Ani Operasyon

1052 Words
Kesinlikle bu meydan okuyan tavrım Korhan'ın hoşuna gitmemişti. "Burada öyle şeyler yapamazsın ama." "Nedenmiş o?" dediğimde sırıttı. "Gökhan ağabey, Asya'yı bana emanet etti. Haliyle evinize erkek gelip çıkarsa ona haber uçururum o da sizi mahveder." "Ev dışında yaparız biz de yapacağımızı," dediğimde kaşlarını çattı ve bana yaklaşıp kolumu tuttu. Beni kolumdan çekerken yüzlerimiz yakınlaşmıştı. "Sakın Asya'yı böyle şeylere bulaştırma. Kendin ne yapıyorsan yap ama Asya'yı peşinden sürükleme." Kalbim kırılarak ona baktım ama karşısında güçsüz görünmek istemiyordum. Ben de onun kolundan tuttum. "Çok önemsiyorsan kendin de Asya'ya iyi örnek ol o zaman. Kız nefret ediyor senin komşun olmaktan, senin misafirlerinden." Birbirimize öfkeyle bakarken yüzlerimiz oldukça yakındı. Onun bakışları yüzümde gezinirken dudaklarıma düştüğünde daha fazla oyalanmıştı. Fısıldadı. "Sadece sevgililerim gelmişti bu kız neden bu kadar abartıyor?" "Bana ne ya senin özelinden?" dedim geri çekilerek ama o, kolumu bırakmadığı için çekilememiştim ve biz hala çok yakındık. "O yüzden mi yemeyip içmeyip evime gelenlere baktınız?" "Magazinsel olarak baktık," dediğimde sırıtmıştı. O, beni bırakıp çekilirken tatlısından yemeye devam etmişti. Ben de yerken ona döndüm. "Bugün görev var mı?" "Onlar arayana kadar yok," dediğinde kafamı salladım. O halde bolca vaktimiz vardı. "Dışarıya çıkmak ister misin? Araba var bende." "Bende de motor var," dediğinde şaşırmıştım. Motosiklet de çok severdim ve onun kullandığını bilmiyordum. Sırıttım. "Bence arabayla gidelim." "Öyle olsun, yanıma ne olur ne olmaz diye üniformamı ve tüfeğimi de alırım ama," dediğinde kafamı salladım. O, eşyalarını toplarken ben de aşağıya inip arabayı çalıştırdım. Çok geçmeden Korhan da gelmişti. "Manuel kullanıyorsun demek." "Çok severim," dedim ve arabayı sürmeye başladım. Yol açıldığında daha da hızlanmıştım. "Sakin ol, polis kovalamıyor." İkimiz de onun sözüne gülerken daha da hızlandım. Yollar boş, yani benimdi. Drift de atarken Korhan şaşkınca bana döndü. "Kaç yıldır sürüyorsun?" "Bir yıl bile olmadı," dediğimde daha fazla şaşırmıştı. Ben ise çalışmalarımın karşılığını görmeye başladığım için çok mutluydum. Son sürat yol üzerinde giderken Korhan birden bana doğru eğildi ve ilerideki yolu işaret etti. "Şu yoldan git, çok güzel bir tepe var." Yumuşak sesi hafif fısıltılı çıktığında ve nefesi tenime çarptığında elektrik çarpmış gibi hissetmiştim ve irkilmiştim. Direksiyonu sıkarak yola odaklandım ve dediğini yaptım. Onun talimatlarıyla tepeye geldiğimizde ikimiz de arabadan indik ve aşağıya, ışıklara baktık. İkimiz de arabanın kaputuna oturmuştuk. "Korhan, burası çok güzel." "Sık sık gelirim buraya," dediğinde ona döndüm. "Bunu söylerken neden mutsuzsun?" "Şehit verdiğimiz arkadaşımla bizim yerimizdi. Sık sık buraya gelir konuşurduk, içerdik, gülerdik. O, asker fıkraları anlatırdı," dediğinde gülmeye başlamıştı. "Güzel anılarımız vardı ama artık tek gelip oturuyorum." "Başın sağ olsun, çok üzüldüm," dedim onun omuzlarını sıvazlarken. O ise sadece gökyüzüne bakıyordu. "Vatan sağ olsun. Çömezleri bana bıraktı ve gitti." "Tarih kahramanca ölenleri yazar," diye mırıldandım. Ona sarılıp destek olmak istiyordum ama yapacak cesareti bulamıyordum çünkü aramızda o yakınlık yoktu. Kararsızca ona bakarken bir anda ayağa kalktım ve onun karşısına geçtim. Onun gözleri gözlerimi bulurken kollarımı boynuna dolayıp ona sıkıca sarıldım. Garipsese de o da karşılık verdi ve kollarını belime sardı. Sıcak gövdesinin arasında adeta kaybolurken iri cüssesine iyice yerleştim. Biz sessizce birbirimize sarılmış halde kalırken onun telefonu çalınca istemeyerek de olsa ondan ayrıldım. İri vücuduna sarılmak resmen bende bağımlılık yapmıştı. Sessizce konuşmasını dinledim. "Efendim komutanım." "Dışarıdayım, hemen geliyorum." Ben panikle ona bakarken o, arabadaki eşyalarını çıkardı. Üzerini çıkarmaya başladığında şaşkınlıkla donakaldım. İnsan haber verirdi, değil mi? Gözlerimi zor da olsa kaslarından çekip