Vukuatlı Asker İstiyorum!

1580 Words
"Zırlama lan" "Ya manyak mısın sık kafama bitsin işte" "Aaa ama bak kırıcı oluyorsun ben burda elimden gelen misafirperverliği göstermeye çalışıyorum senin dediğine bak" "Lan manyak herif bir saattir etmediğin işkence kalmadı yalvarıyorum beni öldür diye bu mu misafirperverlik daha ne yapayım lan ben Allah'ın varsa öldür artık beni. Bittim lan bittim." "Cık cık cık, üzdün biliyor musun? Gözyaşım pıt..." Tüm dişleri sökülmüş ağzı burnu kan revan içinde kalmış adam konuşurken bile işkence çekmesine rağmen bir saattir yaşadığı kabusun artık son bulması için yalvarıyordu adeta ama karşısında merhametin kırıntısı dahi olmayan adamın umursamaz dahası dalga geçer haliyle ne yapacağını bilemez halde Allah'a yalvarmaya başladı canını artık alsın diye. Ölmek bile vaktinden önce olmuyordu insan öleyim diye yalvarır mıydı Sarp'a düşman olduysanız yalvarırdınız . Yalnız bilmediği şey karşısındaki adamın Kurt olduğuydu. O adanmış bir askerdi ve korktuğu tek şey vardı ondan başka bir askerin ölmesi... Aldığı istihbaratla dağda yüklü miktar kaçak ilacın terör örgütlerine götürülmeye çalışıldığını öğrenince bir gece yarısı kimse ne olduğunu anlamadan bindi tepelerine. 10 kadar teröristin içinden geçtikten sonra ele başlarındaki adamı konuşturmak için sağ bırakmış ancak adama akıl almaz işkenceler ediyordu bir saattir bütün bilgileri aldı ne ne zaman yapılacak adam dakikası dakikasına bilgileri verdi içi soğumamış olsa da artık bu herfle işi kalmadığı için öldürecekti artık ama adam o kadar güzel yalvarıyordu ki öldüremiyordu!!!! Yufka yüreklilik işte.. "Allah aşkına öldür artık bak bu işkenceler benim şahit olduğum türden bile değil." "İşkence demeyelim de doğru bilgileri almak için doğru noktalara temas etmek diyelim." "Lan yeter amına koyduğum yeter al lan artık canımı" "Tamam tamam ağlama bak kıyamıyorum şimdi eve gidip sabaha kadar ağlayacağım üzüntüden." dedikten sonra adamın kafasına sıktığı tek kurşunla öldürdü herifi. Gece sabaha dönerken bitirmişti işini Yalnız Kurt usul usul adımladı kaldığı mağaraya. Sabah bilgileri birliklere ulaştırırdı nasılsa birkaç saat uyuyacak ardından karakola gidecekti tekrar aradığı özellikleri Ertan'a verecekti o da TSK içinde bu özelliklere sahip askerlerin bilgilerini ulaştıracaktı ardından da Sarp'ın yapabileceklerini görecekti herkes.. Öldürdüğü onca teröriste rağmen bir türlü aradığı huzuru yine bulamayan Sarp anlık mutluluğun da kendisini terk etmesiyle düşürdüğü omuzlarıyla uzandı yatak bozması şiltesine. Kolunun birini başının altına alarak seyretmeye başladı mağaranın tavanını. Bir ailesi olmadı Sarp'ın. Babasını çok küçük yaşta kaybetti annesini daha 15 nde kaybetti. Askeri lisede geçen bir başına bir ömür ardından aile bildiği askerler derken bir de onların kaybı.. Yalnızlık bazılarına üzerine dikilmiş bir kıyafet gibi yakışır.. Sarp'a da en çok yalnızlık yakışıyordu tam üzerine göre dikilmiş bir kıyafet gibi.. Sabah gün ağardığında yarım yamalak bir uykuyla hazırlanıp çıktı mağaradan Sarp şimdi Ertan Yüzbaşıya gidip hazırladığı listeyi verecekti. Üzerinden atamadığı ölü toprağına aldırış etmedi. Alışmıştı o iğrenç ağırlıkla yaşamaya. Kalkıp birkaç lokmadan oluşan kahvaltısını yaptı ardından kendisi için hazırladığı ilkel bir parkuru andıran alanda sabah sporunu yaptı.. İyice terledi, iyice arındı üzerindeki düşman dokunuşlarından. Soğuk suyla duşunu alıp ayrıldı.. MPT 76 sı sevgilisi gibi olmuştu hatta karısı belki... Anayasanın ilk 4 maddesinden hallice bir bağ vardı aralarında. Öylesine bir bağlılık. Değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez cinsinden yani. Kendinden emin ama temkinli adımlarla Şırnak sınırındaki küçük karakola geldi. Ertan Yüzbaşı çoktan görevinin başına geçmişti zaten ve karşısında gördüğü askerle belli belirsiz gülümsedi. Sarp Ertan'ı görünce hemen hazır ol pozisyonuna geçti. "Sarp Sancaktar Ankara Emret Komutanım" "Gel üsteğmenim gel. Hoşgeldin" "Sağ olun komutanım" "Buyur içeri geçelim merakla bekliyorum hazırladığın listeyi. " Göz teması kurmadan hala o dik duruşuyla kafasıyla onayladı onu Sarp. İçeri geçtiklerinde Ertan yüzbaşı içeriye seslendi. "Seyfi" Birkaç saniye sonra açıldı kapı ve selam verdi asker. "Bize iki çay getirir misin" deyip Sarp'a döndü. "Kahvaltılık birşeyler hazırlatayım mı" "Yedim komutanım sağ olun" "Tamam o zaman iki çay aslanım sana zahmet" "Emredersiniz komutanım" Erin çıkmasıyla gözlerini tekrar Sarp'a dikti, her ne kadar soğuk duran bir adam olsada bu karşısındaki adamla geçirdikleri o aşırı eğlenceli geceleri de özlüyordu gülmekten karnına ağrılar girdiren Sarp'ı da. Şimdi bu gördüğü enkaz bu sebeple en çok onun zoruna gidiyordu ya zaten. Anıların girdabına dalmadan derince soludu.. "Ee üsteğmenim, ne özellikte asker istiyorsun. Dinliyorum" Sarp Ertan yüzbaşının sorduğu soruyla kamuflajının iç cebine koyduğu katlı A4 kağıdını çıkarıp uzattı. "Buyrun komutanım, aradığım özellikler bunlar." Ertan Yüzbaşı kağıdı aldı hemen açıp sessizce okumaya başladı ama her maddede kahkaha atma isteğini zor bastırıyordu. O arada gelen erin çayları bırakıp çıkmasıyla, döndü yeniden Sarpa. "Hmm bu özelliklerde olsun istiyorsun demek" "Evet komutanım" Sarp'ın sözlü onayıyla sesli olarak maddeleri okumaya başladı. İlk madde ve dahi olmazsa olmaz olan. "Askerlerin tamamı yetim, öksüz ve bekar olacak" "Evet" "Niye lan, sana ne adamların ailesinden" Derin bir nefes aldı Sarp. Olmazdı işte. "Komutanım benim pek de başarılı bir komutan olmadığım ortada askerlerim şehit olursa arkalarında bırakacakları kimse olmasın diye." Sesini güçlü çıkarmaya çalışsa da o anlık kırılmaya mani olamadı Sarp elbette Ertan'da farkındaydı bunun ve üstelemedi. "Peki üsteğmenim 2. madde timinde asla kadın istemiyorsun" "Evet komutanım" "O niye peki, cinsiyetçilik yakışıyor mu sana? Bizde ne cevherler var bilmiyor musun?" "Biliyorum komutanım, Türk askeri kadın erkek fark etmez hepsi birdir lakin ben timimin sadece erkeklerden oluşmasını istedim çünkü bu tim delilerden oluşacak ve bir kadının delisiyle baş etmeye benim deliliğim yetmez komutanım" Gür bir kahkaha attı Ertan yüzbaşı, korkusuz bir asker de olsan kadın dedim mi iki düşünüp bir konuşurdun böyle. Kadının fendi erkeği ne zaman yenmedi ki.. Gülmesini zar zor zaptetti öyle kadın askerler tanımıştı ki benim diyen adama taş çıkartır hani. Haklıydı Sarp. "Anladım asker anladım" dedi hala gülerken. "Hmm bu maddede demişsin ki timimdeki askerlerin muhakkak bir vukuatı olacak." "Evet komutanım." "O nasıl olacak anlamadım" "Komutanım, derdi rütbe olan adamla çalışamam yeri geldiğinde tüm gemileri yakmayı bilmesi lazım timimdeki adamın bu sebeple komutanından ceza almış ne bileyim firara kalkışmış olay çıkarmış hatta intihara teşebbüs etmiş dahası rütbe durdurma cezası almış vesaire.. Bu şekilde mimlenmiş ya da aslında pek de rağbet görmeyen adamlar olmasını istiyorum" "Ee ne işine yarayacak oğlum böylesi, senin de başına bela olur." "Deli deliyi görünce deyneğini saklar komutanım öylesinin hakkından ben gelrim" Ertan yüzbaşı artık gülmekten yüz felci geçirecek hale geldi oysa karşısındaki adamın tek bi mimiği oynamıyordu bunları anlatırken öyle ciddi ve öyle kendinden emindi ki karşısındakini de acaba gülünecek bişey yok da ben mi abartıyorum durumuna düşürüyordu. "Oğlum harbi delisin lan" "Sağ ol" Manyak herif diye söylene söylene devam etti yüzbaşı. "Muhakkak bir keskin nişancı bir de bomba imha uzmanı istiyorsun" "Evet komutanım" "Eh makul bir talep de rütbe belitmemişsin hepsi er olursa ne yapacaksın eğitimsiz askerle." O an kafasını kaldırıp arkadaşına baktı Sarp mahsus sormuştu bu soruyu biliyordu ama üstüydü cevap vercekti. "Rütbeleri önemli değil komutanım ben onlara bildiklerini unutturmaya unuttuklarını hatırlatmaya yeteceğim" Sırıtarak kafasını aşağı yukarı salladı Ertan, eğitimlerde erlerin içinden geçerdi Sarp birkaç kez kendi de Sarp'ın eğitimine katılmış anasından emdiği burnundan gelmişti hani. Kendisinden daima övgüyle bahsedilen ve bordo bereli olurken en az zorlanan isimlerden biriydi Sarp gel gelelim hayat başka yerden çelme takmıştı ona.. "Anlaşıldı Sarp anlaşıldı, inşallah TSK nın başına bela olmazsınız bu kadar deli bir araya gelip." İlk defa anlık gülümsedi Sarp, bela onun göbek adıydı çok da yabancılık çekmezdi hani.. "Son olarak da eğitimleri kendi usulünde vereceğini ve hiçbir şekilde müdahale edilmemesini istemişsin" "Doğrudur komutanım." "Lan manyak herif senin yüzünden 4 tane er tam bir hafta hastanede yatarak tedavi gördü. Nasıl emanet edeyim sana bende bulunacağım eğitimlerde" "Komutanım o erler fazla zayıftı sizde biliyorsunuz ve o 4 er de şuan askeriyede kaldı hatta 2 tanesi bordo bereli oldu. Arz ederim" "Arz edermiş, sikik herif." "İyi anladık, ama yine de ben de olacağım eğitimlerde gözetmen olarak. Müdahale etmeyeceğim" "Emredersiniz komutanım" "2 gün içinde aradığın kriterlere uygun askerlerin listesini ulaştırırım sana, sen de içlerinden seçip timini kurarsın o zaman." "Emredersiniz komutanım" "İyi işin yoksa kal bugün burda askerin eğitimini sen yaptır" Bir anda kafasını çevirip Ertan'a baktı Sarp, emin miydi bu adam. "Komutanım emin misiniz?" "Siktir git lan tabiki senin askerlerimi heder etmene izin vermeyeceğim ama kal lan biraz laflarız falan ne bileyim eski günleri falan yad ederiz." Zorlukla yutkundu Sarp o artık 20 lerinin başındaki kanı deli akan adam değildi ki. 32 yaşında onlarca kayıp görmüş kalbi katranlaşmış olan adamdı. "İzninizle gideyim komutanım, bugün Şırnak sınırından içeri sokulması planlanan silah istihbaratı aldım, onunla ilgileneceğim" "Dün içinden geçtiğin adamlar mı söyledi" Nerden haber aldığını bilmiyordu Sarp gizli şifreyle olayı üst makamlara aktarmıştı sadece.. "Evet komutanım" dedi yine de çok detay vermeden. "Sorguya aldığın herifin videosonu izledim ben de." "Adama etek giydirip dans ettirmiş sonra da ölürüm Türkiyem dinletmişsin dakikalarca. Adam en son ayaklarına kapandı sık kafama diye, etmediğin işkence kalmamış. Kendi sesini değiştirmen seni tanımama mani değil. Teknolojide sen ne kadar iyiysen ben de o kadar iyiyim biliyorsun." "Biliyorum komutanım. Misafirperverimdir komutanım bilirsiniz. İkramsız göndermeye gönlüm razı olmadı.. Hem etek giymeyi sever onlar.." "Öyle öyle severler.. Bugünkiler için ne tür fantazilerin var?" "Spontane gelişiyor komutanım misafir umduğunu değil bukduğunu demişler artık Allah ne verdiyse, ama merak etmeyin şanımıza yakışır bir şekilde ağırlayacağım" Ertan yüzbaşı bir tek teröristlerin hakkından gelirken eski Sarp'ı görebiliyordu bu sebeple o her terörist tepelediğinde büyük keyifle dinliyordu.. "Hiç şüphem yok Yalnız Kurt.. Bileğine kuvvet" Sarp o konuşmadan sonra müsade istedi, gece yapılması planlanan sevkiyat için mini bir hazırlık yapacaktı. Şanına yakışan türden hem de. Ayrıca kurulacak tim için bir eğitim çizelgesi de hazırlamıştı onun eğitiminden geçmek zordu zor olmasına ama kalanın da onun timinde yeri yoktu. Gelecek olanların vay halineydi vesselam.. Mağarasına girip oturdu Sarp, teröristlerin bilgisini kontrol edip söylendi. "Gelin bakalım kuçu kuçular, o silahları bir yerlerinize monte etmek için bekliyorum sizi.."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD