Türkiye'nin güneydoğusundaki dağlık bölge, uzun süredir terör tehdidi altındaydı. Burada faaliyet gösteren bir örgüt, sivilleri ve güvenlik güçlerini hedef alarak kaos yaratıyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu tehdidi ortadan kaldırmak için özel bir operasyon planladı: **Naz Operasyonu**.
Operasyonun başında, deneyimli ve cesur bir komutan olan **Yüzbaşı Mehmet** vardı. Mehmet, Pençe Timi'nin lideriydi ve ekibiyle birlikte sayısız başarılı göreve imza atmıştı. Her biri farklı yeteneklere sahip bu elit askerler, ülkenin en kritik operasyonlarında görev alıyordu.
Plan, gece vakti sessizce ilerleyerek düşman hatlarını aşmak ve kampı kuşatmaktı. Pençe Timi, detaylı bir hazırlık yaptıktan sonra harekete geçti. Sessiz adımlarla ilerleyen tim, kamptaki düşmanları etkisiz hale getirmeye başladı. İlk hedef, örgütün iletişim merkezini ele geçirmekti. Burayı kontrol altına alarak dış dünyayla bağlantıyı kestiler.
Operasyonun en kritik anı, kampın liderinin bulunduğu ana binaya yapılan saldırıydı. Mehmet ve ekibi, binayı kuşatarak içeri girdi. Çatışmalar yoğunlaştıkça, Pençe Timi tüm gücünü ortaya koyarak düşmanı saf dışı bıraktı.
Sabaha karşı operasyon başarıyla tamamlandı. Bölgedeki tehdit ortadan kalkarken, Pençe Timi bir kez daha cesaretlerini kanıtlamıştı. Üsse döndüklerinde, hem gururlu hem de yorgundular. Ancak biliyorlardı ki her görev yeni bir mücadeleyi doğuruyordu.
Mehmet ve Naz’ın arasındaki çatışma nasıl olacaktı?
Mehmet görevi başarıyla tamamlarken Albayın kızını da kurtarmıştı. İkili birbirlerine laf soktuğunda tim kahkahayı atmıştı. Naz onu delirtmek için herşeyi yapıyordu.
"Keçisin sen keçi."
"Gargamel burunlu."