arkamı döndüm ve giyinmesini bekledim. Sanırım işiyle alakalıydı. "Reyna, benim acil gitmem lazım. Görev var, daha doğrusu desteğe gitmem lazım." "Ben seni yetiştiririm merak etme," dediğimde o, tereddüt etse de kabul etti. İkimiz de arabaya geçtiğimizde çalıştırıp hızlıca sürmeye başladım. "Kemerini bağla." Tepeden olabildiğince hızlı şekilde inip anayola çıktığım anda son gaz gitmeye başladım. "Kaç dakikalık yol?" "Yirmi" dediğinde sırıttım. "Beş dakikaya orada oluruz." Hız yapıp tüm kavşakları hızlıca dönerken Korhan'ın bana attığı bakışları hissedebiliyordum. Onun talimatlarıyla, sonunda geldiğimizde taşlık olan arazi bölgeye korkuyla baktım. Korhan telefon açmıştı. "Destek gelmedi mi hala size?" "Ben buradayım, idare ederiz destek gelene kadar," dedi ve telefonu kapattı. Ardından bana döndü. "Sen hemen dönüyorsun." "Seni burada bırakamam Korhan," dediğimde kaşlarını çattı. "Helikopter gelene kadar çatışacağız. Gitmezsen sana da ateş ederler. Zaten seninle buraya gelerek çok büyük bir yanlış yaptım lütfen git," dediğinde tereddüt etmiştim. Telefonu çaldığında o, ceevaplarken çalılıkların arasında gördüğüm hareketle çığlık attım. "Korhan, orada biri var!" Korhan anında arka koltuktaki tüfeğini aldı ve arabanın camından sarktı. "Çabuk git buradan." "Sen ne olacaksın?" dediğimde eli çenemi buldu ve beni kendisine çekti. "Sana git dedim." Bize doğru gelen bir grup askeri gördüğümde tekrardan ona baktım. Ateş de ediyorlardı gelenlere. "Sizi götüreyim Korhan." Korhan camıdan askerlere seslendi. "Neden kimse gelmedi?" "Komutanım kimseye ulaşamıyoruz, kaldık öyle," diye seslendi biri. Korhan bana döndü. "Gidemeyiz, burayı temizlememiz lazım. Sen çabuk git buradan." Çaresizce onlara bakarken gelen askerlerken biri Korhan'ın kapısı açtı. "Komutanım kurşun yedim." "Korhan arabadan inip askerin karnını kontrol etti. Eliyle bastırdı ve bana döndü. "Onu hastaneye götürür müsün?" Kafamı salladım. "Siz ne olacaksınız?" "Yenge biz hallederiz. Komutanım da burada," dedi askerlerden biri. Korhan kaşlarını çattı. "Yenge mi?" "Özür dilerim komutanım," dediğinde arka koltukları işaret ettim. "Onu yatırın, ben götürürüm. Lütfen dikkatli olun." Onlar askeri arka koltuğa yatırdıktan sonra arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. Aklım hala onlardaydı ama Korhan'a güvenmekten başka çarem yoktu. Hızlı bir şekilde hastaneye gittiğimde Gökhan ağabeyi arayıp her şeyi anlatmıştım. "Seninle nasıl operasyon bölgesine gider Korhan?" "Öyle gerekti. İyi ki gitmişim yoksa şehit verebilirdik." Ameliyata alınan askeri beklerken nizamiyeden onun için de gelenler olmuştu. Onları bilgilendirirken Gökhan ağabey de gelmişti. Görünce koşarak sarıldım. "İyi misin Reyna?" "Evet ama diğerleri hala orada çatışıyor." Gökhan ağabey kaşlarını çattı. "Destek göndermiştik, yolda mı başlarına bir şey geldi acaba?" Onlar gerekli işlemleri yapıp bir ekip daha gönderirlerken benim eve dönebileceğimi söylemişlerdi ama hiç oralı olmadım. Aklım onlardaydı. Her biri sağ görmeden eve gidemeyecektim. Başarılı geçen bir ameliyatın ardından askeri hasta odasına yönlendirirlerken Gökhan ağabey nöbetçi iki asker bırakmıştı ve beraber nizamiyeye gitmeyi teklif etmişti. Anında kabul etmiştim. Diğerleri de oraya gelecekti çünkü. Askeriyeye geldiğimizde beni oldukça sıcak karşılamışlardı. Onların ısrarı yüzünden kahve üstüne kahve içmiştim. Uzun bir bekleyişin ardından ekip gelmişti. Gökhan albay, Korhan'ı kenara çekti. "Destek ekip göndermiştik ama istihbarat aldık, yolda pusu kurup rehin almışlar. Şafak operasyonuyla askerlerimizi çıkaracağız." "Beni yaz komutanım," dedi Korhan kararlılıkla. Albay kafasını sallayıp diğer askerlerin yanına gittiğinde Korhan ile göz göze gelmiştik. Ben, onun iyi olmasının verdiği mutlulukla gülümserken Korhan bana oldukça öfkeli bakıyordu. Bunu garipseyerek ona bakmayı sürdürürken yanıma geldi ve kolumu sertçe kavrayıp beni ayağa kaldırdı. "Sen, yabancı istihbarata mı çalışıyorsun? Nerenin ajanısın?"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD