Geniş odanın içinde kendini sıkışmış hissediyordu. Gök gürlüyor, yağmur çatıyı parçalayacak gibi yağıyordu. Yarış ediyordu nefes alışverişleri gürleyen gökle. Kalbi korkudan kaburgalarının arasına saklanmış yaşamak için umut ediyordu.
Baktığı zaman aydınlığı temsil eden beyaz kapı ağır ağır açıldığında çarşafı avuçları arasında sımsıkı sıktı. Korkudan titreyen gözleri kapının üzerinde, ayak parmakları içe doğru kıvrık duruyordu. Güçlü bedeniyle odaya giriş yapan adamı ister istemez baştan aşağı inceledi. Uzun bacaklarını saran siyah pantolon, kaslı gövdesine ikinci deri gibi yapışan beyaz gömleği yırtılacak gibi duruyordu.
Onu tanıyordu! Sinirlendiği zaman bedeni gerilirdi, elleri her zaman yumruk halinde olur damarları parmaklarının arasından dışarı çıkacak gibi şiş dururdu. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Yavaş yavaş yanına yaklaşan adamın kokusu burnuna iliştikçe kalbi her saniye daha fazla hızlı atıyordu. Gök onun varlığını hissetmiş gibi daha çok bağırıyordu. Gücüne destek olmak ister gibi omuzlarına oturmuş liderliğinin keyfini çıkarıyordu.
Karşısındaki adam bir yıldır tanıdığı adam değildi.
Karşısındaki adam Akrep'ti.
Bastığı her sert adımda gözleri onun gergin duran kollarının üzerinde geziyordu. Yüzüne bakamıyordu, baktığında âşık olduğu mavi gözlerde öfkeyi görmek istemiyordu. Pikabı çalıştırıp parmaklarını konsolun üzerinde ağır ağır vurduğunda gözlerini kapadı Firuze.
Düşlerin ömrünü içtiğini anladığında
Ne hissedersin söyle bana
Ağla, ağla Firuze ağla, saflığına ağla
Çiçeksi güzelliğini hatırla
Ama dikenli çalılar içindeki o çiçeğin
Artık kokusu kalmadı Firuze.
Şarkının sözlerini yüreğinde hissettikçe gözyaşlarını tutamıyor, yanaklarıyla buluşmasına müsaade ediyordu.
"Ormanın kendine sakladığı bülbül gibi
Senin sesini kim duyacak Firuze?
Lodos gibi, denize dökülen bir nehir gibi
Geriye dönüp bakmamalısın
Bir gece akıp gider, iki gecenin yası tutulur
Acelen ne Firuze?"
En can alıcı kısmı onun dudaklarının arasından duyunca acıyan gözlerini öldürücü bakan gözlerine çevirdi. Onun yanında tebessüm eden dudakları gergin, düzgün duran kaşları çatıktı. Tıpkı beklediği gibi, Akrep'ti o. Dün gece James'i kendi elleriyle öldürmüştü. Onu bu hale getiren kendiyken eskisi gibi olmasını beklemek mantıksızdı.
"Kötü bir adamım bunu hiçbir zaman inkâr etmedim. Gülmüyorum, senin yanında hariç. Eğlenmiyorum, seninleyken hariç. Yaşayan her canlıya düşmanım gözüyle bakıyorum, sen hariç. Sen! Söylesene Firuze, sana karşı anlayışlı olduğum için mi kaçtın? Tüm mal varlığımı, hayatımı sana verdiğim için mi benden uzaklaştın? Mutlu olman için Tanrı'nın bana verdiği her şeyi sana verdim. Uçmak istiyorum dedin sana özel uçak aldım. Araba kullanmak istiyorum dedin kimsenin sahip olamayacağı bir arabayı senin için aldım. Doğada bir ev istiyorum dedin bir dakika düşünmeden aldım. Denize gitmek istiyorum dedin, gittin, tenis oynamak istiyorum dedin, oynadın, sinemaya gitmek istiyorum dedin, gittin. Ben özgür olmak istiyorum dedin seni özgür bıraktım. Sevilmek istiyorum Firuze dedim, sevmedin!"
Sözleri bıçak darbesi gibi kalbine batıyordu. "Seviyorum," dedi titreyen sesiyle. "Korktuğum için gittim. Sen o adamı öldürdün."
Başını kaldıran adam Firuze'nin titreyen ellerini tutup ayağa kaldırdı. Dağılan saçlarının arasında parmaklarını dolaştırıp, "Ölmesi gerekiyordu," dedi duygu barındırmayan sesiyle.
"Ben korkuyorum. Bırak gideyim."
"Seni bırakmak mı? Hayal görüyorsun."
Kemikli elini Firuze'nin ince beline dolayıp kendine çekti.
"Bu zamana kadar sana karşı uyguladığım anlayış bitti. İstediğin özgürlüğü sana verdikçe sen benden uzaklaştın. Yüzüne güldükçe, sevgimi hafife aldın. Bundan sonra ben ne dersem o olacak Firuze. Bensiz adım atmayı unut!"
Hıçkıra hıçkıra ağlayan Firuze titreyen bacaklarını daha fazla ayakta tutamadığı için olduğu yere düştü. Her zaman kollarından tutan adam bu sefer kılını kıpırdatmadı. Arkasını dönüp odanın çıkışına ilerledi.
O an kulaklarını dolduran şarkının sözleri bedenini cayır cayır ateşlerin içine attı.
Lodos gibi, denize dökülen bir nehir gibi
geriye dönüp bakmamalısın
Bir gece akıp gider, iki gecenin yası tutulur
Acelen ne Firuze?
Sevdiği adamın yüzündeki gülüşü kaybeden Firuze, ölmüş ruhunun üzerine toprak atıp gözlerini kapadı.