Alpaslan’la birlikte düğün salonuna adım attığımız an, tüm gözler üzerimizdeydi. Salon tıklım tıklım doluydu, kalabalığın uğultusu ve alkışlar bir anda havayı doldurdu. Herkes ayağa kalkmış, gözleri bize çevrilmişti. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Alpaslan elimi sıkıca tutuyordu. Elinin sıcaklığı bir nebze de olsa beni rahatlatıyordu ama kalabalığın içinde bu kadar ilgi görmek beni daha da heyecanlandırmıştı. Adımlarımızı yavaşlatmadan nikah masasına doğru yürümeye devam ettik. Her adımda kalbim biraz daha hızlandı, ellerim terledi. Heyecanımı fark eden Alpaslan elimi okşadı. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. “Heyecandan bayılabilirim.” “Sakin güzelim.” Nikah masasına vardığımızda, ikimiz de aynı anda derin bir nefes aldık. Salon bir anda sessizleşmişti. Alkışlar yavaş ya

