Cihangir özür dileyip gönlümü alacağına çekip gitmekten bahsedip anahtarı da yatağın üstüne attığında sinirlerim tepeme hoplamıştı. Konuşmam bittiğinde daha fazla dayanamayıp sırtımı ona döndüm ve kafamı ellerimin arasına alıp ağlamaya başladım. Kendime ağlamayacağım diye çok telkin etmiştim, ağlamayı bir silah olarak kullandığımı düşünmesine izin vermeyeceğim, demiştim ama dayanamamıştım. Hıçkırıklarımın boğazımdan dökülmesine engel olamamıştım. Çok zoruma gitmişti; biz daha dün evlenmiştik ve gerdek gecemiz bile yarım kalmıştı. Beni sevdiğini de biliyordum ama nasıl bu kadar acımasız bir şey söylemişti bana. Güçlü kollarıyla beni kendisine çevirip kafamı göğsüne yasladığında daha çok ağlamaya başladım. Bir eliyle saçlarımı okşarken diğeriyle sımsıkı sarıldı bedenime ve, ‘’Özür dilerim

