7. Vazgeçiş

915 Words
Uçtu Yüreğim Kondu Göğsüne ARVEN Bir başkasını dile düşürmesi bile hakaret gibi geldi bana. Kalbim onunla hınca hınç doluyken bir başkasının bahsi olacak iş değildi. “Olmaz!” dedim başımı iki yana sallayarak. “Başkası asla olmaz. Ama senle de olmaz Rüzgar. Anla beni! Tek bir şey değil ki üstesinden gelelim. Hangi biriyle savaşabiliriz?” Telefonu çaldı o sırada… Gideceğini duyunca bir acı çöreklendi yüreğimin orta yerine. Uzun gidişleri oluyordu Rüzgar’ın. Karmen’den biliyordum. İki gün ailesinin yanında oluyorsa, dokuz ay uzaklarda oluyordu. “Vazgeçmem.” Ben de vazgeçmiyordum. Birlikte olamıyoruz diye niye sevgimden vazgeçecektim? Ama Rüzgar inatçı olduğunu ilan edercesine devam etti. “Bana vazgeçmeyi değil, savaşmayı öğrettiler yıllarca Arven. Beni sevdiğini ağzından duyduktan sonra asla vazgeçmem.” Umut etsin istemedim. Olmazları oldurmak gibi bir kudretimiz yoktu. Keşke benim yarım kadar babamı tanıyor olsaydı. O zaman böyle konuşmazdı eminim. Gidiyordu. Ne zaman geleceği belirsizdi. İlişkimiz olsa o yine uzaklarda olacaktı. Ben kiminle nasıl savaşacaktım ki? Babamla mı? Babamı sakinleştirmeye çalışan annemle mi? Yoksa onun ailesiyle mi? “Yapma böyle! Yine gidiyorsun bak! Kaç ay sonra geleceksin? Ya da yıl mı? Sen her gittiğinde ben hangi birisiyle savaşabileceğim tek başıma? Ben bilmem ki savaşmayı…” Sevdiği kişi ben olduğum için ne denli mutluysam, o denli de eziliyordu kalbim… Ben alışmıştım uzaktan sevmelere… Yanaklarımı avuçlayıp gözlerime baktı. “Ben sana savaşmayı da öğretirim. Gerekirse senin için de ben savaşırım. Ama vazgeçmem.” Ben de savaşırdım. Yemin ederim azıcık umut olduğunu bilsem öyle bir savaşırdım ki… Devran Ağa'nın kızı meydan okumuş derlerdi. Ama insan ailesiyle nasıl savaşırdı? Dudaklarını alnıma bastırdı. Kalbim yerinden çıkıp onun göğsüne kondu o anda. Yüzünü yüreğime kazırken, fırsattan istifade kokusunu depoladım ciğerlerime… “Rüzgar,” diye fısıldadım yeniden. “Yapamam.” “Bırakmam,” dedi bir çocuk isyanında. “Şimdi gitmem lazım. Acil kod geldi Arven. Yoksa seni ikna etmeden çıkmazdım bu konaktan.” Dilimin ucunda o kadar çok olumsuz cümle vardı ki hepsini geri yuttum. Göreve giderken aklı bende, burada kalsın istemedim. “Yolun açık olsun Rüzgar. Dikkat et kendine. Allah'a emanet.” Sıcacık dudakları bir kez daha tenimle buluştu. Beni nasıl bir bilinmezliğin içine attığını bilmeden kayıp gitti ellerimden… Gidişini izlerken gözlerimin dolmasına engel olamadım. Berfin teyzenin meraklı ve dikkatli bakışları üzerimde gezindi ama bir şey demeden, “hadi geçin içeri,” diyerek avluya yöneldi. Dönmeden önce bizim korumalara attığı bakışı yakalamıştım. Kalbim güm güm etti. Epeydir korumasız gezdiğim için varlıkları bir tokat gibi çarptı yüzüme… “Biz odaya çıkıyoruz,” dedi Karmen annesine. Odasına geçerken gözyaşlarım birer ikişer süzülmeye başlamıştı bile… “Kabul etmedin değil mi?” diye sordu Karmen hayal kırıklığına uğramış gibi… “Cevabımı kabul etmedi ki… Vazgeçmem dedi durdu.” “Geçmesin. Sen de geçme. Telefonu almıştı. Müsait ilk anında arar.” “Nasıl olacak Karmen? Babamı bilmez gibi. Hadi Rüzgar tanımıyor, sen bari yapma.” Gözlerim