Duru'dan On yedi yıllık hayatım boyunca tesadüflere hiç inanmadım. Bana göre meydana gelen her olayın bir nedeni vardı, fakat biz insanlar bunu algılayabilecek kadar donanımlı değildik. Ve anlam getiremediğimiz bu olaylar meydana geldiğinde kendi ayıbımızı örtmek, eksiğimizi saklamak için 'tesadüf' damgası yapıştırıyorduk. Biliyordum ki, yeni gelen kız, yani Mısra'nın konuşamaması ile gözlerinin etrafına çöreklenmiş olan hüzün perdesi tesadüf değildi. Ve yine biliyordum ki, o kızı hiç tanımıyor olmama rağmen bu kadar benimsemiş olmam da tesadüf değildi. Bunu en çok bu sabah Alev'in ateş saçan gözlerinin hedefi olmasından anlamıştım. Eğer Alev o kızdan nefret ediyorsa, kesinlikle o kızda Alev'e göre yanlış, bana göre doğru olan bir şeyler var demekti. Çünkü benden de nefret ediyordu. Aslı

