7.BÖLÜM

810 Words
Günler sonra Cromwell Kalesi "Askerler yorgun. Yakın zamanda Edward'a karşı bir saldırı planlaması yapmak mantıklı değil. Asker sayımız da az. İyi bir hücum planı ile ona karşı saldırıya geçmemiz daha iyi olacak." "Ben de aynı şeyi düşünüyorum Jerald. Bu adamın kalesi inanılmaz korunuyor. Savunma güçleri gayet iyi. Son yaşadıklarımızdan sonra ordudaki askerlerin bağlılıkları ve savaş kabiliyetleri konusunda kafamda sorular var. Ordumuza sonradan katılan askerler, yetenek konusunda oldukça zayıf. O kızın ailesini öldürmeleri başlı başına bir trajediydi. Braylan olanları hatırlayınca hala o kıza üzülmeden edemiyordu. Peçeli kız o askerleri kendi halletmişti ama o adamları zaten sağ bırakmayı düşünmüyordu. Tabii bu arada asi kız onu da cehenneme göndermeye de çalışmıştı. İnsanın böyle düşmanı olursa arkasını hep kollamalıydı. Gerçi bundan sonra onunla karşılaşma ihtimali çok zayıf hatta imkansızdı. Yine de kin insana inanılmaz şeyler yaptırabiliyordu. Kalesine dönmeden önce o nehre bir kez daha gitmişti. Su perisini yine görmeyi umut ederken, hiçbir yerde bulamamıştı. Kendi kendine aptal bir adam gibi olduğunu da söylemişti. Hala aynı o kızı düşünüyordu.Üstelik yakında evlenecekken... Evet evleniyordu. Delicesine aşık değildi. Aslında aşkın ne anlama geldiğini henüz öğrenemediğini düşündü. Güzellik tanrıçası karşısına çıkınca, kalbinin göstermiş olduğu tepki onu çok şaşırtmıştı. İlk görüşte aşık olmanın saçma olduğu açıkçası ortadaydı... Ama sürekli o kızı düşünmek, rüyalarında bile onu görmek... Kahresin! Kimdi bu kız? Artık bu kızı unutup sevgili nişanlısı Emily'e karşı aşk beslemeye başlasa daha mantıklı olacağı kesindi. Emily gerçekten çok güzel alımlı, dikkat çekici bir dilberdi. Uzun sarı saçları, deniz mavisi gözleri, muhteşem bir vücudu vardı. Buna rağmen Emily'e karşı ayağını yerden kesecek, kalbini delice çarptıracak, ellerini heyecanla titretecek, hiç bir duygu hissetmemişti. Kendisine sadık bir eş, çocuklarına iyi bir anne olacaktı. kesindi. Çocukluğundan bu yana nişanlı olduğu, babasının kendi adına söz verdiği leydi Annelisa Guilford hala ortaya çıkmadığına göre, hayatını onu bekleyerek geçiremezdi. eBunca yıl ortaya çıkmayan biri ölmüş de olabilirdi. Ölüm verilen sözleri anlamsız kılıyordu. Kalesine döneli bir hafta olmuştu. Jerald'la kaybettikleri savaşın nedenleri üzerinde konuşuyorlardı. "O kız için üzülmeyi bırak artık. Olan oldu. Ben de suçsuz iki insanın ölmesini istemezdim. Bu kız da seni suçsuz yere öldürecekti." "İtiraf etmek gerekirse cesur bir kızdı. Askerlerimin yanında bana meydan okuyabilecek kadar cesur..." "Bir de güzel olsaydı değil mi dostum?"diyerek kahkaha attı jerald. "Hem güzellik, hem cesaret, hem de güç bir kadında aynı anda bulunmuyor Braylan maalesef.." Doroty, Braylan'ın kız kardeşi aynı zamanda Jerald'ın karısıydı. Braylan birbirlerine duydukları aşkı saygı ile karşılamış, sevgili kardeşini sadık dostu, en iyi askeri ile evlendirmişti. "Lordum kolun nasıl?" dedi Doroty sıkıcı sohbetlerine son vermek için. "Jerald bahsetti. Lütfen daha dikkatli ol." Doroty çok sıcak kanlı, iyi niyetli bir kızdı. Kocası kadar çok konuşmasa diye düşünüyordu Braylan. Bunlar karı koca oldukça çenesi düşüktü. Doroty büyük salonda sohbet eden iki adamın yanına yemeğin hazır olduğunu söylemek için gelmişti. Onun için bu iki adam hayatındaki her şeydi. Karnında varlığını yeni yeni hissetmeye başladığı bebeği henüz dört aylıktı. Mide bulantıları hala onu halsiz bırakıyor, kilo almasına engel oluyordu. Yemeklerini yemek için salonun yan tarafında bulunan geniş ve konforlu bir odaya geçtiler. Menü oldukça zengindi. "Abi Emily haber yolladı en kısa sürede düğün tarihinin saptanmasını istiyormuş." dedi Doroty. "Hazırlıklara başlamak gerekiyor. Sizin için uygunsa iki hafta sonra düğünümüzü yapalım diyor. Bence çok uygun abi sen ne diyorsun? Gerekli tüm hazırlıkları hallederim. Harika bir düğün olsun istiyorum. Bahçeye bir..." "Doroty tamam sus artık. Benim konuşmama izin verir misin sevgili kardeşim?" Braylan kardeşine gülümsedi ve göz kırptı. Bu arada jerald olanları gülümseyerek seyrediyordu. "Su perisinin hayali ile yaşıyorsun ama..." diyerek güldü Jerald. "O sadece bir hayaldi lordum. Gerçek olmadığına eminim." "Su perisi de kim?"dedi doroty. "Kimse değil sevgili kocanın lüzumsuz lafları. Pek ala Emily'e haber yolla. Düğünü istediği tarihte yapabiliriz. Benim için sakıncası yok" "Tamam... Ondan pek hoşlanmasam da mutlu olacağını umut ediyorum." "Ben de." dedi Jerald karısına katılarak. "İngiltere de başka seçeneklerin varken onu tercih etmen aptalca Braylan." Yemek odasının kapısına bir hizmetçi içeri girdi. "Lordum dışarıda bir adam var. Size önemli bir haber getirdiğini söylüyor efendim." Braylan ve Jerald birbirlerine baktılar. Bekledikleri bir haber yoktu. "İçeri al." Haberci selam vererek lordun karşısına geçti. "İyi akşamlar Lordum. Size önemli bir mesaj getirdim." Braylan'in merakı daha çok artarken, genç adam cebinden bir mektup çıkardı ve ona verdi. Braylan mektubun usulca açıp, içinde yazanı sesli bir şekilde okumaya başladı. Lord Braylan Cromwell Babalarımızın birbirlerine vermiş oldukları bozulmaz sözleri neticesinde, aramızda gerçekleşmesi gereken kutsal evlilik bağının iki hafta sonra Guilford kalesinde yapılacağını haber verirken, o gün kocam olarak düğünümüz de yanımda bulunacağınızı umut ediyorum. Annelisa Guilford Doroty ve Jerald şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemeden birbirlerine baktılar. Braylan aldığı haberle masadan nasıl kalktığını hatırlamıyordu. Elindeki mektubu yere düşürdü. Bakışları bir boşluğa bakıyordu. Yüzündeki ifade soğuk ve hissizdi. Uzun zamandır evlenmek için beklediği genç kızın nereden çıktığını merak ediyordu. Ayrıca neden şimdi? Ve nasıl biriydi? Biraz sonra bir kahkaha koptu. Jerald yine kendini tutamamıştı. "Braylan seni şanslı adam." derken şaşkınlığını atmış, keyfi yerine gelmişti. "Aynı anda iki kadından evlenme teklifi almak... Doğrusunu istersen yerinde olmayı asla istemezdim."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD