedim. Kafasını olumlu anlamda sallayıp elimi tutarak oradan beni oradan götürdü.
Ece’ nin ağladığını duyduğumda hiç bir tepki vermedim. Bana yalan söylemişti. Hem de bu zamana kadar yalanıyla kandırmıştı beni.
Evden çıktığımızda Kağan Ali arabaya doğru gitti. Ben da yanında yürüyordum. Bakışlarım ellerimize kaydığı zaman, ellerim ellerinin arasında kaybolmuştu. Ben ne kadar kısa olmasam da karşımdaki adam uzun ve yapılıydı. Her kızın isteyeceği ve arzulayacağı bir adam olması, içim sıkıntıyla doldu.
Bana ne oluyordu? Hiç bir sebep yokken bu adamı kıskanıyor olamazdım.
Arabaya bindiğimiz de bakışları bendeydi. Ben sessiz kalmayı istedim. Aklımda çok soru vardı. Ece’ nin abisi olmasının şokunu daha atlatamamıştım.
Onun sesiyle dışarıdaki bakışlarımı ona sabitledim. Bana bakıyordu. Bu adam bana çok derin bakıyordu. Bakışlarına kanmayacaktım. En kısa zamanda kaçmayı düşünüyordum.
“ Ece' ye kızmanı istemiyorum. Benim için söylemedi. Seninle alakası yok. Onu korumak için soyisimini değiştirdim. Gruptakiler hariç kimse kardeşim olduğunu bilmiyor.” Ne farkeder ki sonuçta bu zamana kadar bana yalan söylemişti.
“ Ece bana yalan söyledi. Yalan benim için çok hassaa bir nokta. Bunu o da biliyor.”
Gülümseyerek “ seni senden daha iyi biliyorum Esra'm. Bana açıklama yapmana gerek yok. ” olumsuz anlamda kafamı salladım.
“ Bende seni hiç tanımıyorum.” dediğimde “ zamanla tanıyıp seveceksin,” dedi. Kesinlikle bu adam hayal dünyasında yaşıyordu. Onu seveceğimden o kadar emin konuşuyordu ki, gerçekten de onu seveceğime inandırıyordu.
Onu sevmeyecektim, en kısa zamanda bu adamdan kurtulacaktım. Sessiz kalmayı tercih ettim. Araba durunca lüks bir restaurantın önünde durmuştu.
Şoför kapımı açtığında arabadan indim. Kağan Ali de inince tekrardan elimi tuttu. Bu durum canımı sıksa da ses etmedim. Ellerime çekmeye çalıştıkça damarına basacaktım. Sessiz kalıp kaçma planı yapmalıydım. Ece beni bulur dedim. Ama Ece de onlarla birlikmiş. Şuan umudum, ablam ve Berk ti onların bulmasını istiyordum. Ya da kaçıp polise gitmeliydim.
Telefonum hiç bir şeyim yoktu. Bu adamın elinde tutsak olmuştum.
İçeriye girdiğimiz zaman masaların boş olduğunu gördüm. Bakışlarım kağan Ali yi bulduğu zaman bana bakıp konuştu.
“ Baş başa olmak istedim.” Sessiz kaldım. Masaya doğru adımladık. Sandalyemi çekince şaşkınlıkla ona baktım. Böyle bir hareket beklemiyordum. Benim şaşkınlığımı farketmiş olmalı ki gülümsedi. Yerime oturdum. O da karşıma oturdu.
Garson kız gelip menü bırakarak gitti. Kahvaltı yapacağımız için menüye pek bakmadım. Kağan Ali de serpme kahvaltı istedi. Bir süre konuşmadık ilk defa baş başa kalmıştık. Diğer olanları saymıyordum. Buraya korumalarla gelmediğimizi hatırladım. Kaçmak için çok iyi bir yer olabilir miydi?
Ben düşüncelere dalmış bir şekilde yerimde otururken, Kağan Ali elimi tutup dudaklarına götürdü.
Bana bakarak “ kızgın olduğunu biliyorum güzelim. Ama buna mecburum. Düşmanlarım seni öğrendi, sana zarar gelmesi en son isteyeceğim şey bile değil. Bu yüzden yanımda olmak zorundasın.” Ben artık şaşırmak falan istemiyordum. Ben çok büyük bir belaya bulaşmıştım.
Sessiz kaldım. Garsonlar yiyecekleri getirdiler. Sessiz bir şekilde onların yiyecekleri koymasını izledim. O da beni izliyordu. Ben bu adamın nasıl dikkatini çekmiştim?
Aklımda olan planı gerçekleştirmek için konuştum.
“ Benim tuvalete gitmem gerekiyor,” dedim. Düşünceli bir şekilde bana baktı. Anlayacak diye tedirginlikle ona baktım. Sabit bakışları beni tedirgin etmişti.
“ Yanlış yapmayacağını düşünüyorum.” dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. Elini arkaya doğru kaldırıp şıplattı. Arkadaki kızın bize doğru gelmesiyle kaşlarımı çattım.
Bana bakarak “ lavaboya gitmesine eşlik et.” Emir veren sesiyle hata yapma demek istiyordu. Karşımdaki kız tedirginlik bana baktı. Kafamı olumsuz anlamda salladım. Ayağa kalkınca Kağan Ali’ nin bakışları vücudumda gezdindi.
Sapık herif.
Arkamı dönüp yanımdaki kızla lavaboya adımladık. Lavabonun önünde durunca “ sen burada beklesen olur mu?” kafasını olumsuz anlamda sallayıp “ maalesef olmaz,” dediğinde “ sen buradayken nasıl kalabilirim.” dedim.
Kızın bakışları bendeyken “ peki bekliyorum,” dedi. İçeriye girince suyu açıp elimle yüzümü yıkadım. Kesinlikle bu fırsatı değerlendirmek istiyordum. Bir süre içeride bekledim. Kapıyı yavaşça açıp beni bekleyen kıza baktım. Arkası dönük bir şekilde bekliyordu.
Fırat bu fırsat diyerek kapıyı açıp koşmaya başladım. Arkamdan bağırdığını duyuyordum. Umursamadan çıkışa doğru koştum. Çıkışta olan iki koruma dikkatimi çekince yangın merdivenine doğru koştum. Dışarıya çıkınca burada koruma olmaması şansımın benden yana olduğuyla ilgili daha hızlı koştum.
Kağan Ali’ nin şuan nasıl bir halde olduğunu umursamdan karşıdan gelen taksiye durması için elimi salladım.
Taksinin durmasıyla adamın aynadaki bakışları beni buldu. Bakışları değişik olan adam gülümseyerek bana bakıyordu. Acaba bir beladan kurtulup başka bir belaya mı bulaşmıştım.
“ Nereye süreyim ” diye sorunca “ havaalanına” dedim. Aynadaki bakışları bende olan adam gülümseyerek arabayı çalıştırdı. Tedirginlikle ellerimle oynadım. Ben Kağan Ali den kaçtığıma pişman olmuştum. Öyle bir adamın beni bulması imkansızdı.
Ellerimde olan bakışlarımı yola çevirdim. Dağ tarzı bir yolda olduğumuzu görünce aynadaki adama baktım. Pis bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
“ Ben, burada inmek istiyorum, ” dedim. Adam beni umursamadan daha hızlı sürdü. Kapıları açmaya çalıştım.
“ İnmek istiyorum,” dedim. Tekrardan dememle yine umursamadı. Kapıyı açmaya zorladım. Yine açılmadı.
Araba durunca korkuyla o adama baktım. Arabadan inip arka kapıyı açtı. Kolumdan tutup benim inmemi sağladı. Korkuyla baktığım adam gülüyordu. Elimi tutan elini ısırdım. Acıyla inlerken koşmaya başladım.
Kağan Ali den kaçmam büyük bir hataydı. Hızlı koşarken o adamın bana yetişmesiyle bağırdım. Kolumdan tutup kendine çekti. Hem bağırıp hem debelendim. Umursamayıp üzerime abandı. Ağlamaya başladım.
“ Şşh sakin ol güzelim. İkimizde zevk alacağız ” demesiyle korkuyla ona baktım. Yere itti beni. Yer düşmemle üzerindeki gömleği çıkarmaya başladı. Ayağa kalkmaya çalışmamla saçımdan tutup kendine bastırdı. Bağırdım, umursamadı.
İlk defa Kağan Ali nin beni bulmasını istedim. Karşımdaki adamın boynumu öpmeye çalışmasıyla bacağının arasına tekme attım. Hem bağırıp hem ağlıyordum. Karşımdaki adam yapacağımı hamleyi anlayıp beni kendinden uzaklaştırdı. Ama yine de bacağının arasına tekmeyi atmıştım. Bu yaptığım hareket işe yaramadı.
“ Bu hareketlerin bana sadece zevk veriyorum bebeğim.” İğrenç sesiyle konuştu. Ben ona korkuyla bakarken o benim boynumu öpmeye başladı. Ne kadar debelensemde kurtulamıyordum. Korkuyla bayılacak gibiydim. Ağladım duymadı sesimi.
Tek temennim Kağan Ali nin beni bulmasıydı.
Adamın dokunuşlarıyla midem bulanıyordu. Kendimi kasıyordum. Üzerimdeki kıyafeti çıkarmaya başlamasıyla daha çok debelendim. Sesli ağlamaya başladım. Pantolonumun fermuarını açmasıyla çığlık attım. Yolun sonuna geliyordum. Kurtulamayacaktım.
Adam gülümseyip boynumu öpecekken ani bir frenle duran araba tozu dumana kattı. Karşımdaki adamın pis elleri vücudumdan gidince ağlamaya başladım.
Sesler geliyordu. Duymuyordum, bu yaşadığım şey nefes almamı engelliyordu.
Anın verdiği korkuyla bayıldım.
En son birinin beni tuttuğunu hissediyordum.