"Aaaa... belim bacağım çok kötü. Acıyor. "
Elimi bacağıma koyup gözlerimi kırpıştırdım.
Nefesimi tutup sanki veremiyormuş gibi kesik kesik verdim.
"Başım dönüyor ay bana bir şeyler oluyor. Başımı da çarptım."
"Neresini çarptın bakayım." Elimi başıma götüreceği an yine çığlık attım.
"Dokunma açıyor, dokunma!"
"Tamam dokunmadım."
Ellerini havaya kaldırıp. Beni süzdü. İyi olup olmadığımı kontrol ediyordu.
Yüzümü buruşturup sanki kalkmakta zorlanıyor gibi merdivenin dolonlarından tutunup kalktım. Benimle birlikte onlarda kalktı.
Şuan yapacağım şeyle umarım pişman olmam iyi bir oyunculuk sergilerim.
Behcet Aslan yada refleksi kuvvetli biri lütfen tutsun beni yere kapaklanıp gerçek bir hasta olmayayım.
"Eklem yerlerim birbirinden çıkmış gibi hissediyorum."
Gözlerimi kapatıp kendimi ağır ağır boşluğa bıraktığımda yere kapaklanmadan Bir el beni sardı. Öyle bir hapsettiki kollarına hiç bırakmayacak gibi.
"Diyar... Diyar iyi misin? Kolonya getirin bir şey yapın." Hay senin diyarına. Diyar diyen dilin kopsun ağa bozuntusu.
"Abi sakin ol hastaneye götürelim bir şey yoktur sakin." bu öneri Bedirden geldiğinde alnından öpmemek için zor dayandım.
"Oğlum biraz açılın kız hava alamıyor."
Başıma hepsi toplanmış telaşla konuşuyorlardı. Bense tüm oyunculuk kabiliyetim kullanıp en iyi bayılma sahnemi sergiliyordum.
Kolları arasında beni havaya kaldırıp yürümeye başladığında bedeni ve elleri kaskatıydı. Sanki bir duvar gibi. Arabanın arka koltuğuna yatırdığında şöför koltuğuna oturdu. Yolcu tarafının kapısı açıldığında Behramın sesi duyuldu.
"Abi bende geleyim zaten vicdan azabı çekiyorum."
"Ben giderim sen okuluna hadi."
Bedir arabaya binip kapıyı kapattığında Behram arkamızdan bir şeyler dedi ama anlamadım.
Arabayı çok hızlı kullandığı için arkada hoplamaktan içim dışıma çıktı. Sanki cenaze taşıyor ben ölmeden öldürecek rolümde boşa gidecek.
" Abi nesi var kızın biliyor musun? Yani her hangi bir hastalığı?"
Sıkıntıyla nefes verişini duydum.
"Psikolojik sorunları varmış abisi ve halası düğünde anlattı. Kendi kurduğu hayal dünyasını yaşıyor ailesini tanımıyormuş. İşin kötüsü kendinin Diyar olmadığını söyleyip inandırmaya çalışıyormuş."
Bir süre Bedirden cevap gelmedi. Gerçekten benim deli olduğumu söyleyip dahada zorlaştırmışlar işleri. Ben ne yapacağım şimdi.
" Vay be kız deli he? Anneme cevap vermesinde bir terslik olduğunu anlamıştım. Cahil cesareti sandım ama deli cesaretiymiş. "
Hahah çok komik şimdi hortlak gibi kalkacağım ayağı ikisinin kafalarını birbirine sürtüp tekmeyi basasım var.
Ani bir frenle durduğunda yemin ediyorum tutunmasam kesin düşerdim.
Kapım açıldığında kırılacak bir eşya gibi yavaşca kucağına aldı. Bu düşünceli halini keşke araba kullanırken de gösterseydi içim dışıma çıktı.
Hızla acile girdiğimizde beni sedyeye yatırdılar. Behcet Aslan olanı biteni anlattığında doktor yanıma yaklaştı. Gözlerime ışık tuttuğunda küfür etmemek için zor dayandım.
En berbatıda kan almaları ve tomografiye sokmalarıydı.
Ben buraya kaçmak için gelmişken bir an bile yalnız kalamadım. Tüm bu zahmede boşuna katlanmıştım.
Tüm işlemler bittiğinde beni bir odaya aldılar. Oradan oraya giderken o kadar sarsıldım ki istemsizce uykuya daldım.
Gözlerimi açıp uykudan uyanmak üzereydim ki onun sesini duyduğumda tekrar uyuyormuş gibi yapmaya başladım.
"Neden hala uyanmadı? Bu basit bir düşme olamaz nesi var?"
"Sakin olun lütfen Behcet Aslan Bey
Eşinizin durumu gayet iyi tüm testleri en ince ayrıntısına kadar inceledik Eşiniz çok sağlıklı."
İyiymiş, gider ayak çekap yaptırmış olduk.
"Peki neden bayıldı şimdi hala ayılmıyor?"
O benim hatam tamamen uykuya kalmışım ya. Kusura bakma Ağa bozuntusu...
"Bakın eşinizin durumu çok farklı daha önce iki kez intihara kalkışmış ve bu çok ciddi bir şey. Ve bugün bayılması buna rağmen durumunun çok çok iyi olması bunlar hepsi dikkat çekmek için yapılan bir şey olabilir yada daha kötüsü. O yüzden sizi psikolog bir arkadaşım var ona yönlendireceğim isterseniz bizi bekliyor konuşalım."
Bu ne ya bir doktorun deli demediği kalmıştı oda oldu Allah razı olsun ya!
Odanın kapısı açılıp kapandığında gözlerimi açtım. Odada kimse yoktu. Yerimden kalktığımda yatağın kenarındaki ayakkabılarımı giydim. Arkamda hissettiğim ıslakla ağlamak üzereydim gerçekten bu olamaz. Ben tam bir aptalım. Neyseki kan sadece elbiseme geçmiş yattığım yere geçmemişti.