yeniden doldu. Kim bilir ne zaman dönecekti? Konuşmamız bile bitmemişti ki? Hoş konuşsam yapamam demekten başka ne diyecektim onu da bilmiyordum. Karmen sürekli olurunu anlatmaya çalıştı ama ben Rüzgar ile yaşadığımız anda kalmış, Karmen'i çoğunlukla duymamıştım bile. Kulaklarımda hâlâ Rüzgar’ın “Vazgeçmem,” diyen sesi çınlıyordu. İçimde öyle bir çalkantı vardı ki… Hem yüreğim sevinçten titriyordu, hem de korkudan zangır zangır sallanıyordu. “Arven…” dedi Karmen yanıma gelip omzuma dokunarak. “Baksana bana. Olduğunu bir düşünsene. Bunun için savaşmaya değmez mi?” Gözlerimi kapattım. İçimde kocaman bir evet yankılandı ama dudaklarım mühürlüydü. Çünkü evet dersem, babam öğrendiği anda üzerimize çökecekti. Evet dersem, annemin kalbini paramparça edecektim. Evet dersem, belki de Rüzgar’ı ateşin ortasına sürükleyecektim. “İstemek başka Karmen,” dedim zorlanarak. “Olmayacağını bilmek başka…” Karmen derin bir nefes aldı. Belli ki sinirlenmişti, ama bana yüklenmedi. “İnsan sevdiği için savaşır.” Sesinde umut vardı, bende ise derin bir boşluk. Babamın gözü dönmüş öfkesi gözlerimin önüne gelince elim ayağım soğuyordu. Onun bir tek sözüyle kaç kişinin hayatı mahvolmuştu, biliyordum. Bizim sevdamızın bedelini kim öderdi, kim yanardı bilmiyordum ama yanacak birileri mutlaka olurdu. Dün Mehmet'in ayağına sıkmıştı. Rüzgar’ı öğrense kafasına sıkardı. Hangi cesaretle dikilecektim karşısına? Biz diğer her şeyin ayırdığı, sevda gibi yüce bir duygunun bizi birleştirdiği iki çaresiz insandık aslında… **** “Özledim.” “Çok özledim Arven.” “Tam 745 gün…” “Arasam? Hasret kaldığım sesini hediye eder misin bana?” Telefonuma düşen ve üzerimde soğuk duş etkisi yaratan mesajlarla oturup ağlamaya başladım. İki yıl geçmişti Rüzgar’ın gidişinin üstünden… Karşıma geçip savaşırım derken tek bir ses çıkmamıştı iki yıl boyunca… Telefonu duvara fırlatıp parçalarken daha çok ağladım. Geçen yıllara ağladım. İçime biriken hasrete ağladım. Ucundan tuttuğum umut balonunun ellerimden kayıp gittiği yıllara ağladım. Odamın kapısı açılıp annem başını uzattı. “Kuzum?” Beni delirmiş gibi görmenin telaşı içinde odaya dalıp yere diz çöktü. “Arven'im? Güzel gözlüm? Ne oldu bir anda?” Anneme sarılıp daha çok ağladım. Nasıl derdim ‘babamın eski aşkının oğluna aşık oldum,’ diye? ‘İki yıl habersiz, iki yıl da bir umutla bekledim,’ diye? ‘Olmayacak duayı bir an olur sandım,’ diye… İkimizin olurunun olmadığı, olamayacağı defalarca yüzüme çarpmışken hem de… Ne o gece, ne başka bir gece çektiği hiçbir mesaja cevap vermedim. Şanlıurfa'ya geldiği anlarda özellikle çıkmadım karşısına. Rüzgar cephede savaşmak için eğitim almıştı. Bu cephe aşk cephesi değildi. Birlikte savaşsak ailelerimizi ikna ederiz demişti binlerce mesajında. Ben onun kadar güçlü değildim. Hem onun yokluğuyla baş edip, hem ailelerimizin karşısına tek başıma dikilemezdim. - Hiç mi savaşacak gücün yok? Savaşacak kadar değerli mi değil duyguların? Bilmiyordu. Beni hiç anlamıyordu. Beni hiç anlamayı denemiş miydi ki? Ben o kadar güçlü değildim. Ben tüm savaşma gücümü, iki yıl boyunca ondan haber bekleyerek tüketmiştim.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD