Gece, ormanın içini koyu bir örtüyle kaplamıştı. gözlerim karanlığa alışmıştı ama kalbim hâlâ aynı hızda çarpıyordu. Lara, hemen yanı başında, başını yana çevirmiş, gözlerini kapalı hâlde yatıyordu. Soluğu vardı. Nabzı da. Ama bilinç hâlâ geri gelmemişti. dizlerimin üzerinde, sırtım bir ağaca yaslanmış şekilde bekliyordum. Gözlerimi bir an bile ondan ayırmamıştı. Parmağımla Lara’nın nabzını ara ara kontrol ediyor, alnındaki kanı silmeye çalışıyordum. Ellerimi dizlerime bastırdım, gözlerini kapattı. > “Böyle olmamalıydı...” diye fısıldadım kendi kendime. “Seni bu kadar tehlikenin içine ben soktum.”dedim burda olmasını bu yüzden istemedim ilk başta ama sonra alıştım ona ama şimdi fark ediyordum o buraya ait değilde burada yaşamak imkansızdı ama onun yaşaması lazımdı inanılmaz bir yaş

