Bana baktığını hissetsemde ondan tarafa bakmadım.
" Abi... Yenge... Eee yemeğe bekliyoruz. Babam çağırıyor. "
Behramın gelmesiyle elini kolumdan çekip benden uzaklaştı. Merdivenlerden indiğinde arkasından öylece baktım. Başkasının yerine evlendiğim sahte kocama!
"Yenge sen Anneme bakma o öyle konuşur. Üzülme yani."
Behrama tebessüm edip yürümeye başladım. Birlikte merdivenlerden inmeye başladık.
"Üzülmüyorum sadece buradan gitmek istiyorum Behram. Kendi hayatıma dönmek istiyorum."
Beni teselli etmek için farklı konular açıp beni güldürmeye çalışıyordu.
Merdivenleri bitirdiğimiz de avluya indik. Masaya oturduğumuz da kimseyle göz göze gelmemeye çalıştım. Başımı bile kaldırmadan yemeğimi yedim.
Ara ara Bedir ve Behramın kendi aralarında ki tartışmayı dinliyordum.
"Senin okul ne zaman bitiyor asıl sen ondan haber ver Behram Efendi." Bedirin sorusuyla Behramın yüzü düştü.
Sonra hemen toparlanıp saçlarını yana doğru savurdu. "Kızlar peşimde illa okulu bitirme bizi bırakma diye napayım üzemiyorum onları."
Ağzımı kapatıp kıkırdadım.
"Nede olsa sizden daha yakışıklıyım peşimde kızlar Behram bizi bırakıp gitme diye yalvarırken onları nasıl bırakırım."
Bedir, Behramın başına vurup güldü.
"Zevzek ya... Artık bitirsende bir işin ucundan tutsan."
Merakla Behrama döndüm.
"Hangi bölüm okuyorsun?"
Benim sorumla tüm bakışlar bana döndü.
Behcet Aslan gözlerini ayırmadan bana bakarken gözlerimi ondan çekip Behrama döndüm.
"İşletme."
Bende işletme okumuştum o yüzden ilgimi çekmişti. Gerçi isteyerek okumasamda üniversiteye girip üçüncü olarak çıkmıştım. Konservatuar la birlikte okumak zor olmuştu eğer tek bir üniversite okusaydım birinci olurdum.
"Hangi derslerin kaldı."
Bedir gülmeye başladığında Behram abisinin koluna dirseğiyle vurdu.
"Hangilerinden geçtin diye sorsan daha iyi olurdu sayması bakımından."
"Sofrada konuşmayın yemeğinizi yiyin!"
Hanımzer Hanımın sesiyle herkes önüne döndü. Behramın yüzü asıktı aklıma Behramı çalıştırmak geçti bunu buradan gitmeden yapmayı aklıma not ettim.
Yemekler yendiğinde Meryem abla sofrayı toplamaya başladı. Hanımzer Hanımın söyledikleriyle onu dinledim.
"Meryem yarına hazırlık yap Diyarın ailesi gelecek. Berçemin sevdiği yemeklerden yap orada yiyememiştir. Sofrayı donat."
"Tamam Hanımım."
Dudaklarımı ısırıp gülmemeye çalıştım. Oroda yoyomomuştur. Ağzımın içinden onun taklitini yaptım. Sanki yıllar oldu gideli. Alt tarafı üçgündür başka evde.
Sofra toplanıp çaylar içildiğinde herkes odasına çekildi. Odaya girdiğimde Behcet Aslan üzerini değiştiriyordu. Gömleğini çıkarttığında kusursuz sırtıyla karşılaştım. Kolları yoktu kas vardı resmen adamda. Elindeki tişörtle bana döndüğünde karnındaki baklavalara baka kaldım. Spor yaptığı her halinden belli oluyordu. Pürüzsüz göğsünden bakışlarımı çekip gözlerine baktım.
Dudağı kıvrılırken bana doğru bir kaç adım attı. Yerimden kıpırdamadan gözlerine baktım. Bu sefer kaçmayacaktım.
Tam önümde durduğunda aramızda santimler kalmıştı. Çıplak teni gögsüme deyiyordu.
"Hiç erkek görmemiş gibi neden öyle bakıyorsun?" sinsi bir şekilde kullandığı cümleye sinir oldum. Benim lafımı bana satıyor.
"Ne bakacağım sana..."
Onunla bu kadar yakın olmamak için arkamı dönüp kapıya gittim.
"Nereye?" nereye gittiğimi bende bilmiyordum ama bu ortamdan uzaklaşmak için ayaklarım yönlendiriyordu.
"İzninizle Ağam su içeceğim içe bilirmiyim?"alayla sorduğumda dudaklarını birbirine bastırıp bakışlarını kaçırdı.
Odadan çıktığımda arkamdan kapıyı çarptım. Resmen dalga geçiyor benim lafımı bana satıyor. Artık dikkat etmem lazım aynı odadayız o giyinmeden girmemem lazım. O vücut neydi öyle ya yunan heykeli gibi.
Saçmalama kızım aklını başına al.
Başımı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Herkes uyumuş mutfak boştu kendime su doldurup üst üste 4 su bardağı su içtim. Yatağın yanına koymak içinde bir bardak su doldurup mutfaktan çıktığımda kapının büyük bir gürültüyle kırılması aynı anda oldu.
İçeriye siyah takım elbiseli 8 adam girdi. En önde ki uzun boylu adam elindeki silahla havaya 3 el ateş ettiğinde elimdeki bardak yeri boyladı.
Ellerimle kulaklarımı kapattım. Çığlığım konağı inletmişti.
Adamların hepsi üst üste havaya ateş etmeye başladıklarında olduğum yere çömeldim. Ayaklarım zangır zangır titriyordu.