Annelisa, bu son fırtınayı atlattığına sevinmişti. Braylan'in kolay pes etmeyen inatçı bir adam olduğunu, kendisini çok zorlayacağını biliyordu ama Braylan de bilmeliydi ki Annelisa da ne olursa olsun kafasına koyduğunu yapan, kimseye kolay boyun eğmeyen bir kızdı.
Evlenmek zorunda olduğu kızın, onu kılıcı ile yaralayan, peçeli çirkin kız olduğunu görünce acaba
ne yapacaktı?
Arkasına bile bakmadan kaçacaktı elbet. Ama hayır, kaçmaması gerekiyordu. Onunla evlenmesi, Annelisa'nın onun için planladıklarını yaşaması şarttı.
Annesi kızının pamuk gibi yumuşak, beline kadar inen siyah dalgalı saçlarını tarıyor, kızının kokusunu içine çekmenin mutluluğunu yaşıyordu.
Bu sabah ikisi Annelisa'nın odasında birbirlerinden ayrı geçen onca yılın nasıl geçtiğini konuşuyorlardı. Annelisa'nın onu büyüten ailesi ile çok güzel anıları vardı. Anlatırken gözlerinin içi gülüyor, artık onların olmadığını düşününce yanaklarından süzülen yaşlara engel olamıyordu. Leydi Catherine kızını doğru insanların eline emanet ettiği için yüreği huzur dolmuştu. Hizmetkarı Mary olmasa onları asla bulamazdı.
Mary Annelisa hakkında onu her zaman bilgilendirmiş, bu zor yıllarda yanında olmuş, kendini yalnızz ve mutsuz hissetmemesi için elinden ne geliyorsa yapmıştı. Zavallı Mary'in kocası da bir askerdi. Onu acımasız bir savaşta kaybedince oğlu Franki'yi en iyi şekilde yetiştirmeye çalışmış, onun asker olmasını istememişti.
Oysa buradaki kadınların kaderi buydu. Ya kocalarını kaybediyorlardı ya da oğullarını. Lord hastalandığından beri bu topraklar savaş nedir görmemiş, Leydi Catherine yoksul halkına elinden geldikçe destek olmuştu.
Franki iyi bir asker, sadık, dürüst bir adamdı. Yirmi dört yaşındaydı ama yaşına göre tecrübeli ve olgundu. Bir an düşündü. Annelisa bu gençle gayet güzel bir evlilik yapabilir, çok mutlu bir kadın olabilirdi. Dün bahçede Annelisa ile kılıç müsabakası yaparken kızına nasıl beğeni ile baktığına şahit olmuştum.
Annelisa bu evlilik olayına girişmeseydi, bu gence şans verebilirdi.
"Seni yeni bulmuşken tekrar kaybediyorum kızım. Evlenip gidiyorsun.Yine aynı şey oluyor. Yine kızımı kaybediyorum."
Leydi bu sözleri söylerken gözyaşlarını tutamadı.
Annelisa saçlarını tarayan annesine döndü, ellerini avuçlarının içine alıp öptü.
"Benim güzel annem sakın boş yere üzülme. Evlensem bile bir yere gittiğim yok. Beni hiç bir kuvvet o acımasız Lordun kalesine götüremez. Buna cesaret bile edemez. Burada seninle kalacağım."
"Annelisa o senin eşin olacak ve onunla yaşadığı yere gitmek zorundasın. Bu konuda anlayış göstereceğini zannetmiyorum."
"Ondan anlayış beklemiyorum. Bak göreceksin, benim onunla gitmemem onu daha çok mutlu edecek."
Birbirlerine sıkıca sarıldılar.
Annelisa çocukluğundan kalma anılarını anlattıkça Leydi bazen kahkaha atıyor, bazen hüzünleniyordu.
"Madeline annem çok becerikli bir kadındı. Yaşadığımız köyde bir ebe, bir hekimdi. Ormandan topladığı otlarla inanılmaz ilaçlar yapardı. Yüzüme yaptığı maske o kadar gerçekti ki kimse anlamıyordu
On yaşımda köyde bir hastalık salgını oldu. Bir sürü insan hatta hayvan bir an da öldü. Yaptığı ilaçlarla benim hayatımı kurtardı. Günlerce ne yedim ne içtim. Yataktan bile kalkamamıştım. Ama o pes etmedi. Mucize gibi beni hayata döndürdü. Ben de ondan bir çok şey öğrendim."
"O kadına çok şey borçluyum biliyorum. Keşke ona borcumu ödeyebilseydim. Senin onlar için kendini böyle ateşe attığını bilseydi, asla onaylamazlardı Annelisa."
"İçimdeki fırtınayı dindirmem gerek anne. Bazen ölüm karşındaki için bir kurtuluş oluyor. Oysa yaşarken onun her an acı çekmesi güzel bir intikam. Şu an kendi hayatımın bir değeri yok. Lord Braylan'ın acı çektiğini gördükçe huzur bulacağımı biliyorum."
"Aynı acıyı senin çekmenden de korkuyorum Annelisa. Bazen planlarımız yön değiştirip bize zarar verir. Kimseye boyun eğmediğini düşünebilir, karşı gelebilirsin ancak kalbine istemediğin halde giren bir aşk ne gurur dinler ne de güç. Seni en zayıf yönünden vurur ve kendini bu aşka teslim olurken bulursun."
Lord Braylan onun kalbini çalabilir miydi? Hayır buna izin vermeyecekti. Lordun kendisine delice bir aşkla bağlanması için elinden geleni yapacaktı.
Elde edilemeyen bir aşk en güzel intikamdı.