Tanıtım
Tanıtım
Bahar Sancak...
Servisten indiğim gibi koştur koştur otele giriş yaptım. Antalya'da hatırı sayılır bir otelde resepsiyonistim. Antalya'da yaşayıp turizm okuyunca zaten yapacağınız işler belirli. Akıcı şekilde İngilizce ve Rusça biliyorum. Tercihim bir otelde idarecilikti ama zamanla olacak galiba.
Babam iş kazası geçirmişti bu otelin inşaatında. Otel sahibi o dönem çok anlayışlı davrandı ve yazdan yaza okullar kapandıkça otelde sezonluk işçi olarak çalışmıştım. Babamın tazminatını ve tedavi parasını eksiksiz ödemişti sağolsun.
Başına aldığı darbeden dolayı babamda ömür boyu unutkanlık kaldı. Tabii devamı erken bunama oldu. Beynin düşünme, karar verme ve hafıza kısmı sürekli geriledi. Annem çok iyi baktı o döneminde babama. Artık beyin yaşamsal fonksiyonlarını yitirmeye başladı. Beklediğimiz ama hiç bir zaman hazır olmadığımız kaçınılmaz son geldi. Bir sabah yatağında cansız bedeniyle karşılaştık.
Babamdan sonra annem toparlayamadı. Aslında babam ilk kazayı geçirip bakıma muhtaç duruma gelince annemin sağlığı da hep bozuldu. Çünkü yükü ağırdı annemin. Her zaman çok yorgunum, çok yoruluyorum derdi rahmetli. Kalbi dayanmadı, babamın vefatından iki sene sonra da annemi yatağında cansız bulduk. Kız kardeşim Deva ergenlik dönemine yeni girmişti. Aynı şekilde hem annemizi hem babamızı kaybetmek bizde travma oldu.
Her sabah kim önce uyanıyorsa diğerini yatağında kontrol ediyor. Bir müddet aynı odada hatta aynı yatakta yattık Deva'yla. Zamanla önce yatağımızı, sonra odalarımızı ayırabildik.
Nişanlım Onur o dönemlerde çok destek oldu bana. Annem ölmeden 1 hafta önce telefonunda mesaj yakalamıştım. Başka kızlarla, tek kız değildi üstelik! Kızlarla mesajlaşmıştı. Bende nişan atmıştım. Cenaze haberini duyunca geldi ve o günlerde hem bana hem kardeşime sahip çıktı. Sonra yeniden barıştık.
Antalya'nın yoğun yaz sezonu bitince artık evleniyoruz. Deva da bizimle kalacak, Onur bu konuda asla tek laf etmedi. Senin kardeşin benim kardeşim dedi.
Çok mutlu olmuştum. Deva çekingen içine kapanık biri. Yalnız yaşayabilecek durumda değil. Okul ortamında bile hep çekingen kalan, yalnızlığı tercih eden bir yapısı var. Annemi de babamı da maalesef yatakta cansız bulan ilk kişi Deva'ydı. Atamadı, atlatamadı...
Deva 20 yaşında ve o da benim gibi turizm okuyor. Hedefi büyük, işletmeci olmak istiyor. Bu içine kapanık haliyle nasıl işletmeci olacak hiç bilmiyorum. Yeni bir psikolog bulmaya çalışıyorum. Belki bu defa tedavisini yarıda bırakmaz. Annem rahmetli olmadan son gece tartışmışlardı. Sabahında özür dilemek için yanına gittiğinde çok geçti. Bunun vicdan yükünü taşıyamıyor. Annem benim yüzümden öldü, beni affetmedi ve affetmeyecek demişti bana. İkna edemedim, ben edemedim ama belki psikolog eder.
Hızlıca resepsiyon bölümüne geçtim. Mesai arkadaşlarımla selamlaştık. Her zaman 4 personel oluruz burada. Bir tanesi mutlaka erkek olur güvenlik açısından. Bazı müşteriler sarhoş ve aynı zamanda zengin olunca baş edemiyoruz. Erkek resepsiyonist devreye giriyor o anlarda.
Sema sağımdan yaklaştı ve;
"Kötü haber! Otelin satışı dün akşam gerçekleşmiş. Zengin Dubai'li bir iş adamı almış. Devir işlemi gerçekleştiği an ilk istediği şey personel listesi ve bilgileri olmuş."
"Haklı, ben olsam bende ilk iş olarak personeli incelerdim. Hatta resepsiyon personlinden başlardım ilk olarak. Otelin sahibi kim olursa olsun yüzü biziz. Bunu sakın unutma."
"Sayende kendimi şu an çok önemli biri olarak görüyorum. Yoksa Almanca ve İngilizce bilmek dışında herhangi bir meziyetim yok."
"Bir de erkekleri ağlatırsın, analarından emdiği sütü burunlarından getirirsin."
"Ahhh yaaa onu hep unutuyorum. Ben varya polis olup Ahlak Masası'nda çalışmalıydım. Bir tane erkek dışarda elini kolunu sallayamazdı." dedi.
Gülümsedim. O sırada bir ses duydum;
"Merhaba..."
Dönüp bakınca sıradan spor giyinmiş bir beyefendi ile karşılaştım. Baya yakışıklı ve aynı zamanda kibar birine benziyordu.
"Buyrun" deyip tamamen ona doğru döndüm.
"Ben işe yeni alındım. Bahçıvanım ama personel müdürünü bir türlü bulamadım." dedi.
Sema mırıldandı;
"Kim bilir yangın merdiveninde kimi sıkıştırıyor puşt. Ahh be polis olmalıydım!"
Öksürür gibi yapıp boğazımı temizledim. Susmayı başardı Sema. Ben hâlâ bekleyen adama baktım yeniden ve;
"Buyrun ben size yardımcı olayım. Zaten molaya çıkmak istiyordum. Biraz başım ağrıdı da gelir gelmez," deyip Sema'ya laf çarptım.
Gözlerini devirdi.
Ben önde yeni bahçıvan arkadaş arkamda yürüyüp asansöre bindik.
Otel daha dün satıldı ne ara personel alındı?
Bahçıvan eksiği yoktu en son.
Ayrıca bu adam bu kadar kası bahçıvanlık yaparak mı oluşturdu?
Başımı sağa sola salladım hızlıca, düşünceleri dağıtmak ister gibi.
Asansör durunca indik ve bu defa arkamda bırakmadım bahçıvanı. Yan yana yürüdük. Müdür beyin kapısını çalıp açtım direkt. Gel komutunu beklemeyi unuttum bir an.
Açmamla gördüğüm sahneden dolayı kapıyı tekrar kapatmam bir oldu. Bahçıvanla göz göze geldik.
Korku, panik, utanma ve suçluluk duygularını aynı anda çok yoğun bir şekilde yaşıyorum. Yanaklarımdan adeta alev çıkıyor gibi hissediyorum.
Adamı kolundan tutup çekiştirerek;
"Bahçıvan kardeş, müdür bey biraz yoğun ve müsait değil. Ben seni direkt insan kaynaklarına götüreyim. Orada icabına bakarlar senin. Ayyy şey yani ilgilenirler seninle demek istedim. Zaten biz müdüre neden geldik onu da anlamadım," deyip asansöre zorla tıktım adamı.
Galiba bahçıvan gelip resepsiyonda müdürü bulamadım deyince yakını olabilir düşüncesi ile adamı tuttuğum gibi buraya getirdim.
Bir kat yukarı çıkmak için düğmeye bastım. İki elimi yüzüme sallayarak biraz rüzgar yapmaya çalıştım.
Bahçıvan;
"Ne gördün odada? Neden bu kadar panik oldun?"
"Boşver yakında sen de görürsün aynı manzarayı. Yakalamayan personel ya da müşteri kalmadı diyebilirim. Kusura bakma tanışmadık seninle," dedim ve elimi uzattım,
"Ben Bahar, Bahar Sancak. İki yıldır çalışıyorum bu otelde. Resepsiyon görevlisiyim."
Tokalaşmadı benimle. Elini göğüsünü üzerine koyup, başıyla onayladı;
"Memnun oldum, bende Asil Beyzade. İşe alınırsam bahçıvan olacağım. Senin ki kadar önemli bir pozisyon değil."
"Olsun iş iştir. Önemli olan işini düzgün yapmak ve helaline haram karıştırmadan çalışmak. Ben iki sene öncesine kadar hep temizlik işi yaptım bu otelde. Hiç gocunmadım. Mezun olunca resepsiyon da değil yine kat görevlisi olacaksın deselerdi yine çalışırdım," dedim.
Asansör kapısı açıldı ve Asil'i insan kaynakları bölümünün önünde bıraktım.
"İçeri girip gerekli bilgileri alabilirsin. Sana kıyafette verilecektir büyük ihtimalle. Bir aksilik olmazda işe başlarsan şimdiden hayırlı olsun. Maaş günü kahve ikram edebilirsin bana."
Gülümsedi, inci gibi beyaz dişleri var. Çok bakımlı umarım otelin bitkilerinede kendine baktığı gibi bakar.
"Teşekkür ederim Bahar. Maaş günü mutlaka tatlı ve kahve ısmarlayacağım sana."
"Tatlı olmaz. Diyetteyim, bozamam. Düğünüm var sezon sonu."
Yüzünde duygu geçişleri oldu...
"Hayırlı olsun sana da şimdiden. Diyeti bozarsan haber ver," deyip kapıyı tıklattı ve içeri girdi.
Biraz fazla özgüvenli bir arkadaş. Bahçıvan değilde müdür olarak alsalar müşteri patlaması yaşarız.
Baya iyi, taş taş!
Nişanlı genç bir kadınım şu söylediğim sözlere bak!
Allah'ım affet beni...
Lütfen günah yazma çok Âmiiinnn...