Kasım, İzmir’in sokaklarına griyi giydirmişti. Ağaçların dalları artık neredeyse çıplaktı. Deniz pusluydu, gökyüzü sessiz. Ama Murat ve Leyla’nın kalplerinde yeni açmış bir bahar vardı: Adını koydukları, fısıltılarla büyüttükleri bir aşk.
Artık sevgiliydiler. Ama bu sevginin önü düz değildi. Aileler, geçmiş yaralar, hastalıklar, uzaklıklar… Hepsi birer sınavdı.
---
Murat, Beste’nin adını duyduğunda artık farklı bir ağırlık hissediyordu. Geçmişin gölgesi, Leyla’nın ışığıyla silikleşse de tamamen kaybolmuyordu. Leyla ise Murat’ın karanlıklarına yürümeye hazırdı ama onun babasından gelen haberler yüreğini sıkıştırıyordu.
O gün kampüste birlikte yürürken Leyla, bir an durdu.
> “Hani geçen gün kütüphanede konuşmuştuk ya… Babanla ilgili söylediklerin… Aklımdan çıkmıyor.”
Murat başını eğdi. Rüzgar saçlarını dağıttı.
> “Hâlâ tam olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyorum. Ama doktorlar artık bazı şeyleri dolandırmadan söylemeye başladı.”
Leyla elini onun avucuna yerleştirdi. Sıkıca.
> “Yanındayım. Ama lütfen beni dışında bırakma, olur mu?”
Murat, onun gözlerine baktı. Orada ne acı vardı ne korku. Sadece sevgi.
> “Ben ilk kez biriyle böyle bir şeyi paylaşıyorum. Ve sanırım… ilk kez bu kadar korkuyorum.”
> “Kork ama kaçma,” dedi Leyla. “Beraber yürürüz, olur mu?”
---
Ertesi gün Murat hastaneye gittiğinde babası, yatakta biraz daha solgun görünüyordu. Elinde tuttuğu tespihi yavaşça çeviriyor, zamanla yarışan bir adam gibi bakıyordu oğluna.
> “Murat… Ben yokken güçlü duracaksın, tamam mı?”
> “Baba, böyle konuşma.”
> “Konuşmam lazım. Çünkü zaman bize her şeyi söylemeden geçip gidiyor.”
Murat gözlerini kaçırdı. İçinde büyüyen kırgınlığı Leyla bile söndüremiyordu o an.
---
Evine gelip odasına çekildi telefonunu eline aldı. Leyla’dan gelen mesajı açtı:
Leyla:
> “Bugün gözlerin çok uzak bakıyordu. Sana sarılmak istedim. Ama kalbine daha çok sarılmam gerektiğini anladım.”
Murat sadece bir cümle yazdı:
> “Senin varlığın, benim nefesim.”
---
Ama o gece başka bir yerde, başka bir hikâye kıpırdanıyordu.
Beste, odasında pencerenin önüne koyduğu koltuğa oturmuş Murat'ı ve geleceğini düşünüyordu , Beste ilk başta hissettiklerini beğeni veya hoşlantı olarak adlandıryordu ama şuan hissettiklerinin aşk olduğuna emindi. Peki ya Murat aşkına karşılık verecek mi?