Arhat ağa’dan, Gülbin’i uyandırıp yatağını saklamıştım ama karşımda annem iki gözü iki çeşme ağlarken diğerlerine karşı durduğum gibi katı olamıyordum. "NEREDE O KATİLİN DÖLÜ, OĞLUMUM MEZARINA DAHA GÜNEŞ DOĞMADAN KOYNUNA NASIL GİRMİŞ HESAP VERECEK!" Sağlığını iyice kaybetmeden bir çözüm bulmam gerekiyordu ama akrabaların yanında konuşulacak şeyler değildi. Annemi kolumun altına alıp yanında gelenlere baktım. “Hala, yengemi al. Siz aşağı inin, bizim annemle konuşacaklarımız var.” Aslında daha sabahı bile beklemeden anneme olanları yetiştirenlere hesap sormam lazımdı ama aile yeterince gerildiği için sabrettim. Yüzüme gelemeyip annemi doldurduklarını biliyordum, böyle acılı bir zamanda olmasak kesilecek ceza belliydi ama halamın kendi evladı gibi sevdiği yeğeni ölmüş, yengeminse kızı

