MERCAN Titreyen ellerimle birlikte aklımda unutmamaya çalıştığım bir isim vardı. İşime yarayacağını düşündüğüm bir isim. Belki sonrasında randevu alabileceğim ve bir şekilde hakkında araştırma yapabileceğim bir isim. Bekir Bey'in, odasına girdiği doktor... Nazan Doğan. Kapıdan içeriye girerken durumu Hilal'e belli etmemem gerektiğinin farkındaydım bu yüzden elimden geldiğince gülümsemeye gayret gösterdim. Bembeyaz olan suratım ise sanki beni çoktan ele veriyor gibiydi. İçeriye girip, su şişelerini sehpanın üzerine koydum ve birini açarak içebilmesi için ona uzattım. Benim halimi görünce endişelendi, "İyi misin? Yüzün bembeyaz olmuş! Yoksa babama bir şey mi oldu?" Endişesini anladıktan sonra ona telaşla döndüm, "Hayır, hayır! Baban gayet iyi hatta eminim bir iki saate burada olur."

