Spor Salonu

1034 Words
Camları açıp son gaz araba sürmek o kadar büyük bir terapiydi ki. Eve çok mutlu bir şekilde dönmüştüm. Her şeyden arınmış, yeniden doğmuş gibi hissediyordum. Yaşanan her şey dünün kötü bir rüyası gibiydi. Artık yeni bir Reyna vardı. Ben artık bir kuş kadar özgürdüm. Kanatlarım ise yarış arabalarıydı. Eve gelir gelmez kızlara güzel bir masa hazırlamaya koyuldum. Mutlu olduğum zaman sık sık mutfağa girerdim. Kızlara güzel kızartmalar yaptıktan sonra kahvaltılıkları da çıkarıp masayı süsledim ve sürücü hocamı aradım. "Efendim Reyna." "Hocam sabah dörtten beridir antrenman yapıyorum, eve yeni geldim," dediğimde hocamın gülüşünün tınısını işittim. "Harikasın. Seni böyle çalışkan görmek istiyorum ama özellikle boyun kasların için ayrı antrenmanlar yapman lazım. Spor salonuna gitmek zorundasın." Ofladım. Demir ağırlıklar ve kaslı adamlar... Benim hız dünyamla hiç alakası yoktu. Yine de itiraz edemedim. Amacım için, her alanda güçlü olmalıydım. "Tamam hocam, merak etmeyin." "Ah, bana yol göründü," diye mırıldandım ve odama gidip spor salonu için bir kombin yaptım. Haki yeşili bir bol eşofman ile siyah crop seçmiştim. Siyah bir saç bandanasını da alıp hepsini üzerime geçirdim. Aynadaki yansımama baktığım zaman istemsizce kıkırdamıştım. Belirli bir tarzım yoktu ve her zaman yaptığım kombinler birbirinden alakasızdı. Yine de farklı tarzlara uyum sağlamayı seviyordum. Spor çantamı da hızlıca hazırlamaya koyuldum. Havlu, cam şişede su, kulaklık, parfüm, yedek kıyafet olarak da elbise koyduktan sonra evden tekrardan çıktım ve arabama geçtim. Ah, arabam için de üzülüyordum doğrusu. Benim elime geçince pert olmuştu ne yazık ki. Konumlardan bana yakın bir spor salonu bulup oraya sürmeye başladım. Oldukça verimli bir gün geçiriyordum. Hem araba antrenmanı hem de spor... Çıkışta da balkonda güzel çizimler yapmayı planlıyordum. En verimli günlerimden biri olacaktı. Salonun önüne geldiğimde, hızlıca arabadan indim ve içeriye girdim. Beni karşılayan güleryüzlü görevliyle kayıt işlerimi hallettikten sonra çantamı omzuma astım ve salona yürümeye başladım. Bir taraftan da dinlemek için şarkı arıyordum. İçeriye girdiğim anda sırt karışan Korhan ile göz göze gelince donakaldım. Onun burada ne işi vardı? Saçma bir düşünceydi çünkü adam askerdi ve buradaki tek spor salonuna gelmesinden doğal bir şey de olamazdı. Burada yeni olan bendim ve asıl benim burada ne işim vardı? Onu umursamadan bir köşeye geçtiğimde ısınma hareketleri yapmaya başladım. Onun gözünün benim üzerimde olduğunu biliyordum ama umursamıyordum. Oysa onun şişen kaslarını görmek hatta dokunmak için nelerimi vermezdim. Damarları şişmişti muhtemelen ağırlık kaldırmaktan. Isınmam bitince bir boyun egzersizi makinesine yöneldim. Ona bakmamaya odaklanmıştım ki, salonun arkasından saçları platin sarısı, aşko kuşko tip bir kız elinde protein içeceğiyle Korhan'ın yanına gitti. Bu benim gerilmeme sebep oldu. "Vücudun çok güzel kaç yıldır yapıyorsun?" dediğinde Korhan soğuk bir şekilde cevap vermişti. "Altı." "Ciddi misin? Hakkını vermişsin ama kasların kocaman!" Kızın cilveli ses tonu midemi altüst etti. Neden benim mutluluğum hep kısa sürüyordu? İki güldükten sonra neden canımı sıkan bir şeyle karşılaşıyordum? Korhan, kıza cevap vermemişti ama kız dudaklarını dişleyerek onu izlemeye devam etmişti. Bu, içimde büyük bir öfkeye neden oldu. Onu unutmaya karar vermiştim ama başkasının ona yaklaşma fikri beni delirtmişti. Gerçekten gözümün içine baka baka başka bir kızın adım atmasına karşılık verecek miydi? Tamam kızla sohbet etmiyordu hatta kısa cevaplar vererek karşılıksız bırakıyordu ama hiç de bana yaptığı gibi engel koymuyordu. Kız, dudaklarını ısırarak onu izlemeye devam ederken birden aklına bir fikir gelmiş gibi gülümsedi. Her ne düşündüyse sinir olacağım bir şey olduğuna emindim. Ben kendi setlerime başladığımda, platin saçlı kız Korhan'ın çalıştığı bölgenin hemen yanındaki ağır bench press makinesine geçti. Ardından makineye yattı ve yardım almadan o ağırlığı kaldırmaya çalıştı. Korhan hiç kafasını çevirip ona bakmamıştı ben de baktığımı anlamasın diye oldukça kaçamak bakışlar atıyordum. Tam o sırada, kızın kol kasları titredi ve ağırlık göğsünün üzerine doğru hızla inmeye başladı. "Yardım! Yetişin!" diye bir çığlık attı o kız. Sesindeki panik o kadar gerçekçiydi ki, tüm salonun dikkati o tarafa kaydı. Korhan, hızla fırladı. Koşarak kızın yanına gitti ve göğsüne inmek üzere olan demir ağırlığı, tek eliyle yakalayıp yukarı itti. Ağırlığı yerine sabitlediğinde, nefes nefese kalan platin saçlı kıza eğildi. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen?" diye tısladı Korhan, sesi öfkeliydi. Kız, gözleri yaşlı ve titrek bir sesle konuştu. "Ben... Ben sadece sizin gibi güçlü olmak istediğim için ağırlık çalışacaktım. Çok utandım." Ağırlık altında ezilen biri için fazla dramatize ediyordu. Gözümden kaçmadı. Korhan, yine de görev bilinciyle kıza yardımcı oldu, onu makineden kaldırdı. Kız, Korhan'ın koluna tutunarak ayağa kalktı. Korhan'ın eli, onu desteklerken kızın belinde kalmıştı. Benim gözlerim ise sadece Korhan'ın kızın beline değen elindeydi. Yüzüme sıcak bir kan hücum etti. Kıskançlık, tüm irademi yakıp kavuruyordu. Benimle arasına binlerce duvar ören bu adam, şimdi başka bir kadının sahte mağduriyetine koşuyordu. Kız, bu anı uzatmak istercesine, Korhan'ın koluna tutunmaya devam etti. Korhan ise, göz ucuyla bana baktı. Göz göze geldiğimiz o an, bakışlarında ne bir açıklama ne de bir özür vardı. Sadece o bildik, soğuk mesafe. Kızın bilerek yaptığını sezsem de ben de rol yaparak endişeyle kıza baktım. Yüz ifademi, ona bir şey olmasından korkmuş gibi tutmaya dikkat ediyordum. Aksi halde onu dikizlediğimi düşünecekti. Kız gülümseyerek Korhan'ın omzunu tutup teşekkür ettiğinde artık öfkeden gözüm seğirmeye başlamıştı. Sinirle makinenin yanından ayrıldım. Çantamı alıp hızlı adımlarla soyunma odasına yürüdüm. Eve gidip duş almak, tüm bu pis enerjiyi üzerimden atmak istiyordum. Bu salona bir daha asla gelmeyecektim. Gerekirse buraya en yakın başka bir şehirdeki spor salonuna giderdim ama yine de bir daha bu manzarayı görmezdim. Soyunma odasına geçip yedek kıyafetlerimi giydim ve parfümümü sıkıp oradan çıktım. Binadan çıkmadan önce de kaydımı yapan görevlinin yanına gittim. "Ben kaydımı sildirmek istiyorum." "Bir sorun mu oldu efendim?" dediğinde tam konuşacaktım ki Korhan ve platin saçlı kız beraber yanımızdan geçtiler ve binadan çıktılar. Şaşkınlık ve öfkeyle arkalarından bakarken içimden bir ses buraya gelmeye devam edip başka aşklara yelken açmamı söylemişti. Gülümseyerek görevliye döndüm. "Aslında ben, biraz daha düşünsem iyi olur. Kolay gelsin." Binadan çıkıp arabama geçtim ve eve doğru sürmeye başladım. Olanları kızlara anlatmak için yanıp tutuşuyordum doğrusu. Siteye girip bizim eve çıktığımda, kızları makyaj yaparken yakalamıştım. "Kızlar? Nereye böyle?" "Babam yazdı güzel bir davet varmış biz de gidiyoruz, hazırlan hadi," dedi Asya. Ben ona anlamazca bakarken beni evin içine çekti ve elimdeki spor çantamı aldı. "Çabuk hazırlan!" "Ne daveti bu?" dediğimde düşündüğüm tek şey askeriyedekiler için olup olmadığıydı. "Askeri bir davet." "Herkes gelecek mi?" dediğimde Asya kıkırdadı. "Evet Korhan da gelecek." Onunla tekrar karşılaşacak olmak bir taraftan canımı sıkıyordu ama bir taraftan da intikam almak istiyordum. Bu akşam çok güzel görünmeli, adeta ışıldamalıydım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD