1.Bölüm : Kör düğüm

1019 Words
O yar gelir yazı da yaban gül olur yar yar Gül olur yar yar Gül olur Yüzün görsem tutulur dilim lal olur yar yar Lal olur yar yar Lal olur Aşka düşen divane gezer del′ olur yar yar Del' olur yar yar Del′ olur Aşka düşen divane gezer del' olur yar yar Del' olur yar yar Del′ olur Evlerine vara da gele usandım yar yar Usandım yar yar Usandım El kızını ben kendime yar sandım yar yar Yar sandım yar yar Yar sandım Yüreğime hançer de vurdu gül sandım yar yar Gül sandım yar yar Gül sandım Yüreğime hançer de soktu gül sandım yar yar Gül sandım yar yar Gül sandım Mezarımı derin de kazın dar olsun yar yar Dar olsun yar yar Dar olsun Altı lale üstü de sümbül bağ olsun yar yar Bağ olsun yar yar Bağ olsun Ben ölürsem sevdiceğim sağ olsun yar yar Sağ olsun yar yar Sağ olsun... "Hanzadeler!" tekrar bir bağırış ile elinde silahla kapıya dayanmış olan Diyar herkesi şaşkına uğrattı abimin aşağı inmesi ile silahı alnına dayadı ya yürek yedi ya da cidden delirmiş olmalıydı onu ilk defa öfke dolu görüyordum "ne var Diyar!" abimin ona bağırması ile yavaş yavaş o da sinirlendiğini belli etmek istedi sanki "nerde lan kardeşim nerde?!" gözlerim etrafı ararken Zilanı bulamadım sahi o neredeydi de abisi kapımıza dayandı canım arkadaşım sen yine neler peşindesin "kız kardeşin felan burda yok en son araman gereken yere gelmişsin" aralarına girip silahını indirmesi için elimi kaldırıp buz gibi metale dokundum o zaman gördü ela gözleri yeşillerimi şaşkınlık üzerine çökerken sesi kısıldı sanki dilini yutmuş gibiydi kendimden emin şekilde sordum ona "Zilan iyi midir ne oldu sakince oturup anlat belki yardımımız dokunur" benim üzerime babamın sesi duyuldu "yanlış yaparsın Diyar siz benim dostumun çocuklarısınız" daha yeni kendine gelir gibi silahı yerine koydu iri yapısı düzgün uzun vücudunu incelemek isterdim ama herkes bize bakıyordu Diyarı babam kolundan tutup avluda duran koltuğa oturttu "anlat bakalım oğul ne oldu da sinirlendin Zilan kızıma ne oldu?" Diyar sanki öfkesini tekrar hatırlar gibi ayağa kalkıp kısa adımlar ile ileri geri gitti yüzünü sıvazladı "dün akşamdan beri yoktur arkasında Hanzadelere kaçıyorum yeter bu hasret yazmış bende düşündüm ki oğullarından biriyle arasında aşk var size kaçtı izin vermeyeceğiz diye" babam düşünceli şekilde abimlere döndü ama o burada değildi bizimle kalan amcamın küçük oğlu yoktu telefonumu alıp onlardan birkaç adım uzağa gittim ve Vedatın numarasını çevirdim bir kaç çalış da açıldı "adi şerefsiz nerdesiniz siz!" nefes nefese ses geldiğinde betim benzim aktı yapmamış olun ne olur "hoş geldin kuzenim haber demek ki sana kadar gelmiş hazırlanın düğün olucak" telefonu yüzüme kapatması ile abimlere döndüm "siz şimdi sakin olun Zilanı alıp geliyorum ben ve sakın olay çıkarmayın anlaşıldı mı" cevap beklemeden arabama koştum hızla çalıştırıp Mardin'in sınırına yakın olan bağ evine gittim dedemin eviydi orası şerefsiz Vedat kızın günahına girmemiş ola yoksa onu ben gebertirim bu bizim sonumuz olurdu dostluğumuz biterdi "aç kapıyı şerefsiz seni kendim öldüreceğim seni onlara bırakmam" bağırmam ile kapıyı açıp boynuma atılan Zilana ayrı arkasından bana bakan Vedata çok daha ayrı sinirliydim onu güç bela geri çektiğimde sinirimi kustum onlara "siz beni delirtcek misiniz be herkes sizi arıyor Diyar birazdan buraya damlar sen yine ne yaptın Zilan bizi düşünmez misin?" yüzü mahçup olmuş şekilde eğildi ama hızla yüzüme baktı ve elini gösterdi yüzükleri vardı "biz nikah yaptık Ahu, Vedat bana nikah kıydı imam az önce gitti abimler beni ona vermeyecekti annem bu iş olmaz dedi" olmazdı Vedatla da olmazdı o yengem onlara izin vermez kıza güneş yüzü göstermezdi "lan Soysuz köpek!" gelen ses ile arkamı döndüğümde zar zor boyuna geldiğim adamı tuttum iri bedeni o kadar kuvvetliydi ki "bırak Ahu beni onu geberteceğim birde nikah diyorlar" küreme sesi her yere dağıldı ona gücüm bir yerde yetmedi ve benden kurtuldu Vedatı dövmeye başladığı anda Zilan çığlık attı "abi dur gözünü seveyim dur ben onu seviyorum abi lütfen" yalvarış seslerine daha çok içim parçalandı ve ben en sonunda onun elini tuttum uzun zaman sonra gözleri bana döndü yoğun siniri sanki geçer gibi olmuştu ayağa kalkıp üzerini temizledi son bir tekme daha attığında yanımızdan bahçeye çıktı ve bir sigara yaktı yanına gittim cebimden bende sigaramı çıkarıp arabaya yaşlandığım da bana döndü sorgular şekilde gözlerime baktı "sigara mı içiyorsun?" çakmak sesi ona cevap olduğunda derin bir nefes aldım senden sonra dedi içimdeki ses senden sonra neler olmadı ki gelen araba sesleri ile kalan izmariti yere atıp ağalara döndüm yavaşça indiklerinde ağaların başında gelen Hozan ağa bize ve onlara baktı ve gülümsedi "ağalar kan dökülmeyecek berdel yerini bulur" Diyar ile birbirimize döndük gözlerim şaşkın şekilde kocaman olurken bizi dinlemeyeceklerini iyi biliyorduk Zilan sevinç ile bana koştu ve tekrar sarıldı Diyar ve ben imkansız olanı zorluyorlardı.. annem eve geldiğimde saçlarımı taramam için önüne oturttu Hozan ağa kan dökmek istemiyordu bu iki aileyi düşman olsunlar da istemiyordu babamlar da bu konu da anlaştığı anda gözlerimin ışığı söndü bir kez daha keşke gelmeseydim keşke bir daha Mardin'e ona gelmeseydim içimden keşkeler akarken o anılara geri döndüm annem ise bana o çok sevdiğim türküsünü söylüyordu "o yar gelir.." Sınav sonucu saati gelmişti ve elimde telefonla bekliyordum üniversite sonuçları açıklanıyor olacaktı İstanbul'u kazanırsam eğer Diyar da benimle gelecekti haber sitesi bildirimi yapar yapmaz açtım ekranı ve kazanma sonucum ile evin içinde dört dönüp bağırdım babam bana gururla baktı annem de haset içinde bakan kuma kadın bana sinirliydi ona göre kadınlar bilgili olamazdı bilgi yaş ile gelirmiş onu aldırmadan dedemin rızasını aldım ve kabul etti beni seviyordu göz bebeğiydim onların koşarak evden çıkıp hep buluştuğumuz dere yoluna geldim atlar olurdu hep burda çiftlikten gelen atlar su içerken bir kız sesi duydum çalılar içinden Diyar bana söz verdiği gibi gelmiş olmalıydı onu ararken kız ile onu gördüm cilveli şekilde ona dokunuyor ve gülüyorlardı kız aniden onun dudaklarına gömüldü gözlerimden sicim gibi akan yaşlar ile oradan gittim ve her yerden engelledim onu aileme bile içimi açmıştım neredeyse herkes bilirdi sevdamızı meğer yalanmış onun sevgisi "senden nefret ediyorum Diyar Ateş" dedim tekrar içimden anı bulutu yok olurken gözlerimden akan yaş yüzünden anneme döndüm sarılıp içim çıkana ağladım nefret ediyordum kindar oldum ben ona olan sevdam yüzünden aşağılık herif şimdi de karısı olarak alıcaktı beni ona istediğini vermemeliydim vermeyecektim
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD