Sabahın ilk ışıkları odanın içine dolarken, gözlerimi açtığımda Alpaslan yanımda hâlâ uyuyordu. Yüzündeki yorgunluk izleri, gecelerin uykusuz geçtiğini açıkça belli ediyordu. Usulca yataktan kalkıp ona bir kez daha bakmadan edemedim. Ne kadar güçlü görünse de derinlerde ne fırtınalar koptuğunu en iyi ben biliyordum. Hafifçe gülümsedim, kahvaltı hazırlamak istiyordum onun için. O uyurken odadan çıktım. Aşağıya indiğimde mutfaktan sesler geliyordu. Adımlarımı mutfağa çevirdiğimde karşımda gördüğüm manzara gülümsetti beni. Günaydın. Emine abla, kocası ve kızı çoktan kahvaltıyı hazırlama işine girişmişlerdi. Günaydın, dediler aynı anda. “Bu sabah kahvaltıyı ben hazırlayacaktım ama belli ki geç kalmışım.” Emine abla gülümseyerek, Biz erken kalkıyoruz sen geç kalmadın dedi. her şey hazır i

