Önümde duran saksı ve çiçek yığınına bakarken hissettiğim tek şey öfkeydi ancak bunları yapmayı reddedeceğimi düşündüğünü biliyordum. Ona bu zevki yaşatmak istemiyordum, yaşatmayacaktım. Bu çiçeklere bakacak, onları büyütecek ve o mezara dikmesi için ona verecektim. Ben, onun düşündüğü basit bir kalıba asla oturmayacaktım. Sakin bir şekilde derince nefes alarak aşağıya, diğerlerinin yanına indim. "Çiçeklerin yanından dönmen zaman aldı, çok güzeller ama öyle değil mi?" diyerek bana bakan Müzeyyen Hanım'a sadece gülümseyerek karşılık verdim. Bana yaptıklarını ve koluma yaptıklarını unutmamıştım ama belli ki o çoktan bu konuyu kafasından atmıştı. Belki de ailem burada diye bana böyle iyi davranıyordu. Her nasıl olursa olsun sonuna kadar samimiyetsiz hissediyordum. Karan'ın iki kuşu tek taşl

